29 Kasım 2020 23:10

İhlallere açılan yol

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hafızam beni yanıltmıyorsa, Sevgili Şeyhmus Gökalp ile ilk tanışıklığımız Türk Tabipleri Birliğinin Odalar ve Adli Tıp Uzmanları Derneği ile birlikte illerde düzenlediği adli tıp ve hemen ardından başlayan İstanbul Protokolü eğitimleri sırasında kendisinin henüz yeni mezun bir hekim olarak Diyarbakır Tabip Odasına gidip gelmeye başladığı yıllara, 2000’lerin başlarına denk geliyor. Nereden aklıma geldi derseniz; uzun yıllar meslek örgütümüz içinde birlikte mücadele yürüttüğümüz, şimdi benim Merkez Konseyde onun da TTB Yüksek Onur Kurulunda görev yaptığı bir dönemde Dr. Şeyhmus Gökalp’i son yılların yaygın yargıla(yama)ma pratiği çerçevesinde tutukladılar da ondan. İddia odur ki, yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında(!) 20 Kasım Cuma sabaha karşı evine yapılan baskınla gözaltına alınıp, evet yalancı tanık ifadesi esas alınarak 23 Kasım akşamı tutuklandı.

Dr. Şeyhmus Gökalp’in, hiç tanımadığı bir yalancı tanığın yalan beyanlarıyla tutuklanması bir ilk değil. Ne tesadüftür ki, bir başka meslektaşımız, gene ilginç bir tesadüf o da Diyarbakır’dan sevgili dostum Dr. Selçuk Mızraklı da aynı yalancı tanığın yalan beyanlarıyla tutuklanmıştı. Her iki meslektaşımız hakkında tutuklamaya gerekçe gösterilen beyanların yalan olduğu da çok açıktı. Sevgili Selçuk’un olağanüstü yetenekli bir cerrah olarak bilmem kaç santim barsak çıkarıp aynı gün hastayı taburcu edebilmesindeki tıp bilimiyle uzaktan yakından ilgisi olmayan yalanı hadi anlayamadı(!) hukukçular diyelim. Sevgili Şeyhmus ise bu kullanışlı yalancı tanığın ilk ifadelerinde hiç yer almamışken, üç yıl sonra TTB Merkez Konseyi üyesi olarak “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dedikleri için yargılandıkları dönemde birden beliriveriyor o yalan beyanlarda.

Kullanışlı tanığımızın ileri sürdüğü iftira niteliğindeki asılsız, hiçbir somut delille kanıtlanmamış yalan beyanları neymiş bakalım. Bu arada bu kullanışlı tanığın sağlık çalışanı olduğunu söylemekte de fayda var unutmadan. Belli ki yargıçlar, savcılar tüm sağlık çalışanlarının birbirini tanıdığını varsayıp bu garip, bilime aykırı yalanları da doğru kabul etme eğilimindeler. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 1 milyonun üzerinde olduğu söylenen sağlık çalışanları birbirini ne kadar tanır, orası muamma. Ama sevgili dostum bu kişiyi hiç tanımadığını, onunla hiç çalışmadığını, beyanlarının gerçekle ilgisinin bulunmadığını söylemekle kalmıyor. Avukatları resmi kurum belgelerini de sunuyor mahkemeye, bu belgeler tek başına kanıt niteliğinde çünkü yalancı tanığımız aynı dönemde aynı hastanede çalıştıklarını söylese de Şeyhmus’un çalıştığı kısa 1-2 yıllık dönemin 10 yıldan fazla bir zaman sonrasında aynı hastanede çalıştığı açıkça görülüyor o kullanışlı tanığımızın. Tabii ki Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından bu tür itirafçı ifadelerinin kanıt değeri taşımadığı tutuklama sürecinde de ısrarla belirtiliyor belirtilmesine de, zaten AİHM dış mihrak malum.

Dr. Şeyhmus Gökalp mesleki etik değerlerin taşıyıcısı, insan haklarına saygılı, onurlu bir hekim, yalnız TTB üyesi değil aynı zamanda Türkiye İnsan Hakları Vakfının da gönüllü hekimlerinden. Bu durumda beklenen elbette TTB’nin üyesi olduğu Dünya Tabipler Birliği ve Avrupa Hekimler Daimî Komitesine bu konuya dair bilgi vermesi, TİHV’nin de üyesi olduğu uluslararası kurumlarla yazışması ama bu yazışmalar ve sonrasında bu kurumların da kaygılarını yöneticilerle paylaşması ne yazık ki hekimliğin evrensel niteliğini kavramakta güçlük çekenlerce anlaşılmaz oluyor. Hemen ortaya çıkıp ülkemizi yurt dışına şikayet ettiğimizi iddia ediyorlar. Memlekette; insan hakları, hekimlik, etik değerler kavrayışsızlığımızdan adaletsizliğe uzanan duble yol çok akıcı… Üniversitelerden bilimi ihraç edince, engelsiz bir ihlaller zinciri kaçınılmaz. Küresel bir salgınla karşı karşıya olduğumuz bu günlerde bilimin ışığını yoğunlaştırmanın ne denli gerekli olduğunu fark etsek!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...