14 Aralık 2020 23:03

Kapatılacak parti hangisi?

HDP, TBMM'de Süleyman Soylu'yu protesto ederken

HDP, TBMM'de Süleyman Soylu'yu protesto ederken | Fotoğraf: MA

Paylaş

Muhalif basında yazmak, muhabirlik yapmak, dağıtıcılık yapmak, ölümle, hapislik, kaçaklık ve sürgünlükle içli dışlı olmak anlamına geliyor bir bakıma.

Bu gerçek, muhalif partiler için de geçerli.

Birkaç gün önce Bahçeli Devlet, HDP’nin kapatılmasından söz etti, demokrasi talep eden aydınları yerin dibine batırdı çıkardı.

İçimden geçenleri benden önce Hasan Cemal çok iyi ifade etti, tekrarlamaya gerek yok. Aynı fikirdeyim, demokrasiye ana tehditten sabıkalı MHP’nin kapatılması gerek. Eğer kapatılacak bir parti aranıyorsa bu MHP’dir.

Ayrıca HDP’nin kapatılmaması bir lütuf değil. Anayasal engel. Üstelik bu anayasal engeli sağlayan da AKP, Reis’in kendisi değil mi? AKP’nin kapatılmasını engellemek için sağlanan engel, sonuç olarak HDP’nin de işine yaradı.

Tamam parti kapatılamıyor ama, seçilmiş belediye başkanları, il idare meclisi, belediye meclisi üyeleri, parti liderleri, parti il, ilçe başkanları, üyeleri hapiste… On bini aşıyor sayıları…

T.C.’nin dünya rekoru kırdığı bir alan. Rakip başkanlık seçimi adayının başının girdiği ülkeler Afrika’da, bir de Lukasenko’nun Beyaz Rusya’sında.

Bir muhalifleri zehirlemedikleri kaldı, Putin Rusya’sındaki gibi.

Bu zihniyetin en ağır bedel ödettiği kesimlerden biri de, muhalif basın, özellikle de Kürt basını.

Bu örnek de kesin dünya rekoru kırar. ’89’dan bu yana muhalif basının, Kürt süreli yayınlarının sahiplerinin, yazı işleri müdürlerinin, muhabirlerinin listesini çıkarmak istiyorum. Bu da binlerce kişilik liste demek.

Selam olsun onlara, bu ismi anılmayan kahramanlara, gerçek basın özgürlüğü kahramanlarına!

1992 yılında Özgür Gündem’de yazmaya başladığımda tanıştığım gencecik, cin gibi muhabirlerin şakaklarına ak düştü!

T.C., yine aynı T.C. Kafa desen, nato mermer derler ya…

O kadar çok kişi var ki, sürgünde… Örneğin, 1999 yılında genel yayın yönetmenliğini yaptığım gazeteden Sanlı ve eşi ile yolum İsveç’te kesişti.

1993 yılı 10 Aralık Dünya İnsan Hakları gününde, Özgür Gündem gazetesi merkezine ve bürolarına ortak operasyon düzenlendi. Gazetenin Avukatı Ferda Çetin, İHD’nin düzenlediği Dünya İnsan Hakları Günü panelinde konuşmacıydı. Sandalyesi boş kalacaktı.

Dünya İnsan Hakları Gününde gözaltına alınanların bir bölümü artık yaşamıyor, bir bölümü sürgünde, hapiste, içlerinden şair/yazar olanlar çıktı… Aşağıdaki listeyi, Af Örgütünün arşivinden buldum. Tam liste elimizde yok.

Bu listeye göre, İstanbul’dan alınanlar Gurbetelli Ersöz, Ferda Çetin, Gültan Kışanak, Müslüm Yücel, Mahmut Doğan, Ferhat Tugan, Yurdusev Özsökmenler, Nursel Polat, Doğan Güzel, Ali Rıza Halis, Mehmet Balamir, Düzgün Deniz, Faysal Dağlı, Mucahir Kuas, Hüseyin Solgun, Mehtap Gürbüz, Ali Seyhan, Şemsettin Ecevit; Diyarbakır’dan Hasan Özgün, M. Sıraç Koç, Necmiye Aslan, Mehmet Şah Yıldız, Nura Tekdağ, Bitan Önen; İzmir’den Sezai Karakoç, Rıza Zingal, Serdar Çaycuoğlu, Namık Alkan, Emin Unay, Çiller Yeşil, Leyla Akgül; Adana’dan Hacı Çetinkaya, Şükrü Kaplan, İhsan Kurt, Aslan Saraç, Beyhan Günyeli; Elazığ’ dan Cengiz Taş, Menaf Avcı, Yalçın Sevinç; Batman’dan Salih Dinç; Mardin’den Rezzan Güneç, vd.

Ama gazete, Sevgili Haluk Gerger’in editörlüğünde ertesi gün, tek gün olsun olmadan çıktı.

Bir Kürt arkadaş espri yapacaktı: “Türkler, fırsattan istifade gazetemizi ele geçirdi!” diye.

Yarı şaka yarı ciddi!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...