12 Haziran 2021 23:23

Dış göç ve sinema (3): Gitmek mi zor kalmak mı?

Baba filmi afişi.

PAZAR
Paylaş

Geçen hafta yazdığımız Türkan Şoray’ın yönettiği başrolünü Kadir İnanır’la paylaştığı “Dönüş” filminde gurbete gidenin dönüşünün de o “dönüş”ü bekleyenin de nasıl zorlandığını görmüştük. “Gitmek mi zor kalmak mı?” sorusu da önemliydi. Giden mi şanslı, kalan mı, yoksa şanslı ve mutlu olanı yok mu bu göç hareketlerinin.

BABA: ALMANYA’YA GİDEBİLMEK

Yılmaz Güney, 1971 yapımı “Baba” adlı filminde yoksullukla mücadele eden, bu yükle ezilen ve Almanya’ya işçi olarak gitmeye çalışan Cemal’in mücadelesini, Almanya hayalleri yıkılınca yaşadığı sorunları yaşadığı yıkımı anlatır.

Cemal annesi, karısı ve çocuklarıyla eski bir yalının bahçesinde yaşar. Motorlu kayığıyla ufak tefek işler yaparak geçinir. Uzun zamandır Almanya’ya işçi olarak gitmeyi planlamaktadır. Sağlık muayenesinde dişleri eksik çıkan Cemal’in Almanya hayalleri suya düşer. Ailesinin temel ihtiyaçlarını karşılayacak para bile bulamayan Cemal çaresizdir. Yalının sahibi ona bir teklif sunar. Eğer teklifi kabul ederse ailesi refah içinde yaşayacaktır. Ancak işler beklendiği gibi olmayacaktır.

Yılmaz Güney’in senaryosunu Bekir Yıldız’ın “Üç Yoldaş” adlı öyküsünden esinlenilerek yazdığı, görüntü yönetmenliğini Gani Turanlı’nın yaptığı filmin unutulmaz müziği de Metin Bükey imzalıdır. Filmde Cemal’in (Yılmaz Güney) oğlunu Aytaç Arman, kızını da Cahide Sonku’nun kızı Ender Doruk canlandırır.

Yalı sahibinin alkol düşkünü şımarık oğlunun işlediği suçu, ailesinin refah içinde yaşayabilmesi vaadiyle çaresizlikten sahiplenen Cemal hapse girer. O içerideyken aile büyük bir yıkım yaşar, kızı kötü yola düşer, oğlu kumarbaz olur. Kitap olarak basılan senaryosunun tanıtımında şunlar yazılıdır: “Yılmaz Güney’in en önemli filmlerinden biri olarak kabul gören Baba, sınıfsal olanı gözden kaçırmayan, yaşam şartlarının insanların hayatlarını belirlemedeki etkisini gözler önüne seren konusu ve toplumun içinden seçilen gerçekçi karakteriyle kültleşmiş, Türkiye’de politik sinemanın öncülerinden biri olarak kabul edilmiştir.

Çocukları ve eşi için işlemediği bir suçu kabul eden fakat yıllar sonra umduğu her şeyin tepetaklak olduğunu fark eden Baba, yaptıkları ve başına gelenlerle çözümün bireysel çabalarla olmayacağını fısıldar herkese.”

Yıllar sonra (1982)  Arda Uskan senaryosuyla Temel Gürsu yönetmenliğinde İbrahim Tatlıses ve Meral Orhonsay’la “Nasıl İsyan Etmem” adıyla ile yeniden çekilen çekilir film.

Yılmaz Güney’in oynayıp yönettiği “Baba” filmi 1972 yılında düzenlenen Adana Altın Koza Film Festivali’nde En İyi Film ödülünü kazanır. Yılmaz Güney de En İyi Erkek Oyuncu seçilir. Fakat dünya sinema festivalleri tarihinde örneği olmayan biçimde şehrin belediye başkanı jüriyi yeniden toplayarak ödüllerin değiştirilmesini sağlar.

Cüneyt Arkın, önemli bir tavır sergileyerek Yılmaz Güney’den alınıp kendisine verilen en iyi oyuncu ödülünü reddeder. Yılmaz Güney’in politik duruşu ve filmde anlattığı, gösterdiği yoksulluğun, çaresizliğin insanları ölümcül sonuçları olabilecek seçimler yapmak zorunda bırakabileceğini göstermiş olması egemen güçleri, yönetenleri rahatsız etmişti. O günlerde de, sonrasında da “Zenginleri seven” egemenler, yönetenler yoksul olan ve yoksullarla saf tutan sanatçının hayatını cezaevlerinde geçirmesine neden olmuşlardı.

Yılmaz Güney “Baba” filminde sınıfsal farkları, sınıf çelişkisini ve çatışmasını oldukça net, açık ve yalın bir gerçekçilikle yansıtır.  Toplumdaki adaletsizliği, egemen sınıfın ast sınıfa emekçilere baskısını, güçlünün yoksula zorbalığını Almanya’ya gitmeye çalışan erkeklerin muayene sahnesi gibi birçok görüntüyle verir.

Film bütün bu özellikleriyle sinemamızda da, Yılmaz Güney filmografisinde de önemli ve ayrı bir yerde durduğu gibi dış göç filmleri içinde de “gidiş öncesi” süreci anlatan film olarak ayrı bir yerde durur.

EL KAPILARI, SAHTE CENNETLER

Almanya’da birlikte olduğu Türkiyeli bir işçiden çocuğu olan Alman kadın Eva, kendisini terk edip Türkiye’ye dönen Mustafa’yı bulmak için geldiği Kayseri’de “kocasını” arar. Fakat Mustafa ikinci kez evlenmiştir. Mustafa’nın istemediği Eva beş yaşındaki çocuğuyla yalnız başına kalır. “Ona yardımcı olmaya çalışan Şoför Mustafa’nın sıcaklığıyla köyün örf ve adetlerine ısınır, Müslüman olup namaz kılmayı öğrenir. Evlenmek üzere olduğu Mustafa, bencil kocası tarafından düğün gecesi öldürülecek ama manevi huzur bulduğu yöreden ve bu insanlardan kopamayacaktır.”

Halit Refiğ’in yazıp yönettiği 1969 yapımı “Bir Türk’e Gönül Verdim” filminin konusudur Eva ile Mustafa’nın hikayesi. Film Halit Refiğ’in savunduğu, teorisyenliğini yaptığı “ulusal sinema” anlayışının (Halit Refiğ’in önemsediği, savunduğu) ilk örneklerindendir.

Eva Bender, Ahmet Mekin ve Bilal İnci’nin başrollerde olduğu film 2. Adana Altın Koza Film Şenliği’nde (1970) en iyi 2. film seçilir, Bilal İnci En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu, Seden Kızıltunç da En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödüllerini alır. 

Orhan Aksoy’un yönettiği 1974 yapımı “Almanyalı Yarim”de Türkiyeli bir işçi ile Alman kadın arasındaki aşkın “engellerle dolu” hikayesi anlatılır. Aynı yıl yine Orhan Elmas’ın yönettiği “El Kapısı” adlı filmde de Almanya’ya gitmek isteyen bir köylünün, ağa tarafından engellenmesi, vurulması sonucu, karısının Almanya’ya gidişi ve ünlü oluşu anlatılır.

Oksal Pekmezoğlu imzalı 1974 yapımı “Almanya’da Bir Türk Kızı” adlı filmde de Almanya’ya işçi olarak giden eşinin yabancılaşması sonucu, onun peşinden giden ve Almanya’da hayata şarkıcı olarak tutunmaya çalışan bir Türk kadınının dramatik hikayesidir anlatılan.

Bu sayfada daha önce önemli bir dış göç filmi olan Almanya’ya kaçak yollarla gitmek isteyen işçilerin, eski-hurda bir otobüsle İsveç’e götürülerek, Stockholm’de bir meydana bırakılmaları sonrası yaşadıklarının anlatıldığı “Otobüs” filmi üzerine yazmıştık. Korku, şaşkınlık, ölüm ve tutuklanmalar...

1974 yapımı göç ve mülteci sorununu kara mizah üslupla ele alan, Danıştay kararıyla gösterim izni almış tartışmalı filmi anımsamak için: https://www.evrensel.net/yazi/74921/otobüs

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...