25 Mart 2021 01:00

Virüse karşı mücadele artık iktidarın gündeminin önemli bir maddesi değil!

AKP kongresi | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Dün, AKP’nin 7. Olağan Genel Kongresi Ankara’da yapıldı.

Kongrede, Erdoğan’ın söyledikleri ya da söyleyeceklerini aşacak bir irade çıkmayacaksa da ülkeyi 19 yıldır yöneten bir iktidar partisinin kongresi olarak AKP’nin kongresi yine de verilen verilmeyen mesajları, alınan ve alınmayan kararlarıyla çeşitli yönleriyle önümüzdeki günlerde tartışma konusu olacaktır.

Ama AKP’nin bu kongresi herhalde, kovid-19’un yayılması için yapılmış “En büyük virüs yayma partisi” olarak anılacaktır.

Çünkü dün Ankara’ya 81 il ve yüzlerce ilçeden gelen binlerce hatta on binlerce kişi, gün boyu kapalı bir alanda ve salonun önündeki alanda toplanarak, “maske-mesafe-temizlik” başta olmak üzere hiçbir kurala uymamayı kendilerine iktidar olmanın verdiği bir “ayrıcalık” olarak görmenin öz güveniyle virüsü yaymak için ellerinden geleni yapmışlardır.

Bu yüzden Ankara’da yapılan kongre, ayladır AKP’nin ilçe kongreleriyle başlayan ve illerde “lebalep” il kongreleriyle “virüs yayma partileri”ne dönüşen kongreler dizisinin “finali” olmayı hak eden bir kongre olmuştur dersek, haksızlık etmiş olmayız!

İKTİDAR VİRÜSE KARIŞI MÜCADELEYİ İSTİSMAR ETTİ

Virüsün yayılmasına karşı verilen mücadelenin 1 yıllık seyrine bakıldığında; Erdoğan ve yönetiminin asıl kaygısı virüsün yayılmasına ilişkin halk sağlığı ve bilimin gerektirdiği önlemleri almak değil, tersine “Ekonominin çarklarının döndürülme mecburiyeti” olmuştur.

Bu yüzden de iktidar, virüsün yayılmasını önleyecek önlemler yerine;

1) TTB ve bilim çevrelerinden gelen önlem önerilerini görmezden gelirken aynı zamanda TTB başta olmak üzere bilim çevrelerini muhalif-rakip, hatta terörle iş birliği yapan odaklar olarak göstererek,

2) Bir “danışma kurulu” olan Bilim Kurulunun önerilerini umursamamaya vardırarak,

3) Virüse karşı mücadele önlemlerinden zarar gören kesimlere gerekli yardımın yapılmaması, tersine pandemiyi kriz+pandeminin yükünün halka yıkılmasının fırsatına çevirerek,

4) Pandemiye karşı önlemleri, muhalif parti ve güçlerin ezilmesinin fırsatı olarak kullanarak,

5) Pandemiye karşı önlemleri bireylerin alacağı “maske-mesafe-hijyen”e indirgeyerek,

6) Vaka ve ölüm sayıları başta olmak üzere sahadaki verilerin saklanması esas uğraş olmuş, maniple edilmiş “turkuvaz tablo” üstünden, kimsenin inanmadığı başarı hikayeleri ile kamuoyunu yanıltmayı esas alan bir tutumla virüse karşı mücadeleyi istismar eden bir stratejiyi benimsemiştir.

3. PİK DALGASINA, ‘HELE BİR BEKLEYELİM’ ÖNLEMİ!

1 Mart’ta ilan edilen “kontrollü açılım” işte bu bir yıllık virüsün yayılmasına karşı atılmış bir adım değil “Ekonominin ihtiyaçlarını esas alan mücadele” yönteminin son aşaması olmuştur.

Tam da virüsün yayılımının artmaya başladığı, birçok ülkede “tam kapanma”ya varan önlemlerin alındığı, bilim çevrelerinin “3. pik dalgası” bekledikleri bir zamanda ülkemizde, önlemler gevşetilmekle kalınmamış fiiliyatta tümden kaldırılır hale gelmesine göz yumulmuştur.

“Kontrollü açılım”dan üç hafta sonra, risk haritasında sadece Şırnak “mavi” renkte kalırken, harita hızla kırmızıya dönmüş bulunmaktadır. Ama yönetim, mücadelenin risk haritasındaki değişime göre süreceğini açıklanmasına karşın, haritanın hızla kırmızıya dönmesi karşısında TTB ve bilim çevrelerinden gelen “tam kapanma” başta olmak üzere önlem önerilerine itibar etmemektedir. Nitekim, elinde yeni hiçbir koz kalmayan iktidarın yeni ve sıkı önlemler getirmesi çok olanaklı görünmemektedir.

Virüsün yayılması ve risk haritasının hızla kırmızıya dönmesi karşısında, yeni önlemler almak yerine “Hele bir izleyelim” moduna dönmesi de iktidarın elinde pek bir seçeneğin kalmadığını gösteriyor.

BUNDAN SORASI, ‘ÖLEN ÖLÜR KALAN SAĞLAR’LA YOLA DEVAM’DIR!

Erdoğan-AKP iktidarının virüse karşı mücadele stratejisi; vatandaşın “maske-mesafe-hijyen” diye ifade edilen önlemlere uyması ve “aşılama”ydı.

“Maske-mesafe-hijyen”e uyma tutumu bizzat iktidar tarafından istismar edilip önlemlerin kendisi, partisi ve patronlar için değil, sade vatandaşa yönelik önlemlere indirgenince, geniş yığınlar tarafından bu önlemler bir cezalandırmaya dönüşmüştür.

“Aşılama” ise, kasım 2020’den beri en öne çıkan mücadele yöntemi olarak gösterildi. Ama geçen süre içinde aşı temini ve aşılamayla ilgili verilen takvim 1 kez bile tutturulamadı. Tersine, aşı temininde olduğu gibi, övünçle öne çıkarılan “yerli ve milli aşı” konusunda da “nisan 2021”e verilen randevu şimdiden sonbaharın sonuna ertelendi. Böylece virüse karşı mücadelenin en önemli dayanağı olan aşılamanın, bir “aşı ve aşılama sorunu”na dönüştürülmesi başarıldı!

Geçen bir yıl içinde tek adam yönetiminin virüse karşı mücadele stratejisinin cilası dökülmüş, altındaki “Ölen ölür kalan sağlarla yola devam” demek olan “sürü bağışıklığı”nın çirkin yüzü açıkça görülür hale gelmiştir.

Kısacası kovid 19’a karşı mücadele artık iktidarın önemli bir gündem maddesi değildir.

Önceki gün yaptığı açıklamada TTB, olup biteni açıkça tarif etti: "Salgın yönetilemiyor, vakalar ve ölümler hızla artıyor, bedelini toplum olarak ödüyoruz!”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...