15 Kasım 2020 23:30

Oyunun kurallarını değiştiren draft hikayesi: Spencer Haywood

Yamulmuş parmaklarını gösteren bir kişi.

Ekran görüntüsü, 'Full Court: The Spencer Haywood' belgeselinin Youtube'daki fragmanından alınmıştır.

Paylaş

Kocaman elli, uzun boylu bir çocuktu. “Çok şanslısın,” diyorlardı ona, bu ellerle kasabanın en iyi pamuk toplayıcısı olacaktı. Ancak onun hayalleri farklıydı. Spencer Haywood, kendisinden sonra gelecek binlerce basketbolcunun hayatını kolaylaştıracaktı.

1949’da ırkçılığıyla meşhur Mississippi’nin Silver City kasabasında doğdu. Babası o dünyaya gelmeden üç hafta önce öldü. On çocuklu annesi doğumdan birkaç ay sonra sırtında Spencer’ı taşıdığı bir sepetle pamuk topluyordu.

Siyahların neredeyse bir zorunluluk olarak tarlalarda çalıştığı Güney’in bu illerinde okullar hasat zamanı kapanırdı. Bu yüzden siyah çocuklar beyazların yarısı kadar okula gidebilirdi. Haliyle okulla pek arası olmadı ama 13 yaşına geldiğinde boyu 2 metreye dayanmıştı ve her boş vaktinde basketbol oynuyordu.

Basketbol hayalinin peşinde önce Chicago’ya sonra da akıl hocası olacak Koç Will Robinson’la tanıştığı Detroit’a geldi. Yaş grubunun en iyisi olarak pek çok üniversite kapısını çaldı. Tennessee Üniversitesinin teklifini kabul etseydi NCAA Güneydoğu Konferansı (SEC) tarihinin ilk siyah oyuncusu olabilirdi. Knoxville’deki ilk gününde garson ona hesapla birlikte bir de not gönderdi: “Evinize dönün zenciler.”

Tennessee’de yapamayınca Trinidad State JC’de bir yıl geçirdi. Devir isyan devriydi. Aralarında Lew Alcindor (Kareem Abdul-Jabbar), Wes Unseld ve Elvin Hayes’in de olduğu genç yıldızlar 1968 Olimpiyatları’nı boykot etti. Haywood ise henüz politik meselelere akıl sır erdirebilmek için fazla toydu. Üstelik efsane Jesse Owens kendilerine sürekli neden boykota katılmamaları gerektiğini anlatıyordu! Mexico City’de ABD’nin bir numaralı yıldızıydı ve altın madalya kazandı.

Akıl Hocası Will Robinson, Detroit Üniversitesi ile anlaşınca o da Motown’ın yolunu tuttu ama üniversite son anda çark etti. Robinson’ın ten rengi koçluğuna engel görülünce Haywood da bir yılın ardından profesyonel olmak istedi. Ancak ülkenin en büyük basketbol endüstrisi olan NCAA ile “kazan-kazan” anlaşması çerçevesinde şekillendirilen NBA kurallarına göre seçmelere (draft) katılabilmesi için ya mezun olmalı ya da dönemdaşlarının mezun olmasını beklemeliydi. Yani üç yıl daha NBA’de oynayamazdı. Koca Wilt Chamberlain bile Kansas’ta geçirdiği üç yılın ardından bir sene Harlem Globetrotters’ta takıldıktan sonra NBA draftına katılabilmişti.

Fakat artık denklemde NBA’in rakibi ABA vardı ve ABA’i bağlayan bir NCAA diktası yoktu. Denver Rockets’la sözleşme imzalayarak profesyonel oldu. Muhteşem bir çaylak sezonunun ardından NBA’in kapılarını zorlamaya başladı ve sonunda Seattle Supersonics, Haywood’u kadrosuna katarak lige antitekel davası açtı.

Bu noktada NCAA’in milyar dolarlık sömürü çarkına değinmek şart. NCAA, NBA’in tekel konumundan faydalanarak belirlediği kurallarla profesyonelliği “zorunlu hizmet”e tabi kılmıştır. Buna göre üniversiteler, yetenekli çocukları burs karşılığı bünyelerine katabilir, onları dört sene bedava oynatabilirdi. Profesyonelliğin tek yolu buydu, oyuncular katlanmaya mecburdu. Kareem Abdul-Jabbar, Becoming Kareem’de UCLA’deki dördüncü yılında dünyanın en şöhretli yoksulu oluşundan müstehzi bir şekilde  bahseder.

Gençlerin bu açık sömürüsü artık daha güçlü bir şekilde eleştiriliyor ancak Haywood’un döneminde işler böyle değildi. Bu yüzden Haywood’un davası milyar dolarlık NCAA-NBA mutabakatını tehdit ettiği için büyük tepki çekti. 1970/71 sezonunun ilk bölümünde hiç oynayamadı, takımla gittiği deplasmanlarda “Sahada yasa dışı bir oyuncu var,” anonsları geçiliyordu. Medya sürekli onun ne kadar açgözlü, nankör, cahil olduğundan bahsediyordu.

Ancak kazanan Haywood oldu. İlk maçında Milwaukee deplasmanında gürültülü yuhalamaların arasında ona sahip çıkan isim Kareem’di. Kareem ve “Koruyucu meleğim” dediği Lenny Wilkens’ın dışında bu zor dönemde kendisine destek verenler arasında Wilt Chamberlain, Jerry West, Billy Cunningham, Earl Monroe da vardı.

Magic Johnson, Michael Jordan, Kobe Bryant, LeBron James… Hepsi farkında olmasalar da Haywood’un açtığı yoldan ilerledi. Haywood’un dediği gibi “Devrimci bir dönemdi. Ben büyük bir devrimci değildim ama annemi düşünmek zorundaydım. O hâlâ günde 2 dolara pamuk topluyordu…”

NBA’de 2020 draftı çarşamba günü gerçekleştirilecek ve neredeyse tamamı erken profesyonel olan birçok genç kendilerini zor şartlarda yetiştiren ailelerine biraz olsun nefes alma şansı tanıyacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...