04 Aralık 2020 23:35

Küçükten büyüğe milli güvenlik sorunu

Fotoğraf: TCCB / Murat Çetinmühürdar / AA

Paylaş

Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bülent Arınç’ın Kavala ve Demirtaş’ın tahliyesini istediği konuşması ortalığı biraz karıştırmış, kuruldan istifa etmek zorunda kalmıştı. O sırada Arınç’ın sözlerinin kurumsal niteliğini tartışan İbrahim Kalın, “Gerçekten çok dinleyen, istişare eden, not alan bir liderden bahsediyoruz. Ama son tahlilde… bütün bunların istişareleri yapıldıktan sonra politika haline gelmesi Cumhurbaşkanımızın iradesiyle şekillenen bir şey” dedi. Böylece Kalın, Cumhurbaşkanı dışındakiler tarafından yapılan konuşmaların münferit ve gayrı resmi olduğuna işaret ediyor ve sistemin bu açıklamaları kapsama kapasitesinin de Cumhurbaşkanının icazetiyle ilişkili olduğunu söylemiş oluyordu.

Başta bakanlar olmak üzere herkesi dinleyip karar veren lider imgesinin ne işe yaradığı çok kere deneyimlendi. İstişare mekanizması kovid 19 salgınında sarpa saran durumun sorumlusunun bilim kurulu olduğuna karar vermeyi, CB’nin ‘Ekonominin sorumlusu benim’ diye ilan etmesine rağmen damat bakanı gözden çıkarabilmesini, sanki etrafta başka kimse varmış gibi, ‘Yargıya müdahale etmeyin’ diye ortalığa seslenmesini mümkün kılıyor. Bütün bunları belirleyen de tabii tek adam. Onun kimseye hesap verme sorunu yok.

Bütün maddi kaynakların merkezden dağıtımı esasına dayalı, özel bir bölüşüm sistemine uygun bir yapılanmadır istişare. Farklı çıkarlara sahip kesimlerin ititfakından oluşan yönetim aygıtının merkezinde duran lider ile bu kesimlerin arasındaki ihtilafları dengelemeyi de sağlar. Atanmış bakanlar, aynı partiden sayısız bürokrat ve danışmanlarla oluşturulan özel istişare ağının lehine parlamentonun bir asma yaprağı düzeyine düşürülmesi bu ihtiyaca hizmet edebilmesindendir.

Bu noktadan itibaren parlamentonun eski statüsünün diriltilmesi ya da yetkilerinin genişletilmesi ile ilgili siyasi taleplerin iktidar partilerinin en büyük korkularından biri olması son derece anlaşılır. Geçmişte de demokrasinin kalesi sayılamayacak, birbirinin aynı programların temsilcilerinin birbirine girdiği bir kurum olan parlamentonun bile bir ütopya haline gelmesine yol açan istişare mekanizmasının kurucuları, bu geçmişe dönüş hayali şimdi bir milli güvenlik sorunu haline getirdiler. Zira CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan’ın iddiasına göre AKP Milletvekili Selman Özboyacının Çevre Kanunu Teklifini Meclis Genel Kurulunda görüşülüp kabul edilmeden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a sunması gibi vakaların o kadar kolay ve ardı sıra yaşanamadığı, skandalın hakikaten skandal olduğu zamanlar vardı ‘bir zamanlar.’

Şimdi ana muhalefet partisi genel başkanının bir mili güvenlik sorunu haline geldiğinin iddia edilmesi, İmamoğlu’yla ilgili suikast ihbarı artık bir skandal etkisi yaratmıyor, sadece korku salıyor.

Öte yandan; muhalefet partilerinin içini karıştıran; bir takım meczupları kanal kanal gezdirerek bu partilerden parça koparabilme potansiyeline kapı açan siyaset yapılanmasına hizmet eden bir görünmez el, kimbilir hangi rantın uygun biçimde formüle edildiği kanun tekliflerinin ‘hanfendilere’, ‘beyfendilere’ elden ulaştırıldığı istişare sisteminin yaşaması için kaos derinleştiriyor.

Bu sadece, pastanın en büyük kısmı evde kalsın diye yukarıda, yüksek siyasette göz karartarak sürdürülen dava soslu bir kavgadan ibaret değil. Geçtiğimiz hafta 9 yaşındaki bir çocuğun, başında durduğu tezgaha el koyarken onun boğazını sıkıp ‘Zabıtayı da devleti de tanıyacaksın’ diye bağıran yetkilinin muadilleri de büyük küçük tüm yurttaşları hizaya sokma ihtiyacı dayatan bir ‘milli güvenlik’ teşhisinin kapsama alanını gitgide genişletiyor.

Teşbihte hata olmaz. Geçenlerde “Tavşan eti yemek mübah mı değil mi” diye tartışırken “Dünya mı güneşin etrafında dönüyor yoksa güneş mi dünyanın” muhabbetine geçen bir grup gencin videosu ‘viral’ oldu. Bu astrolojik bilgiyi daha ilkokuldayken öğrenmesi gereken ergenlerin, ‘gerçeği’ o anda orada keşfetmeye uğraşmaları aslında hazindir. Ama neyin günah neyin sevap olduğunu tartışmaktan daha rasyonel bir sorunu çözmeye geçmek toplumsal ilişkilerin dönüşümüne ilişkin de bir mecazdır.

Bugünkü sıkışmışlığına çözüm bulamayan iktidar koalisyonunun meşruiyetini kayda değer düzeyde eriten gelişmeler; oylarından meşruiyet devşirilen yurttaşların da yapılandırılmış ikilemlerle uğraşmaktan çıkıp gerçek sorular sorduklarını gösteriyor. Bu değişimin derinleşmesi, koalisyon ortakları açısından tek adam merkezi etrafında dönen bir dünyanın yörüngesinden çıkması gibi bir şey. O zaman ‘Devleti tanı’ sesinin volümü iyice artıyor.

Hesap verilemez bir sistemin cilasının döküldüğü, dünyanın nasıl döndüğünün anlaşılmaya başlandığı böyle bir zamanda ‘karar verici’ için hizaya girmeyen herkes  bir milli güvenlik sorunudur. 9’undan 90’ına.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...