14 Haziran 2020 00:00

Polise tersten bakmak

Ekran görüntüsü, Darnella Frazier'in Facebook hesabında yayımladığı videodan alınmıştır

Paylaş

Bazı sorunları gözler önüne sermek için var olanı, olağan sayılanı tersine çevirmek gerekir. Ters örnekler zor konuları düşünmekte yararlı olur. Dünyanın birçok yerinde kitleler yeniden ve yeniden polis şiddetine maruz kalırken bunu yapmanın tam zamanı...

25 Mayıs gününden başlayalım. Minneapolis’te bir polis dizini George Floyd’un ensesine bastırdı. Floyd soluk alamadığını söylese de dizini 8 dakika 46 saniye boyunca basılı tuttu ve Floyd’un ölümüne neden oldu. Bir diğer polis olanları gördü ve engel olmadı. Şimdi soralım: Neden ensesine acımasızca basılan ve soluk alamayan tek bir polis bile yok?

Floyd’un öldürülmesinin ardından başlayan ayaklanmalar ve dünya çapında düzenlenen gösterilerde, polis sivillere ve gazetecilere acımasızca saldırdı. Tersinden düşünelim. Neden gazeteciler polisleri hedef almıyor, plastik mermi ile gözlerinden vurmuyor? Neden gazeteciler de polislerden gördüklerini yapıp, polislere acımasızca saldırmaya çalışmıyor?

Başka ters sorular soralım: Neden siviller bir kere bile, karşılarına çıkan polislerin arasına arabaları ile dalmazlar? Neden 75 yaşındaki bir yurttaş önüne çıkan bir polisi yere savurup, başını kaldırıma çarpmıyor? Neden polisler göstericiler arasındaki çocuklara saldırdığı gibi çocuklar da polislere saldırmıyor?

Konu çocuklar olunca her zaman daha dikkatli olmak gerekir. ABD’de polisler tarafından öldürülenlerin listeleri tutuluyor. Bu listelere bakıldığında öldürülen çocukların sayısının gayet yüksek olduğu görülebilir. Tamir Rice onlardan biri. 2014’de daha 12 yaşındayken, elinde oyuncak silah olduğu gerekçesi ile bir parkta oynarken polis tarafından öldürülmüştü. Tersten düşünelim: Neden parkta oynarken çocuklar tarafından saldırıya uğrayan ve acımasızca öldürülen bir polis bile yok?

Bu sorular yalnız ABD için değil, İngiltere, Fransa, Filipinler veya Türkiye için de geçerli. Berkin Elvan’ı ve öldürülen diğer çocukları nasıl unutabiliriz? Şimdi yine tersinden düşünelim: Neden Türkiye’de çocuklar gaz fişeği veya başka ölümcül silahlar ile polisleri hedef almazlar? Neden polisler çocukların kullandığı panzerler altında kalarak ölmezler? Neden polislerin çocuklara işkence ettiği defalarca kayıtlara geçer de, çocukların polislere işkence etmesi değil kayıtlara geçmek, kimsenin aklına bile gelmez?

Gelmez çünkü düzen böyle kurulmamıştır. Var olan düzende polislerin çok gerekli ve yararlı olduğu sürekli işlenir; ters soruların düşünülmesine pek olanak verilmez. Bir kez daha tersten gidelim; Dilek Doğan’ı düşünelim. Kendi evinde, acımasız ve sicili kabarık bir polis tarafından öldürülen Dilek Doğan’ı. Başka bir semtte, direnişleri ile bilinmeyen bir mahallede yaşasa öldürülmeyecekti. George Floyd veya Tamir Rice’ın beyaz olsa öldürülmeyecekleri gibi...

Türkiye’de rejim, 2005’den başlayarak toplumun polislere daha sıcak bakması için büyük çaba harcadı. Bu kampanyanın öncülüğünü on yıl kadar Gülenciler yaptılar. Yıllar boyunca Polis Haftası bahane edilerek çocuklara polis üniforması giydirilmesi, hatta çocukların ellerine “oyuncak silah” verilmesi bu kampanyanın parçasıydı. Üniformalı, coplu, silahlı çocuklara müdürler, valiler, bakanlar, hatta başbakan önünde gösteriler yaptırıldı. Çocukların polis gibi davranmaları teşvik edildi. Üniformalı bir çocuğun önündeki bir diğer çocuğun kolunu büküp kelepçe takması gibi.

Eğri oturup, doğru konuşalım. Var olan rejimin artık polisi sevimli gösterme gereksinimi azaldı. Polis şiddeti yandaş medya tarafından haklı ve gerekli gösteriliyor. Günümüzde rejimin asıl çabası bir yandan çocukları uysallaştırmak, diğer yandan onlara gerektiğinde iktidarın maşası gibi davranacak milisler olmayı belletmek. Rejim, ters sorular sormayan, gerektiğinde polislerin yerine getirdiği işlevleri üstlenebilecek dindar ve kindar nesiller peşinde.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...