31 Ekim 2020 00:15

Sosyal medya ve sansür

Ağzında çarpı işareti bulunan bir duvar resmi

Fotoğraf: Dimitris Vetsikas/Pixabay

Paylaş

ABD Senatosu Ticaret Komitesi, çarşamba günü Twitter, Facebook ve Google CEO’larını paragraf 230 konusunda sorguladı. ABD başkanlık seçimine sayılı günler kala yürütülen bu soruşturma Trump ve Cumhuriyetçi Parti tarafından kamuoyu gözünde pek de matah sayılmayan Internet devlerini sıkıştırarak ya da sıkıştırdıkları izlenimini yaratarak kendilerine kamuoyu desteği sağlamak amacıyla kullanılıyor. Ancak paragraf 230’da yapılabilecek değişikliklerin sonuçları başkanlık seçimlerini de ABD’yi de aşıp Internet’i tümden etkileyebilir.

İletişim Uygunluk Yasası’nın 230’uncu paragrafı Internet’te üçüncü şahıslarca oluşturulan içerik için federal suçlar, telif ve gizliliğin ihlali gibi bazı istisnai durumlar dışında platformların üçüncü şahısların ürettiği yasa dışı içeriklerden ve kendi üzerlerinde yayımlanan üçüncü parti içeriklerle ilgili yayından kaldırma, engelleme vb. içerik moderasyonu kararlarından sorumlu tutulmasını engelliyor. Internet’in gelişmeye başladığı ilk yıllarda alanı düzenleyen herhangi bir yasa olmadığından platformların ve servis sağlayıcıların sorumlulukları ile ilgili de çok sayıda dava ve tartışma vardı. Paragraf 230, platformları üçüncü parti içerikler ile ilgili pek çok yasal sıkıntıdan kurtararak irili ufaklı çeşitli platformların ve dolayısıyla Internet’in gelişimi açısından oldukça önemli bir madde haline geldi.

Büyük platformların içerik moderasyonundaki yetersizlikleri ve taraflılıkları ile ilgili tartışmalar paragraf 230’u da tartışmanın merkezine alacak şekilde epeydir yürütülüyordu. ABD başkanlık seçimleri öncesinde New York Post’ta yayımlanan tartışmalı “Hunter Biden e-postaları” haberinin Twitter’da engellenmesi, Facebook’ta ise sınırlandırılmasının ardından bu tartışmalar daha da kızıştı. Cumhuriyetçi Parti, yalan dahi olsa webdeki kendi propagandasının engellenmemesini sağlayacak bir sistem arayışı içinde. Demokrat Parti ise yalanlar ve propagandanın yayından daha hızlı kaldırılmasını talep ediyor. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg oturumdaki konuşmasının açılışında paragraf 230’da değişiklik yapılmasından yana tutum alırken Twitter CEO’su Jack Dorsey paragraf 230’un “Internet’te ifade özgürlüğünü koruyan en önemli yasa” olduğunu belirtip “paragraf 230’un kaldırılmasının ifade özgürlüğünü ortadan kaldıracağını” söyledi. Oturum kısa süre içinde, tartıştıkları konu hakkında pek de bir şey bilmedikleri sordukları sorulardan belli olan senatörler sayesinde tek tek gönderilerin neden engellendiği ya da engellenmediğinin sorulduğu dev bir şaklabanlığa dönüştü.

Önden söyleyelim, Internet’in dev platformları kesinlikle masum değil: Facebook bir hafta kadar önce New York Üniversitesinin Facebook’da politik reklamların hedeflenmesi ile ilgili akademik çalışmasının durdurulmasını talep etti.  Microsoft’a bağlı GitHub, müzik tekellerinin hukuki açıdan oldukça sıkıntılı bir DMCA talebi üzerine YouTube ve daha pek çok servisten video indirmek için en iyi araçlardan biri olan youtube-dl’yi yayından kaldırdı. Twitch DMCA şikayetleri için yürütülmesi gereken bildirim/karşı bildirim mekanizmasını kullanmak yerine binlerce yayıncının videolarını bir çırpıda sildi. Zoom, Youtube ve Facebook Filistinli Politikacı Leyla Halid’in konuşmacı olduğu akademik paneli yayımlamayı reddetti. Yine Zoom, “Zoom’un etkinlikleri içeriğine bakarak yayından kaldırması ya da kaldırmamasının” tartışılacağı bir etkinliği yayından kaldırdı. Spotify, kamu malı kitapları kaynak olarak kullanan Boring Books podcastini telif bahanesi ile kapattı [6].

Yukarıda listelediğim her biri başlı başına büyük sansür vakaları olan bu olaylar sadece son bir iki haftada yaşananlar. Dev platformların içerik moderasyonunu işlerine geldiği gibi kullandıkları vakaların tam listesine maalesef ne bu köşenin sınırları ne de gazetemizin sayfaları yeter. Bu tip vakalar ve eriştikleri kamuoyunun genişliği gözetildiğinde Internet’in dev platformları ve buralarda içerik moderasyonu ile ilgili bir tartışmaya ihtiyaç olduğu kesin. Ancak seçim rantına endeksli; ne yaptığından ve ne sorduğundan bihaber bir senato komitesi ile ya da şirketlerin mi devletlerin mi sansür hakkına sahip olduğunu tartışmakla bu sorunun çözülemeyeceği ortada. Şirketlerle devletler arasına sıkışmadan, kullanıcıların ifade özgürlüklerini merkeze alan bir hattı savunmak gerek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...