09 Eylül 2020 00:10

Dijital siyaset mi? Sokakta siyaset mi?

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Türkiye’de çoğumuzun düşüncesi keskin karşıtlıkların, sürekliliklerden ziyade kopuşların üzerinden şekillenir. O nedenle analizlerimizde “kriz”, “yeni” gibi kavramları çok severiz. Meseleleri değerlendirirken ak ile kara vardır ama gri yoktur. Ya bu ya diğeridir, ikisi birlikte olmaz, birbirilerinin tamamlayanı olabilecekleri pek tahayyül edilmez. Vesaire.

İrfan Aktan’ın 5 Eylül 2020 tarihinde Gazete Duvar’da İstanbul Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık ile yaptığı, bizi öz eleştiriye ve düşünmeye davet eden söyleşiyi okuduktan sonra üzerine sıklıkla düşündüğüm bu mesele, bir kez daha zihnimde dolaşmaya başladı. Bu söyleşide Ahmet Şık doğru bir tespitle, Türkiye’de muhalefetin sosyal medyaya sıkışmış olduğunu, atılan on binlerce “Yalnız değildir” tweetinin hem yalnızlığı sonlandırmadığını hem de sokakta bir yansımasının olmadığını söylüyor. Sosyal medya çalkalanırken, sokaklar sessiz, ‘Yalnız değildir’ denilenler yalnız, diye de ekliyor. Başka mecralarda da sıkça yapılan bu tespitlere sanıyorum Türkiye’de kimsenin itirazı olmaz. Bununla birlikte, bu değerlendirmeleri yaparken özellikle iki hususun göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.

Bunlardan ilki, bu iki alan, yani sosyal medya ile sokak arasındaki ilişkinin karşıtlık üzerinden şekillenmesi ve birbirinin alternatifi olarak görülmesi meselesi. Ya sosyal medya ya sokak, ya dijital siyaset ya da sokakta siyaset biçimindeki keskin ayrımlar gerçekliğin oldukça uzağına düşüyor. Zira sosyal ağlar öncelikle bir örgütlenme biçimidir; esnek bir örgütlenmedir. O nedenle doğru soru, sosyal medyadaki örgütlenmelerin neden sokak eylemlerine yönelmediği ve aktivizmlerinin neden sadece mesaj yayımlamakla sınırlı olduğu, Twitter kampanyaları ile yetindiği olmalı. Sosyal medya örgütlenmesi, neden dijital siyasetle yetinir de sokakta siyasete yönelmez? Dijital alanda harekete geçen kesimler neden sokakta mobilize olmuyor? Sorunun tek bir yanıtı yok. Devlet şiddeti, sokağa yüklenen anlamlar, riskler ve bedeller, örgütlerin hali, vs. Bu yanıtlar üzerinde derinlemesine düşündüğümüz, her birine çözüm bulduğumuz ölçüde iki alan arasında bağlar kurulabilecektir. Ahmet Şık da zaten bu iki alanın birbirinin tamamlayıcısı olması gerektiğini ifade ediyor.

İkincisi ise, neden sosyal medyada sıkıştığımız meselesi. Sokağın bedeli ağır, evet. Ancak, deneyimlerimiz bize sosyal medyanın da o kadar güvenli bir alan olmadığını, dijital siyasetin de riskleri ve bedeli olduğunu gösteriyor. Zira, Türkiye’de yüzlerce, binlerce kişi sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alındı, cezaevinde yattı. Ya da paylaşımlarından ötürü “linç edildi”. Ayrıca, birçok ülkede iktidarlar sokak muhalefetinin sesini kısmak için internetin fişini çekiveriyor, ki bunun son örneğini Belarus’ta gördük.

Bu meseleyi daha derinlikli tartışmak için elimizde kıymetli bir çalışma var. Onu da anmadan geçmeyelim. Yasemin İnceoğlu ve Savaş Çoban’ın birlikte derledikleri İnternet ve Sokak (Ayrıntı Yayınları, 2015)[1]. Kitabın bölümlerinden sadece iki başlığı bile söylemem, derlemenin meseleye nasıl parmak bastığını göstermeye yeter. “Özgürlükler ‘tweet’le gelmez” ve “Dijital aktivizm mi? Sokak İsyanı mı?”

Kitapta sorulan soruyu bir de kendi terimlerimle sorayım: Dijital siyaset mi, sokakta siyaset mi? Etkili bir muhalefet için bu alanlarla ilgili bir tercih yapmamız ya da sadece bir alanla yetinmemiz gerekmiyor. Aksine, alanlar arasında hiyerarşi inşa etmeden, bazı alanları fetişleştirmeden, farklı alanlara yaygınlaştırılmış, alanlar arasında bağ inşa eden bir muhalefet tarzına ve çoklu aktivizmlere ihtiyacımız var. Çok katmanlı, çok alanlı.

Bu arada zaman da su gibi akıp gidiyor. Evrensel yolculuğumun bugün onuncu haftası doldu, oysa yola çıkalı daha dün gibi…

[1] Ayrıca bkz. P. Gerbaudo, Twitler ve Sokaklar. Sosyal Medya ve Günümüzün Eylemciliği, Türkçesi: O. Akınhay, Agora Kitaplığı, İstanbul, 2013; M. Castells, İsyan ve Umut Ağları. İnternet Çağında Toplumsal Hareketler, çev. Ebru Kılıç, Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2012.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...