23 Kasım 2020 23:45

Güçlendirilmiş parlamenter sistem kimin?

TBMM Genel Kurul toplantılarından bir fotoğraf.

Fotoğraf: Metin Aktaş/AA

Paylaş

Berbat bir rejim altında yaşadığımız tartışılmaz. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denen tek adam yönetimi katlanılır türden değil ve bertaraf edilmesi şart. Öyle ki, borç için ABD ile Ülkü Ocaklarını kapatan Avrupa’ya muhtaç olan Erdoğan manevraya zorlanıp “hukuk reformu”ndan söz açar oldu.

Sorun, yerine ne konacağında.

Erdoğan’ın gündeme taşıyıp belki de Bahçeli’siz sürdürmeyi tasarladığı beş para etmeyeceği baştan belli “hukuk reformu” güzellemeleri alternatif olabilir mi? Burjuva muhalefetten bu göstermelik şirinliğe ram olup Erdoğan’a elini uzatacak çıkar mı? Çıksa, yaraya merhem olur mu?

Yoksa en son Erdoğan’ın Eski Başbakanı Davut Bey’in yeni anayasa taslağının merkezine koyduklarını açıkladığı “güçlendirilmiş parlamenter sistem” mi çaredir? Bu merhem derde deva olur mu?

Çağdaş bir anayasa”ylagüçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi”ni savunduğunu açıklayan Demirtaş’ın da katılımıyla burjuva muhalefet cephesinin tek adam rejiminin karşısına koyduğu bu: Eskisinin savunulacak yanı bulunamadığı için “güçlendirilmiş” sıfatıyla tahkim edilmeye çalışılan bildiğimiz parlamenter sistem!

Burjuva muhalefetin kurtuluş reçetesi bu. Ama tek adam rejiminden az çok farklı olan parlamenter rejim, gerçekte Erdoğan’ınkinden ne kadar farklı?

Evet, şimdi Erdoğan kararnamelerle yönetiyor ve bunlar özel olarak küçük bir zümrenin çıkarlarını yansıtıyor. Ama sadece özel olarak. Yoksa artık çoktan “aileden” olan “5’li çete” adı takılmış tekellerin çıkarlarını temsil etmekle kalmadığı kesin. Tek adam rejiminin özel olarak yeni yetme tekellerin çıkarlarını gözetip tüm devlet ihalelerini onlara verdiği, yetmeyip hazine garantili müşterilerle onları ihya ettiği biliniyor. Geliştirilmekte olan silah sanayi de elinde.

Ancak tek adam rejimi, işçiler ve emekçi halk karşısında, genel olarak tekellerle büyük toprak sahiplerinin çıkarlarının savunucusu. Örnekse kıdem tazminatının kaldırılmak istenmesi ya da ücretsiz izinle günlük 39 TL dayatması sadece “5’li çete”ye yaramıyor. Pandemide herkese eve kapan denirken, sadece “5’li çete”nin işyerleri değil, ama 7 bin 500 işçisinden 1383’ü kovid olan Koç’un Ford Otosan’ı da tam hız çalışıyor.

Parlamenter sistem kimin çıkarlarını gerçekleştirecek? Halkın mı? İşçilerin mi? “Güçlendirilmiş parlamenter sistem” kimin devletinin rejimi, hangi devletin bir biçimi olacak? Tekellerin egemenliğindeki burjuva devletin -bunu kim inkar edebilir?

Kuruldu kurulalı parlamentoda kaç işçi vekil oldu? Bir? İki? Birkaç eski sendikacıdan başkasını duyan var mı hiç? Güçlendirilince, işçileri mi vekil yapacaklar?

Şu bildiğimiz parlamento işçiler lehine kaç yasa çıkardı? Birini hatırlayan var mı? Bir Zonguldak madencilerinin hâlâ hayırla andığı Ecevit işçilere sabun ve havlu dağıttırmıştı. Ama o da, 1963’te, Çalışma Bakanıyken çıkarılan 275 sayılı yasayla grev ve toplu sözleşme hakkını yasaklanabilir kıldı.

İşçilerin bir burjuva partisinden bile vekil adayı olma imkanı yok. Tekellerin çıkarlarını savunanlarınsa işçiler lehine yasa yapması hayal! Ama işçiler yönetmiyorsa, tek adam ya da parlamentoyla çok adam yönetmiş, arada bir fark olsa bile, ne kadardır? İkisinde de tekeller egemendir.

Var mısınız politikayı profesyonel politikacıların kapalı devre al gülüm-ver gülüm oyunu olmaktan çıkarmaya? Var mısınız vekilleri fabrikalardan başlayarak seçmeye? Vekillerin vasıflı bir işçiden fazla maaş almamasına var mısınız?

Fabrikalar, işyerleri, köyler ve mahallelerde ilk kademe meclisleri kurup halkın doğrudan politika yapmasına var mısınız? Sonra ilçe ve il meclisleri. Her birinin bir üst kademeye vekillerini göndererek, en üstte bütün egemenliği elinde toplayacak bir üst meclis kurmaya var mısınız? Vali ve kaymakam olmadan, yalnızca seçilenlerin yönetmesine ne dersiniz? Cumhurbaşkanı ve bakanlarıyla, tüm iktidarın, yasamayla yürütmeyi şahsında birleştirecek bu mecliste olmasına var mısınız?

Ve önemlisi, seçmenlerin seçtikleri vekillerden hoşnut olmadıklarında derhal değiştirip yenisini seçmesine ne dersiniz?

Bu da meclis sistemi; ama parlamentarizm değil, halkın egemenlik sistemidir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...