09 Ağustos 2020 00:15

Nükleer kıyım, çocuklar ve barış

Fotoğraf: Wikimedia Commons (Public Domain)

Paylaş

Bugün Nagazaki Günü. Yani, ikinci nükleer kıyımın 75. yıl dönümü. Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasının üzerinden 75 yıl geçti. Hiroşima ve Nagazaki’de neler yaşandı, nükleer bombalara maruz kalan ama kurtulan insanlar (hibakuşa) neler çektiler, nükleer saldırının etkileri kuşaklar boyunca kaç kişiyi etkiledi, bilen hâlâ çok az. Öncelikle çocukları düşünenler için hibakuşa çocukların yaşadıklarının yeterince yazılmaması ve bilinmemesi büyük bir yara.

Öncelikle çocukları düşünenleri çok rahatsız eden meselelerden biri, Hiroşima ve Nagazaki’de gerçekleştirilen nükleer kıyımlar hakkında yapılan haberlerde öldürülen veya kurtulan çocukların adlarından çok, Küçük Oğlan’dan söz edilmesi. Küçük Oğlan, Hiroşima’ya atılan bombaya takılmış olan ad. Militarizm böyle bir şey. Ölüm araçlarının cinsleri ve adları var; öldürülenlerin ise yok.

Hiroşima ve Nagazaki’de gerçekleştirilen nükleer kıyımların sorumlusu olan ABD bugüne dek küçük bir özür bile dilemiş değil. Yakın zamanda yaşanan tek olumlu gelişme, Obama’nın 2016’da Hiroşima’yı ziyaret etmiş ve Hiroşima Barış Parkı’nda yapılan törende öldürülenleri anmış olması.

Obama’nın ziyaretinin en olumlu yanı, belki de törene Shigeaki Mori’nin davet edilmiş olmasıydı. Mori, bombaların atıldığı dönemde 8 yaşındaydı. Her nasılsa 6 Ağustos günü Hiroşima’da nükleer kıyımdan kurtuldu ve o gün bir ilkokul bahçesinde, gözlerinin önünde yok olan çocukları hiç unutmadı. Yıllar geçti ve Mori kendini bu çocukları ve nükleer kıyımın kurbanlarını bulmaya adadı.

Mori bir hibakuşa olarak, tarihi “yenen ve yenilenler” çarpıtmasından uzak, barış penceresinden bakarak yazmak gerektiğini biliyordu. Araştırmaları sırasında ölenlerin arasında 12 ABD askerinin olduğunu buldu ve bunu dünyaya duyurmaktan hiç çekinmedi. Nükleer kıyım planlı ve acımasız bir şekilde gerçekleştirilmişti. Nükleer kıyım, hiçbir ayrım tanımadan, büyük bir hızla kitlelerin öldürülmesi demekti ve insanlığa karşı işlenmiş bir suçtu.

Mori’nin çalışmaları ABD’de duyulduğunda az da olsa ilgi çekti ve bir filme de konu oldu. “Paper Lanterns” (Kağıttan Fenerler) adlı filmde nükleer kıyımda öldürülen 12 askerden ikisinin (Normand Brissette ve Ralph Neal) öyküleri anlatılıyor. Filmin web sitesinde Mori’nin çalışmalarının önemi şöyle özetlenmiş: Mori, o gün öldürülen herkese duyduğu saygıyı, bu askerleri de unutmayarak ve hiç yorulmadan her birinin ailelerini bularak gösterdi. Onlara çocuklarına ne olduğunu anlatarak, gerçekleri bilmelerini sağladı ve biraz olsun teselli olmalarına olanak verdi. Askerlerin adlarının birer atom bombası kurbanı olarak Hiroşima Barış Müzesi’nde anılmasını da sağladı.

Filmin en önemli mesajı, barışın ancak gerçeklerle yüzleşerek ve acıları unutmayarak sağlanabileceği: Nükleer saldırılara maruz kalan kuşak artık ölmek üzere. Yaşadıklarının, kayıplarının, özverilerinin unutulmasını istemiyorlar. Onlar barış, merhamet ve nükleer silahlardan arınmış bir dünya istiyorlar. Onların öykülerini unutmamızı istemiyorlar.

Hiroşima ve hemen ardından Nagazaki’de gerçekleştirilen nükleer kıyımların kabul edilemez olduğunu artık ABD’de gazeteler de yazıyor. Her 6 Ağustos ve 9 Ağustos, Nükleer Kıyım Günü olarak bilinmeli. Her 6 Ağustos ve 9 Ağustos, dünyanın ve Türkiye’nin nükleer silahlardan arındırılmasını bir kez daha haykırma günü. Nükleer silahlar gibi, nükleer enerji de büyük bir tehlike. Ne dünyanın, ne de Türkiye’nin nükleer enerjiye gereksinimi var.

Bugün 9 Ağustos. Nükleer silahlarla öldürülenleri ve tüm hibakuşaları anma günü.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...