24 Mayıs 2021 00:11

Tokyo 2020: Para için sağlık & para için sporun iflası

Tokyo 2020

Fotoğraf: Ftaaffe/Wikimedia Commons (CC BY-SA 4.0)

Paylaş

Japonya kişi başına düşen yatak sayısı oranında dünyanın bir numarası. 126 milyon nüfuslu ülkede 8 bin hastane var. Sağlık sigortası sistemi nüfusun yüzde 98’ini kapsıyor. Kovid-19’un ülkeye veri bazında etkisi dünya geneliyle kıyaslayınca kötü değil. Kasım 2020’ye kadar vaka sayısı azdı, günlük ölüm sayıları bir elin parmaklarını geçmiyordu. Ancak kışla birlikte hastalık yayıldı ve büyük bir kriz patladı. Sürekli övülen sağlık sisteminin kağıttan kaplan olduğu ortaya çıktı.

2 ay sonra olimpiyatlara ev sahipliği yapacak olan başkent Tokyo’ya hızlı trenle 2.5 saat uzaklıktaki Osaka şu anda bu krizin merkezi. Associated Press’in (AP) 21 Mayıs tarihli haberine göre kentteki ölü sayısı 2 bini aştı. Şehirdeki 15 bin hastanın sadece yüzde 12’si yatacak bir hastane bulabildi. Japonya’da nisan ayında hastane dışında ölen 96 kovid-19 hastasından 39’u Osaka’daydı.

Fenalaştıktan sonra saatlerce sağlık ekiplerini bekleyen ve çok geçmeden ölenler… Hastane bulamadıkları için ambulans çağrıları karşılıksız kalanlar… Medya bu süreçte o kadar çok acı hikaye aktardı ki… Annesini kaybeden Kazuyuki Akita, şehirdeki durum için “cehennem gibi” tasvirini yapıyor.

Meseleyi takip edenlerin aklında bazı sorular beliriyor: Japon sağlık sistemi nasıl bu kadar hızlı bir şekilde dağıldı? Nüfusunun sadece yüzde 2’sini aşılayabilen Japonya’da krizin olimpiyatlara etkisi ne olacak? Ve belki de en barizi, bu şartlarda olimpiyat düzenleme konusunda neden ısrar ediliyor?

Tahmin edebileceğiniz üzere soruların yanıtları tamamen parayla ilişkili. Sağlık sistemi çöktü çünkü ülkedeki 8 bin hastanenin yalnızca beşte biri devlet hastanesi ve kovid-19’un tedavisi kârlı bir iş değil. Bu yüzden özel hastaneler boş yataklarla doluyken devlet hastaneleri hastalara yetişemiyor. Ocak ayında Shukan Gendai’de yayımlanan bir haber bu meselenin üzerine eğildi ve özel hastanelere boş yatak sayılarını sordu. Hastanelerin çoğu yanıt vermekten kaçındı ama bir çalışan 100 yataklı hastanenin 40’ının boşta olduğunu ağzından kaçırdı. Tablonun pek çok yerde aynı olduğu aşikar. Japonya’da şu anda 1.5 milyon hastane yatağından yüzde 5’i kovid-19 hastalarına ayrılmış durumda.

Bir başka mesele, bu tip bulaşıcı hastalıkların yayılmasında mücadelede önemli rol oynayacak yerel sağlık merkezlerinin sayısının 1990’lardan bu yana azaltılması. AP, “maliyet” gerekçesiyle söz konusu merkezlerin sayısının yaklaşık 30 yılda 850’den 469’a düşürüldüğünü aktarıyor.

Gelelim bu köşenin “favori” meselesine: Olimpiyatlar! Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), hükümet ve organizatörler, Oyunların kesinlikle gerçekleştirileceğini söylüyor. Japonya’da “Olimpiyatlara hayır” diyenlerin oranı yüzde 80’lere tırmanmışken, sağlık çalışanları Oyunların iptal edilmesi gerektiğini söylerken olimpik cenah bunu umursamıyor. IOC’nin son açıklamasında “Japon halkının tarih boyunca zor şartların üstesinden gelmeyi bildiği”ne vurgu yapılıyordu! Kurulan denkleme ve hamasetin pervasızlığına bakar mısınız? Atom bombası, depremler, nükleer sızıntı, kovid-19 ve Olimpiyatlar! Evet, çok mantıklı.

Japonya şu an tüm imkanlarına rağmen insan yapımı bir felaketle karşı karşıya ve bu felaketin tırmanmasının en önemli nedeni kâr üzerine kurulu sağlık sistemi. Hâl böyleyken IOC’nin bütçesinin dörtte üçünü oluşturan televizyon gelirlerinin karşılanması adına sportif, sosyal ve bilimsel açıdan hiçbir gerekliliği olmayan bir organizasyon halka dayatılıyor. Japonya’ya on milyarlarca dolar harcatan (Maliyet, Japonya Ulusal Denetim Kuruluna göre 25 milyar doları geçti) olimpiyat canavarı ve yerli iş birlikçileri daha fazlasını istiyor.

Olimpiyat için 500 hemşire gerekeceği açıklandıktan sonra yapılan eylemde konuşan Mikito Ikeda, “Kızgınlığın ötesinde duyarsızlıklarının şokunu yaşıyorum. İnsan hayatını ne kadar hafife aldıklarını gösteriyor. Bir hastanenin 1 hemşire eksik çalışması bile zorken 500 hemşire istiyorlar. Bunun mümkün olabileceğini nasıl düşünüyorlar?” demişti. Japonya, şu sıralar emekli hemşirelerini dahi göreve çağırıyor. Koskoca özel kurumlara “Çin gibi müdahale etmeyelim” denirken “Müdahale edilenlerin” emekçiler olması şaşırtıcı değil.

Şaşırtıcı olmayan bir başka şey de IOC’nin Japonya’ya gidecek sporculara hastalanmaları durumunda bundan kendilerini sorumlu tutmayacaklarına dair bir feragat belgesi imzalatmaya çalışması. Madem “Risk yok” neden paniklediniz, madem “Her şey kontrol altında” neden IOC Başkanı Thomas Bach’ın ziyareti bir ay ertelendi, madem “Her şey yolunda” neden sporcuların protestolarına izin verilmeyeceğini yinelediniz?

Japon halkını ve sağlık çalışanlarını zor günlerin beklediği doğru ama sadece “Sayacağı parayı düşünen” IOC için de deniz bitiyor. Tokyo 2020, olimpiyat karşıtı hareketin on yıllardır söylediklerini berraklaştıran bir fiyaskoya dönüyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...