28 Temmuz 2020 00:08

Eshab-ı Kehf hikayesi

Eshab-ı Kehf mağarası

Fotoğraf: Wikimedia Commons /CC BY-SA 4.0

Paylaş

Stockholm. Karl Otten (1889-1963) ekspresyonist bir Alman yazarı. 1912 yılında Arnavutların özgürlük mücadelesini yerinden izledi. Ozan Erich Mühsam’ın aracılığı ile Anarşist hareketle bağ kurdu. Yaşam boyu bir savaş karşıtı olarak kaldı. Bu nedenle 1. Dünya savaşı sırasında Rosa Luwemburg  ve Karl Liebknect gibi hapsedildi. Osmanlı İmparatorluğundaki Ermeni soykırımını protesto etti. 1918 Alman devrimi sırasında Koblenz’de devrimci gruplar ve siviller tarafından kurtarıldı. Carl von Ossietzkys’in Özgürlükçü Sosyalizm düşüncelerinden etkilendi. Nasyonal sosyalizm tehdidine karşı verilen mücadelede partilerden bağımsız yer aldı. İşçilerden ve entellektüellerden oluşan bir anti-faşist birleşik cephe fikrinden yana oldu.

12 Mart 1933’de, Berlin’den Mallorca adsınının kuzey-doğusundaki Cala Ratjada’ya kaçtı, ancak orada etkili olan Frankocular tarafından gözaltına alındı. Sonra diğer sivillerle birlikte İngilizler tarafından kurtarıldı. Paris’e geçti. 1936 sonrası ve savaş boyunca Londra’da kaldı. İngiliz Parlamentosuna İspanya’daki durum ve Alman’ların İspanyol  iç savaştaki rolü üzerine rapor sundu. İspanya üstüne olan romanı “Torguemades’in Gölgesi”ni tamamladı. BBC’de çalıştı. 1942’de, “Almanya’da Kitleler, Elit ve Diktatörlük” adlı kitabı Londra’daki Allen&Union yayınevi tarafından yayınlandı.

Uluslararası P.E.N‘in Sürgündeki Alman Yazarlar Merkezi  yöneticilerinden biri oldu. 1944’de gözlerini kaybetti. 1949’da pasifist gençlik kitabı “Ebedi Eşek”i yayınladı. 1957’de yayınlanmaya başlayan ve Ekspresyonizmin yeniden keşfine vesile olan çok geniş kapsamlı “Ekspresyonizm Antolojisi” hazırladı. Ekim 1958’de İsviçre’de  Locarno’ya yerleşti. “Boş Ev-Yahudi Yazarlarının Düzyazıları”(1959), ve “Schofar- Yahudi Şairlerin Şarkıları ve Masalları” dizisini hazırladı (1962). Bu arada  Yahudi olmadığını, Alman Katolik bir aileden geldiğini hatırlatalım. 20 Mart 1963’deki ölümünden kısa süre önce, Otobiyografik romanı “Kökler”i tamamladı.

Kalp sorununa karşın 2 yıllık bir hapis tutulan, İHD aktivistlerinden Suzan Zengin “1912/Arnavutluk Seyahati”  adlı kitabını ricam üzerine hapisteyken tercüme etmişti (Umut ederim birgün çıkacak.). 

2011 yılında serbest bırakıldıktan sonra çok geç kalınan kalp ameliyatından sağ çıkmadı. Bu da bir çeşit “yargılı” infazdı.

Zulüm bitmiyor ne yazık ki bu coğrafyada. Açlık grevlerinde kaç kişi öldü. Ve sırada kaç kişi var şimdi?

Ve ne kadar çok insan ciddi sağlık sorunlarına karşın cezaevinde tutuluyor.

2011 Ekim’inde Frankfurt Kitap Fuarından Suzan Zengin’in cenazesine güç bela yetişebildim.  Ardından Diyarbakır’a, Ermeni Kilisesinin açılışına gittim. İyi ki gitmişim. Şimdi ne Sur kaldı ne Ermeni Kilisesi.

Restorasyon 2 buçuk milyon dolara mal olmuştu.

Verilen mesaj: Boşuna Anadolu’nun kültür mirasını kurtarmaya kalkmayın!

Kadim uygarlık merkezlerinden biri olan tarihi Rumkale Manastırının yakınlarındaki eski Halfeti gibi Hasankeyf de sular altına gömüldü. Dersim sular altında. Keban baraj suları altında yok olup giden tarih mirası hatırlanmıyor bile.

Bugün, İsveç’de Eshab-ı Kehf günü. Sonradan kutlanmaz olmuş. Sadece Linköping’de kutlanıyor halen. 7 Uyuyanlar günü. Hem Hristiyanların hem Müslümanların Kitab’ında yer alan bir anlatı. Babam 27 Mayıs darbesinden sonra sürgün edildiği Tarsus’ta Eshab-ı Kehf’’e ait olduğuna inanılan devasa bir mağaraya götürmüştü beni 13 yaşında iken.

Roma İmparatorluğunun zulmünden kaçan ilk Hristiyanlardan 7 genç bir mağaraya sığınır ve orada uyuya kalır. Ancak 100 yıl sonra uyanırlar. Bir bakarlar, herkes Hristiyan. İmparator, Vali, Komutan, tüm devlet ricali!

Ama zulüm aynı zulüm!

Suzan Zengin’in cenazesinden birkaç gün sonra da ben iş dönüşü evimin kapısı önünde akşam vakti kaçırılırcasına bir arabaya atılıp Terörle Mücadele Merkezine alındım.

Orada uyuyakalmışım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa