03 Ekim 2020 00:25

Sosyal medya için yeni dönem mi?

kadın yüzü ve sosyal medya sembollerinin olduğu illüstrasyon

İllüstrasyon: geralt/Pixabay

Paylaş

5651 sayılı ‘Internet Sansür Yasası’nı arama motorları ve sosyal medyayı kapsayacak şekilde genişleten, erişim engellemeye ek olarak içerik çıkartma kararı da verilebilmesini sağlayan düzenlemenin sosyal medya ile ilgili maddeler dışında kalan maddeleri temmuz ayı sonunda yürürlüğe girmişti. Sosyal medya ile ilgili tanım ve düzenlemeleri içeren 1., 6. ve 7. maddeler ise 1 Ekim itibariyle yürürlüğe girdi. Yeni yürürlüğe giren 1. madde ile 5651’e “sosyal ağ sağlayıcı” tanımı ekleniyor. 6. madde ise bu “sosyal ağ sağlayıcıların” temsilci atama, bireysel şikayet, verileri ülke içinde barındırma, mahkeme kararlarını uygulama gibi yükümlülükleri ile bu yükümlülüklerin uygulanmaması halindeki cezaları içeriyor. 7. madde ise ilk rapor tarihini ve bireysel başvuruların kabul edilmeye başlayacağı tarihi belirliyor.

Söz konusu maddelerin yürürlük tarihlerinin ötelenmesinin sebebi sosyal ağ sağlayıcıların hazırlıklarını yapabilmesine, temsilci atamalarına olanak tanımaktı. Ancak görünen o ki verilen sürede hiçbir sosyal ağ sağlayıcı temsilci atamadığı gibi verileri ülke içine de taşımış değil. Yeni yasaya göre ilgili sosyal ağ sağlayıcılara yasanın gereklerini 30 gün içinde yerine getirmeleri gerektiğinin bildirilmesini getiriyor. Muhtemelen bu amaçla 1 Ekim’de Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan ve Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Facebook, YouTube, Instagram, Twitter, Linkedln, TikTok, Dailymotion, Periscope, Pinterest ve VK temsilcileri ile bir video konferans gerçekleştirdi ve olası ceza takvimi de başlamış oldu.

Eğer sosyal ağ sağlayıcılar bildirimin ardından geçen 30 gün içinde temsilci atamazlarsa 10 milyon lira para cezası kesilecek. Bunun üzerinden 30 gün daha geçtiğinde eğer hâlâ temsilci atanmamış ise 30 milyon lira daha para cezası kesilecek. Temsilci atamamakta 30 gün daha ısrar edenlere Türkiye’den reklam verilmesi yasaklanacak. Bütün bu nasıl uygulanabileceği belirsiz olan yaptırımlara rağmen eğer sosyal ağ sağlayıcılar hâlâ direniyorsa 3 ay sonra yüzde 50, bundan 1 ay daha sonra 2021 mayısında ise yüzde 90’a varan bant genişliği kısıtlamaları ile karşı karşıya kalacak.

Sosyal ağ sağlayıcılar için verilerin ülke içinde tutulmasını sağlamak teknik ve pratik açıdan ciddi masrafları da beraberinde getiren bir uygulama. Ülkemizin içinde bulunduğu tabloyu da göz önünde bulundurduğumuzda çok sayıda olacağını rahatça öngörebileceğimiz mahkeme kararları ve bireysel başvurular ile ilgilenmek de hem altyapısı hem de uygulanabilmesi için yine ciddi sayıda personel gerektiren bir iş. Bütün bu masraf kalemleri, olası cezai yaptırımlar ve yasanın uygulanması ile alakalı hukuki belirsizlikler de gözetildiğinde bir sosyal ağ sağlayıcının bu yasaya uymak için Türkiye’den ciddi şekilde kâr sağlıyor ya da kâr sağlamayı öngörüyor olması şart.

Türkiye’de en çok reklam geliri elde eden sosyal ağ sağlayıcılardan Facebook’un bölgelere göre gelirine göz attığımızda 2018’in son çeyreğinde gelirlerinin yüzde 91’ini ABD, Kanada, Avrupa ülkeleri ve Asya Pasifik ülkelerinden kazanmış. Sosyal ağ sağlayıcıların Türkiye’den verilen reklamlardan öyle büyük paralar kazanmadığı ortada. Hâl böyle iken bu şirketlerin temsilci ataması, verileri Türkiye’ye taşıması vb. için herhangi bir çekici sebep olmadığı gibi temsilci atadıkları durumda hem yasal hem de maddi olarak bir sürü yükümlülüğün altına girecekler. Adı sansürle anılan bir yasaya ortak olmanın getireceği kötü ün de cabası. Bu şartlarda yasaya en ılımlı bakan Facebook’un bile temsilci ataması sürpriz olur. Sosyal ağ sağlayıcıların yasayı pek de dikkate almadığı, iktidarın ise ciddi bir yaptırımda bulunamadığı bir senaryo daha yüksek olasılık.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa