08 Mayıs 2021 23:15

Sınıf atlamak isterken düşmek(2); oltaya gelmek

Fotoğraf: Umut filminden bir sahne

PAZAR
Paylaş

İnsanların zaaflarından, kışkırtılan, teşvik edilen sınıf atlama, kısa yoldan zengin olma arzularından, lüks tüketime yönlendirilmelerinden her dönem yararlanan, “uyanıklar, kurnazlar, devletten sonra, devlet kadar insana, ötekine devlet olan “üçkağıtçılar” olmuştur. Ders çıkarılmayan tarih “tekerrür” gibi yaşanır, aynı yanlışlara düşülür, yanlışlar ve acılar yinelenir.

Devlet, insanları silah zoruyla ya da dini ve gelenekleri kullanarak itaat eden bireyler topluluğuna dönüştürüp cehalete mahkum ederken, bir yandan da lüks tüketimi özendirir, dünya nimetlerine ulaşmanın yolu olarak da “Gemisini kurtaran kaptan”, “Başarı için her yol mübah” anlayışıyla bireysel kurtuluşu gösterir.

On yıllardır cehalete, işsizliğe, açlığa sürüklenen insanlar, devletin ya da sırtını devlete dayayıp ötekine devletleşen kurnazların, üçkağıtçı bireylerin tuzağına düşer, oltaya gelir, avlanır. Ne acıdır ki sonları hep hüsran ve acıdır yaşananların. Sülün Osman’dan Raki’ye (Güney Zobu), Banker Kastelli’den Banker Bako’ya, Titan Saadet Zinciri’nden (Kenan Şeranoğlu), Jet Fadıl’a Çiftlik Bank’ın tosununa (Mehmet Aydın) uzanan bir sınıf atlamak isterken düşme, oltaya gelme, avlanma, aldatılma zinciri yaşandı, yaşanıyor yıllardır. Yaşanan bu toplumsal sorun her dönem acısıyla mizahıyla sinemaya da yansır.

FİLMLERE YANSIYAN SINIF ATLAMA DÜŞLERİ

Geçen hafta yaptığımız girişten sonra kaldığımız yerden sürdürelim yazımızı. ’60’lı yıllardan söz ederken ilk toplumcu gerçekçi filmimiz olan, sınıf atlama meselesini işleyen ve sağlam bir “Her mahallede milyoner yaratmak”tan söz eden Menderes iktidarı eleştirisi de olan

Metin Erksan’ın yönettiği 1960 yapımı ‘Gecelerin Ötesi’ filmini ve ilk göç filmimiz ‘Gurbet Kuşları’nı (1964) yazmıştık.  

Osman F. Seden’in ‘Gecelerin Ötesi’ filmiyle aynı zaman diliminde senaryosunu yazıp yönettiği 1960 yapımı ‘Namus Uğruna’ filmi de sınıf atlama meselesini ilk kez gerçekçi biçimde ele almıştır. Filmde lüks yaşama, zenginliğe özlem duyan Neriman’ın sınıf atlamaya çalışırken isteklerinin kurbanı olması, yaşadığı yaşattığı acı son anlatılır. Şoför Eşref’le evlenen Neriman hırsları, ihtirasları nedeniyle kocasının patronuyla ilişki yaşar. Eşref’in katil olmasıyla sonlanan bir hüsran yaşanır.

Yine Yılmaz Güney’in ‘Umut’ filminde yaşadığı yoksul hayattan kurtulup zengin olmak için umudunu aradığı defineyi bulmaya, definenin yerini öğrenmeye çalıştığı metafizik güçlere bağlayan Faytoncu Cabbar’ın dramı anlatılır.

1970’lere geldiğimizde köklü ve hızlı dönüşümler yaşanır. Yaşanan yoğun göç, bozulan ve değişen üretim ilişkileri, ekonomik krizler kirlenmeyi ve çözülmeyi hızlandırır.

Vedat Türkali’nin senaryosuyla Ertem Göreç’in yönettiği 1961 yapımı ‘Otobüs Yolcuları’ filminde kentteki dönüşümün ilk adımları anlatılır. Kalabalıklaşan kentte oluşan konut sorununu çözmek için yükselmeye başlayan apartmanlar aynı zamanda ‘iyi ve yüksek’ hayat tarzını simgeler, sınıf atlamanın basamaklarından sayılır. Gecekondu mahallelerinin dibinde yükselen apartmanlar, ‘modern siteler’ çarpık kentleşme kadar sınıf farklılıklarını da gösterir. Bu görüntüler filmlere sınıf farklılıklarını, sınıfsal çelişkiyi anlatan öyküleriyle yansır.

Gecekondularda, ‘kenar mahalleler’de yaşayan insanların erkekleri fabrikalarda ucuz iş gücü olarak çalışırken kadınların payına da zengin evlerine temizliğe gitmek düşer. Bu ailelerin genç kızları da genellikle sınıf atlama hülyasıyla kavrulan, beyaz atlı prensini bekleyen manikürcülük yapan, gelinlikçide çalışan kızlardır, ya da ‘fabrika kızı’dır. Filmlere de böyle yansır.

SINIF ATLAMA DÜŞÜ VE ACI HAYAT

Metin Erksan’ın yönettiği başrolünde Ayhan Işık ve Türkan Şoray’ın oynadığı 1962 yapımı ‘Acı Hayat’ta

Evlenmek isteyen Mehmet ve Nermin ev aramaya koyulurlar. Fakat hayat o yıllarda da yoksullar için pahalıdır. Bütçelerine göre ev bulmak kolay değildir. Manikürcü Nermin’in çalıştığı kuaföre gelen zengin kadınlar Fransa’ya gitmekten, Paris’te olmaktan, oralardan kürk almaktan, Monte Carlo radyosunun mücevherlerden bahseden moda yorumcusunu dinlemekten söz etmektedirler. Mehmet tersanede kaynak yaparken, manikürcü Nermin bu konuşmaları içlenerek dinler.

Ender (Ekrem Bora), Nermin’in evlerine maniküre gittiği zengin ailenin şımarık züppe oğludur. O yıllarda zenginlik gösterisi olan lüks otomobiliyle, yaşadığı gösterişli hayatla ve tabii ki içki içirip sarhoş ederek Nermin’i baştan çıkarır. Zengin biriyle evlenip yaşadığı yoksul hayattan kurtulmak Nermin için de caziptir.

Bir yandan Nermin’i elde edebilmek için her yolu deneyen, kur yapan Ender, bir yandan, “Görüyorsun halimizi, hiç olmazsa sen kendini kurtar. Ne yap yap dükkana gelen zengin müşterilerden biriyle muhakkak evlen, kurtul bu hayattan. Zengin koca aramak ayıp değil kızım, yoksa hayatın boyunca yoksulluk çekersin,” diyen yoksulluktan bunalmış annesi Nermin’in direncini iyice kırmakta, kafasını karıştırmaktadır. Sonunda Nermin yoksul bir hayatın ve bütçelerine göre bir ev bile bulamamanın verdiği sıkıntılara yenik düşer; zengin bir hayatı tercih eder.

Seçimini, sonradan karşılaştığı Mehmet’e, “Doğduğumdan beri gördüğüm sefaletten korkmuştum, zenginliği tercih ettim,” diye anlatmaya çalışır. Bir kiralık ev bile tutamayan Mehmet’e piyangodan büyük ikramiye olan bir milyon lira çıkar. Mehmet artık milyoner bir zengindir. Yeni zengin Mehmet, lüks apartmanlar yapan bir müteahhit, gece kulübü işleten acımasız bir iş adamı olur. Kendisini daha iyi bir hayat uğruna terk eden, aşkını değil de parayı tercih eden eski sevgilisinden intikam almaya yönelir. Bu duygularla çok acımasız davranır Nermin’e. İntikam duygusuyla Ender’in kız kardeşiyle birlikte olmak da öfkesini dindirmez Mehmet’in. Bütün öykünün özünü simgeleyen asansör metaforu, toplumsal dönüşümü anlatması ve filme kattığı görsel zenginlik, anlatım gücü bakımından Metin Erksan’ın ustalığının göstergelerindendir. Mehmet asansörle yukarı çıkarken, Nermin diğer asansör kabininde aşağıya iniyordur.

Haftaya Sınıf atlamak isterken düşmek (3); Bitmeyen Yol ve sonrası

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...