02 Mayıs 2020 23:33

İki şiir bir mayıs

Nâzım'ın el yazısı ile 1 Mayıs şiiri

Nâzım'ın el yazısı ile 1 Mayıs şiiri: Kaynak Tüstav | Nâzım'ın fotoğrafı: Bundesarchiv, Bild 183-14809-0004/Sturm, Horst/CC-BY-SA

PAZAR
Paylaş

Evlerde kalıp sergiler ve müzeler dolaştık, konserler dinledik, kitaplar okuduk, filmler izledik, canlı yayınlara bağlandık, yemek tarifleri aldık verdik, işe gitmek zorunda kalanlar için vahlandık; neden sonra 1 Mayıs’ı da evden kutladık. Akışa göre bu yazının başlığı da zaten “Karantina Günlerinde Şiir” gibi bir şey olmalıydı.

1 Mayıs’ı evden kutlayacağımız günün sabahına uyandığımızda edebiyat hayatımızda çok önemli bir şey oldu. Nâzım’ın daha önce hiç okumadığımız bir şiiri kucakladı bizi. Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı, Nâzım’a ait olan bir şiirin orijinalini ve Latin harflerine çevrilmiş halini sosyal medya hesaplarından paylaştı. “TÜSTAV Komintern Arşivi’nde yer alan Nâzım Hikmet’in ‘İstanbul’da 1 Mayıs’ şiirini Banu İşlet bularak transliterasyonunu yaptı.” Bu haberin coşkusu ve sevinciyle daha bir anlamlı geldi evde 1 Mayıs. Henüz okumamış olanlar varsa diye linkini buraya bırakıyorum. “Bugün toz kondurmuyoruz keyfimize! / Bugün “Mayıs Bir”! / Bir Mayıs’ta İstanbul /Bizim olmuş gibidir!”  Ne güzel demiş değil mi? İnsanın şöyle geriye yaslanıp o güzel günü düşünesi geliyor. TÜSTAV’a ve Banu İşlet’e ne kadar teşekkür etsek az, çabaları ve kattıkları için.

Nâzım şüphesiz hayatımızın bahçesinden hiç ayrılmayan bir şair. O kadar benimsemişiz ki sadece adıyla sesleniyoruz ona. Evden, hane halkından biri. O kadar yakın. Mesela Melih Cevdet Anday’a adıyla seslenebilir miyiz? Ne münasebet!

Neyse efendim, 1 Mayıs’ı evden kutlayacağımız günün sabahına uyandığımızda edebiyat hayatımızda çok önemli bir şey daha oldu. Olmasına oldu da bu bizim edebiyat çevremizde de güzide basın camiamızda da ilgi görmedi. Yani kalkıp yahu ne ilgisinden bahsediyorsun, umursanmadı bile, desek hayır bizi kim kınayabilir, ne hakla?

Taniel Varujan’ın 1912 yılında İstanbul’da yayımlanan Pagan Şarkılar kitabında yer alan “Bir Mayıs” şiiri de ilk defa Türkçeye çevrildi. agos.com tr sayfalarında, 1 Mayıs sabahı olmasa da akşama doğru, bu şiiri de okuma olanağı bulduk.

Şiiri çeviren Ohannes Şaşkal bir yazıyla dönemin koşullarını, işçi sınıfının hallerini, memleketin gidişatını, sınıf mücadelesinin şartlarını tahlil eden bir yazı yazmış. Şiire ve Varujan’a ilişkin bilgiler vermiş: “Değerli arkadaşım, Ermeni Edebiyatı tarihçisi, araştırmacı yazar Sevan Değirmenciyan’dan edindiğim bilgiye göre, Varujan’ın ‘Bir Mayıs’ şiiri, ilk kez 1 Mayıs 1912 tarihinde, ‘Tokat’ta kaleme alındığı’ notuyla İstanbul’da yayınlanan Azadamart gazetesinin 874. sayısında yer alır. Sanırım İstanbul’daki ilk 1 Mayıs kutlaması da aynı yıl, aynı güne denk gelir.” Merak edenler için yazının linki.

İşin doğrusu Ohannes Şaşkal şiire, şaire ve döneme ilişkin kısa olmasına rağmen o kadar ayrıntılı ve güzel bir yazı yazmış ki kalkıp üstüne laf etmek olmaz sahiden. “Bana gelin tersaneden; şu taşıdığınız gemiler,/ Sizin çelik tabutlarınızdır,/ Yarınki./ Çıkın toprağın barsaklarından, bataklığın rahminden,/ Kıra, tarlaya şimdi.”

Taniel Varujan’ın Aras Yayıncılık’tan çıkan Ekmeğin Şarkısı kitabını geçen yıl Diyarbakır Kitap Fuarı’nda edinmiştim. Toprağı bu kadar mı sever bir şair. Üstelik işi gücü İstanbul’da. Ekmeği anlatıyor şiirlerinde, çiftçileri, hasat zamanında esen rüzgârı yazıyor Varujan. Ohannes Şaşkal da bir güzel çeviriyor bu şiirleri ve bize armağan bir kitap dolusu şiir.

İnsan istiyor ki gelinciklerin salındığı bir şiir kitabı okurken onur duysun, bizim şiirden nice zaman önce kovduğumuz ekmek ve tapan sözcükleriyle selamlaştıkça kendini iyi hissetsin, otlayan hayvanlara bakıp kaval çalarak mutlu olan çobanla selamlaşsın, harman gecesi yıldız düşleri kursun. Ama işte okudukça utanç doluyor içine.

Bir gece evinden alınıp sürgüne yollandığında biyografisinde daha nelerin yazılacağını bilmiyordu kuşkusuz Varujan. Öğretmenlik yaptı, yazılar yazdı, dergiler yönetti, kitapları yayımlandı, çocuklara babalık etti. İttihatçılar onu ve arkadaşlarını tutukladığında, bugün İslam Eserleri Müzesi olan, Sultanahmet Merkez Hapishanesi’nde tuttular bir zaman. Sonra sürgün edildi. Çankırı’ya gönderildi. Defterler dolusu şiir yazdığının tanıkları var. Neden sonra çıkan afla Ankara’ya dönerken yolda arkadaşlarıyla birlikte pusuya düşürülerek öldürüldü.

1915 yılının 24 Nisan akşamı Pangaltı’daki evinden gözaltına alındığında, polisin el koyduğu eşyaları arasında Ekmeğin Şarkısı dosyası da vardı. Devletin kolluk güçlerinin koruması olduğu halde sürgünden dönme yolunda karnı deşilerek öldürülen şairin şiir dosyası gerekli mercilere rüşvet verilerek geri alındı yıllar sonra, araya kimler girdi kim bilir. Ekmeğin Şarkısı 1921 yılında İstanbul’da yayımlandı.

Bu kitabı da Ohannes Şaşkal çevirdi. Şair, şiiri ve dönem hakkında uzunca bir yazıyla bize esin verdi elbette. Öldürdükleriyle onur duyan bir memleketin şairleri olarak utanç duymamız gereken ne varsa gözümüze sokmadan bir bir gösterdi.

Emekten, çalışmaktan, topraktan bahseden ve bunun nedenlerini oluşturan bir şair Taniel Verujan. Sivas doğumlu. İstanbul’da, Venedik’te okumuş. Paris’te kitabı yayımlanmış. Ölüm nedeni malum artık. Kayıtlara göre, hani yaşı gereği de, Nâzım’da 13 yıl önce 1 Mayıs şiiri yazmış.

Bu yıl iki şiir evde kutladığımız 1 Mayıs’a armağan oldu. Biri Nâzım’ındı biri Varujan’ın. İkisi de kalbimizin sol yanında onur kattı hayatımıza. Biri birinden daha az önemli değil, biri birinin yerine konulur değil. İki ayrı değer. İki şairimize de saygıyla.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...