Polis Haftası 2021

Ordunun topluma benimsetilmeye çalışılması militarizmin ayrılmaz parçalarındandır. Bu çabanın önemli bir parçası olarak askerler, üniformalar ve hatta silahlar çocuklara sevimli gösterilmeye çalışılır.

Benzer bir çaba, Türkiye’de polislerin topluma benimsetilmesi için yaklaşık 20 yıldır sürüyor. Bu çabanın çok önemli bir parçası çocuklara yönelik çalışmalar. Her nisan ayında ülke çapında düzenlenen Polis Haftası etkinlikleri bu çalışmaların en somut örneği. Geçtiğimiz nisan ayında düzenlenen etkinliklerde, tıpkı daha önceki yıllarda olduğu gibi sistematik olarak çocuk hakları çiğnendi.

Giresun’dan bir örnek inceleyelim: Emniyet Müdürlüğü web sitesindeki bilgilere göre, Güre Mahallesi’nde bulunan bir özel eğitim kurumuna giden polisler burada “özel çocuklar” ile zaman geçirmişler, “Moral motivasyonlarının yüksek tutulması ve sosyal hayatın içerisinde daha fazla yer almalarının sağlanması” için sorumluluklarını yerine getirmişler. Trafik ve Yunus motorize ekipleri, öğrencilerin “Motor becerilerinin geliştirilmesi” amacını taşıyan etkinlikler gerçekleştirmişler.

Peki, tam olarak ne yapmışlar? Öğrencilere çeşitli “ikramlar” dağıtılmış. Ardından çocukların polis araçlarına bindirilmesi ve fotoğraf çekimi yapılmış. Sonra yoldan geçen yolcu minibüsleri durdurulmuş. Çocuklar ellerine tutuşturulan kolonya ve maskelerle minibüse bindirilmiş; yolculara önce “kolonya ikramı” sonra “maske dağıtımı” yapmaları sağlanmış. Sonuç? Web sitesinde şöyle yazıyor: “Polis teşkilatı mensupları olarak gerçekleştirdiğimiz etkinlik ile beraber özel çocuklarımızın toplumun birer parçası olduğu hissettirilmek istenmiştir.”

Web sitesinde söylenmeyenleri söyleyelim. Çocuklara kendilerini sevdirmek isteyen polisler, her yıl kamu bütçesinden çocuklara çikolata, oyuncak vs. dağıtırlar. Ardından çocukların polislerin kullandığı motorlu araçlara dokunmaları, binmeleri ve bu sırada fotoğraflanması sağlanır. Burada amaç, hem bu araçlara yönelik olumlu duyguların oluşması, çekilen fotoğraflarla bu duyguların kalıcılaştırılması, hem de özellikle yerel medyaya dağıtılacak reklam malzemesi elde edilmesidir.

Bu etkinliklerde çocuk haklarının ısrarla nasıl çiğnendiğini de birlikte düşünelim. Her şeyden önce bu etkinlikler çocukların yararına değil. Bu etkinlikler bir halkla ilişkiler çalışması ve hiçbir masum yanı yok. İkincisi, bu etkinliklerde çocuklar kullanılıyor. Çocuklara polis üniformaları giydirilmesi, yüzlerine operasyonlarda kullanılan türden maskelerin takılması, ellerine silahlar verilerek fotoğraflarının çekilmesi gibi korkunç örnekler yanında, daha masum görünen uygulamalar da çocukların kötü bir senaryoda figüran olarak oynatılmasına dayanıyor.

Üçüncüsü, kamu görevlilerinin hiç çekinmeden ve ısrarla çocukların zayıflıklarından yararlanmaları. Yiyecek ve oyuncak dağıtılması da, küçük çocukların dayanamayacakları kadar çekici maskotların kullanılması ve ilgilerini çeken araçlara bindirilmeleri de hepsi çocukların kavrayamayacakları bir oyuna dahil edilmeleri anlamına geliyor.

Polislerin engelli çocukları hedef almaları da zayıflıklardan yararlanma oyununun bir parçası. Yoldan geçen minibüslerin durdurulması ve engelli çocukların bu minibüslere bindirilmesi bu oyunun bir örneği. Yıllar önce Balıkesir’de, trafik polisi üniforması giydirilmiş down sendromlu çocuklar yola çıkarılmış ve araç trafiğini yönetmeleri sağlanmıştı. Bu etkinlikte çekilen fotoğraflar hem yerel, hem de ulusal medyaya dağıtılmıştı.

Engelli çocukların bu gibi senaryolara alet edilmeleri ile Giresun Emniyet Müdürlüğü web sitesinde sözü edilen “Özel çocukların toplumun içinde yer almaları” amacı arasında hiçbir ilişki yok. Engelli bireylerin toplum içinde yer almaları, onların eşit bireyler olarak görülmeleri, toplumda kendi istekleriyle yer alacakları saygıdeğer roller oynayabilmeleri ve istismar edilmemelerini gerektirir.

Polis Haftası 2021 etkinliklerinden yola çıkarak bir kez daha vurgulamak gerekiyor. Polislerin çocuklardan mutlaka uzak tutulması gerekir. Polislerin düzenlediği etkinliklerde çocukların ve özellikle de engelli çocukların bulunması, kaçınılmaz olarak çocuk haklarının çiğnenmesiyle sonuçlanır.