09 Ağustos 2020 00:26

Bir kültür ve eğlence merkezi olarak Direklerarası

Tiyatro sahnesine ait koltuklar

Fotoğraf: Pixabay

PAZAR
Paylaş

İstanbul’da on yıllarca eğlencenin ve kültürün en önemli merkezi olarak var olan Beyoğlu’dan önce bugün de yazılı-görsel ve sözlü kaynaklarda anılarıyla yaşayan bir Direklerarası vardı.

Eğlence anlayışının değişmeye başlaması, sinemanın yaygınlaşması İstanbul’da eğlencenin kültürün merkezini de değiştiriyordu. Direklerarası zamanla yok olup unutulmaya terk edilirken yeni merkez sinema ve tiyatro salonlarıyla, yeni kültür ve eğlence mekanlarıyla Beyoğlu’ya kayıyordu. Direklerarası, yalnızca bir eğlence ve gezinti bölgesi olarak değil aynı zamanda kültür, edebiyat ve sanatın da merkezi olarak da önemli bir yere sahipti.

“Çadır tiyatroları, tuluat oyuncularının ve meddahların gösterileri, Karagöz ve kukla oyunları, ortaoyunu gibi geleneksel sanatların canlı tutulduğu ramazan eğlenceleri, özellikle meşrutiyetin ilanıyla birlikte yerini önce tiyatroya daha sonra da sinemaya bırakır.” (1)

Direklerarası ilk tiyatro sahnelerinin de kurulup geliştiği yerlerden biri ve en önemlisidir. Yerli tiyatro topluluklarının ortaya çıktığı 1880’li yıllarda Direklerarası’ndaki büyük kahvehanelerde orta oyunu, meddah ve Karagöz gibi eski temaşa sanatları icra edilirken basit de olsa birçok tiyatro yine burada sahnelerini halka açmaya başlamıştır.

Türk tiyatro tarihinde önemli yerleri olan Temaşahane-i Osmani, Osmanlı Dram Kumpanyası, Hayalhane-i Osmani. Eğlence-i Osmani adlı topluluklar ve Küçük İsmail, Hamdi Efendi, Kel Hasan, Şevki Efendi, Abdi Efendi, Peruz Hanım gibi ilk tiyatro oyuncuları Direklerarası’nın ünlendirdiği isimlerdir.

Gerek orta oyunu gerekse tuluat tiyatrolarının faaliyetlerini II. meşrutiyetten sonra da devam ettirdiği görülür. Bu dönemde özellikle Sahne-i Heves, Sanayi-i Nefise Tiyatrosu, Mürebbi-i Hissiyat, Burhaneddin Tiyatrosu ve Darüttemsil-i Osmani gibi özel topluluklar Direklerarası’nda kurulup gelişirken kentin yönetimi tarafından desteklenen ve bugünkü Şehir Tiyatrolarının çekirdeğini teşkil eden Darülbedayi de 1914’te yine buradaki Letafet Apartmanı’nda faaliyete geçmiştir.

Direklerarası konum olarak şöyle tanımlanır kaynaklarda: “Eskiden Vezneciler- Şehzadebaşı yolunun Onaltımart Şehitleri ve Dedeefendi Caddeleriyle birleştiği noktalar arasında kalan bölümüne, her iki yanda yer alan kagir dükkanların önündeki alçak mermer sütunlar üzerine oturtulmuş revaklardan dolayı Direklerarası deniliyordu.

Yaya kaldırımı bu sütunlar arasından geçtiği için benimsenen isim, daha sonraları caddeyle birlikte çevrenin de adı haline gelmiştir. Aslında bu dükkanları Damad İbrahim Paşa, Şehzadebaşı Camii’nin üst yanındaki külliyesine gelir sağlamak amacıyla yaptırmıştır. Ana caddenin iki tarafında yer alan önü revaklı toplam seksen iki adet dükkanın bugün sadece külliye tarafında aslı bozulmuş birkaç tanesi mevcut bulunmaktadır.” (2) Direklerarası özellikle ramazan aylarında kalabalıklaşan İstanbul’un en faal pazarı, gezinti ve eğlence bölgesi olarak önem kazanır.

DİREKLERARASI; EDEBİYAT, KÜLTÜR, DÜŞÜNCE İNSANLARI

Direklerarası yalnızca orta oyunu, meddah ve Karagöz gibi eski temaşa sanatlarının, tiyatro salonlarının, gösterimlerinin olduğu bir merkez değildi aynı zamanda kıraathanelerinde, kahvehanelerinde önemli edebiyatçıları, kültür insanlarını da ağırlayan bir merkezdi. Direklerarası’ndaki bazı ünlü kahvehane ve çaycı dükkanları dönemin tanınmış şair ve edebiyatçılarıyla fikir ve sanat adamlarının bir araya gelip sohbet ettikleri önemli birer kültür ve edebiyat merkezi durumundaydı.

“Bunların başında Fevziye Kıraathanesi gelir. Şehzadebaşı Fevziye Caddesi’nin köşesinde bulunan kıraathane 1880’1i yıllarda kurulmuş, canlılığını II. meşrutiyet sonrasına kadar sürdürmüş, 1930’lara kadar da varlığını korumuştur. Daha çok devrin aydın tabakasının devam ettiği bu kıraathane özellikle ramazan aylarında tam bir musiki kahvesi ve konser salonu haline gelirdi. Burada Kemani Tatyos Efendi ile Kemençeci Vasilaki’nin yönettikleri fasıllara Tamburi ve Udi Cemil Beylerle Rauf Yekta ve Lemi Atlı’nın da amatör sanatçı olarak katıldıkları bilinmektedir.

Direklerarası’nın ünlü kültür ve edebiyat merkezlerinden biri de Hacı Reşit’in çaycı dükkanı idi. Ferah Tiyatrosunun karşısında bulunan bu küçük çayhane, başta Muallim Naci ve Ahmed Mithat Efendi olmak üzere Şeyh Vasfi, Muallim Feyzi, Hoca Hayret, Andelib, Nabizade Nazım, Ali Ruhi ve Ahmed Rasim gibi edebiyatçıların başlıca uğrak yerlerinden biri olmuştur. Meşrutiyetten sonra bunun yerini Mersin Efendi’nin dükkanı almıştır. II. meşrutiyetten önceki yıllarda Mehmed Akif, Neyzen Tevfik, Halil Edib ve İbnülemin Mahmud Kemal’in devam ettiği tanınmış bir yer de Hacı Mustafa’nın çaycı dükkanıdır. (3)  

Önemini sinemanın yerleşmesi ve popülerliğini arttırmasıyla birlikte kaybeder. Fevziye Kıraathanesinin yerine Emperyal Sineması açılır. Ferah ve Millet Tiyatrosu sinemaya dönüştürülür. Millet’in yerinde daha sonra Turan Sineması faaliyet gösterir. Bu sinemaların karşılarında ise Hilal Sineması ve Milli Sinema açılacaktır.

Beyoğlu yeni bir eğlence merkezine dönüşmesiyle Direklerarası eski önemini kaybederek yavaş yavaş unutulmuştur.

 (1) Barış Saydam Bir Zamanlar Direklerarası.

(2-3) TDV İslâm Ansiklopedisi. (1994 yılında İstanbul’da basılan 9. Cilt Sf. 367-368. Madde yazarı; Bekir Tosun)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...