16 Mart 2021 01:00

Seçim yasasıyla oynaması iktidarın sonunu gördüğünün işaretidir

Fotoğraf: DHA

Paylaş

AKP-MHP ittifakı, bir yılı aşkın zamandan beri, “siyasi partiler ve seçim yasalarını değiştirmek” için uğraşıyor. Ama geçen aylar içinde seçim barajının yüzde 7 ya da 5’e düşürülmesinde anlaşabildikleri anlaşılıyor. Daha doğrusu, AKP’nin seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı böyle söylüyor.

Yazıcı’nın söylediğine göre, çalışma yakında tamamlanarak (bu hafta içinde deniyor), önce MHP’ye sonra da diğer partilere sunulacakmış!

Oysa son bir yıl içinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, pek çok kez, siyasi partiler ve seçim yasalarındaki kapsamlı değişikliklerle ilgili çalışmanın tamamlanmak üzere olduğunu söylemişti. Hatta seçim sisteminin pratikte “dar bölge mi”, “daraltılmış bölge mi” olacağı, bunlardan hangisinin kimin lehine, kimin aleyhine olacağı tartışmaları bile yapılmıştı.

Ama ne var ki, geçtiğimiz hafta sonunda yaptığı açıklamada Yazıcı, “üstünde anlaştık” diye sadece “seçim barajı”ndan söz etse de barajın yüzde 7 mi, yüzde 5 mi olacağı konusunda da tam olarak anlaşmış görünmüyorlar.

Çünkü baraj, MHP’nin ihtiyacına göre belirleniyor. Dahası siyasi partiler ve seçim yasasındaki tüm değişiklikleri MHP belirliyor. Ancak MHP’nin istekleri AKP’nin istekleriyle çatışıyor. Bu yüzden de “daraltılmış” ya da ”dar bölge” sistemi gündemden düşmüş!

Tabi sadece baraj değil, yapılacak her değişiklik MHP’den onay alırsa AKP’nin teklifinde yer alacak!

YÜZDE 10 BARAJI VE HAZİNE YARDIMI BARAJI TÜMDEN KALDIRILMALIDIR

Eğer seçim barajından söz ediyorsak, yüzde 10’luk seçim barajı ve partilere yüzde 3’lük “Hazine yardımı” barajı da kaldırılmalıdır.

Aksi halde “Seçim barajı”nın düşürülmesi, daha şimdiden yapıldığı gibi, tek adam yönetiminin demokratlığının, “Bakın 38 yıllık yüzde 10 barajını biz aşağı düşürdük!” propagandası olmayı aşamaz!

İşin propagandası bir yana bırakılırsa bizzat iktidarın sesi olan çevrelerden yapılan açıklamalar barajın düşürülmesinde asıl amaç, HDP’nin zayıflatılması, Meclise hiç girememesi, her şeye rağmen girerse de mümkün olduğu kadar zayıf bir biçimde girmesidir.

Nitekim AKP propagandası, seçim barajının düşürülmesinin de HDP’nin zayıflatılması amacıyla yapıldığını iddia ediyor. Onlara göre; normalde HDP’ye oy vermeyecek geniş bir seçmen kesimi HDP’ye oy vermektedir. 7 Haziran 2015 seçiminde HDP’nin oylarının yüzde 13’ü aşmasın nedeni budur. Eğer baraj yüzde 7’ye ve daha altına düşerse, bu seçmen kesiminin HDP’ye oy vermeyecekleri, böylece HDP’nin barajı aşsa bile daha az sayıda vekil çıkararak Meclise gireceği iddia edilmektedir.

ALAVERE DALAVERE KÜRT MEMET NÖBETE!

Bu hesap bile, doğruluğundan yanlışlığından bağımsız olarak, AKP-MHP ittifakının acz içinde olduğu kadar çaresiz de olduklarını göstermektedir.

Çünkü, burada amaç MHP’nin barajın altında kalmasının önüne geçmektir. Buna açıkça söylemek hem iktidarın güç kaybettiğinin kabulü hem de yasanın MHP için yapıldığı tartışmasını önlemek için, değişikliğin “HDP’yi zayıflatmak için” yapıldığını öne sürmektir. Ki, böylece muhalefetin seçim yasası değişikliğine itirazlarının da “muhalefet HDP’nin gücünün azaltılmasından yana olmadığı” propagandası ile karşılanmak isteneceği anlaşılmaktadır.

Onca tartışmadan sonra gelinen yerin HDP’nin zayıflatılması, HDP’ye oy veren seçmenlerin bölünmesine bağlanmış olması ilginçtir.

Aslına bakılırsa, bugüne kadar yüzde 10 barajı HDP öncülü partilerin Meclise girmesinin barikatı olarak kullanılıyordu. 12 Eylül cuntasının barajı yüzde 10 gibi yüksek tutmasının nedeni de Kürtlerin temsilcilerinin Meclise girmesini önlemekti.

HDP bu oyunu bozdu. Şimdi de HDP’yi zayıflatmak için barajın düşürülmek istendiği iddia ediliyor. Yani iddia düzeyinde bile olsa, tam bir “Alavere dalavere Kürt memet nöbete” durumu!

Çünkü burada seçim ve siyasi partiler yasasında yapılacak değişiklik girişiminden çıkarılacak asıl sonuç iktidarın kendi sonunu görmeye başlamasıyla ilgilidir. Çünkü eğer bir iktidar, seçimi kazanmak için seçim sistemini kendi lehine değiştirmek üzere harekete geçmişse, bu artık mevcut koşullarda bir seçimi kazanamayacağını görmüş olduğu anlamına gelmektedir.

SEÇİM YASASIYLA OYNAMAK DA ONLARI KURTARAMAZ

Yakın geçmişte bunu ANAP denemiş, her seçimde seçim yasasını değiştirerek, kendisini daha avantajlı hale getirmek için uğraşmıştı. Ama seçim yasasıyla oynamak onun iktidarda kalmasına yetmedi.

Bugün de seçim yasasıyla oynamak;

* HDP’yi zayıflatmaya yetmeyecektir. Çünkü son 30 yıllık mücadele HDP’nin düzen partilerinden farklı olarak, Kürt halkının taleplerinin sözcüsü olduğu geniş kesimler tarafından benimsenmesine neden olmuştur.

* AKP-MHP ittifakının seçim kazanmasına yetmeyecektir. Bunu sadece hemen bütün araştırma kurumlarının elde ettiği veriler göstermekle kalmıyor, aynı zamanda AKP-MHP ittifakı, büyük şehirlerde, genç nüfus içinde, çalışan kadınlar arasında, işçiler içinde, eğitimli nüfus içinde... yani ülkenin en dinamik kesimleri içinde büyük ölçüde ve hızlı bir biçimde destek kaybetmektedir.

Bu yüzden de AKP-MHP ittifakı, mevcut koşullarda seçim kazanma umudunu yitirdikçe, iktidarda kalmak için her yolu denemektedir. Bu yollardan birisi de seçim ve siyasi partiler yasalarını değiştirmektir. Ancak, öyle görünmektedir ki, AKP ve MHP ortaklığının siyasi partiler ve seçim yasasını değiştirmekte zorlandığı, daha da zorlanacağı görülmektedir. Dahası bu ittifakın, seçimi etkileyecek başka yollara da başvuracağı artık herkesin bildiği gerçektir. Ki, herhalde önümüzdeki aylarda bunları daha çok tartışacağız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...