28 Nisan 2020 20:15

Demokratlar birleşin

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara İl Kongresinde kürsüde konuşma yaparken

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Geçen hafta, CHP’nin MHP destekli AKP iktidarına karşı programatik bir duruşu olmadığını, kayıkçı döğüşü gibi “Sen şunu dedin, ben demedim, sen aslında şunu demiştin vs. kavgası yaptıklarını”, artık insanların bu boş tartışmalardan sıkıldığını, dinleyenlerinin de azaldığını yazmıştım. Yazının yayımlandığı gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet gazetesinde on altı maddelik bir manifestosu yayımlandı. Kılıçdaroğlu bu yazıda, Marx’a atfettiği, fakat Marx ve Engels tarafından yazılmış Komünist Manifesto’nun bitiş cümlesindeki “Dünyanın Bütün İşçileri Birleşiniz” çağrıyı hatırlatarak “Dünyanın Bütün Demokratları Birleşin” diyordu.

Kılıçdaroğlu, yazıyı TBMM’nin 100. Kuruluş yıl dönümü için yazmıştı ve yazıda Türkiye için hedef belirlerken Kovid-19 salgınından sonraki dünya için de kabaca bir Keynesçi çözüm önermişti. Sosyal devlete dönülmeli diyordu.

Kılıçdaroğlu’nun Türkiye için önerdiği on altı maddelik manifestoda ise yeni bir şey yok. Son yerel seçimler öncesi önerdiği program. Güçlendirilmiş parlamenter sistem. Yani, aksayan yönlerini düzelterek 12 Eylül öncesi sisteme dönelim diyor özetle. Esas itirazı, örneği Saddam, Mübarek, Esad vb. yönetimlerinde görülen “Tek adam” yönetimine dönüşmüş mevcut siyasi sistem.

Özetle, Kılıçdaroğlu’nun demokratlara birleşmek için yaptığı çağrıda yeni bir şey yok. Halkın demokratik iktidarının programı değil önerdiği program. Büyük patronları ve onların iş birliği yaptığı emperyalist güçleri ürkütmemeğe çalışıyor. Onlara sosyal demokrasinin kapitalizmin varlığını sürdürmesinin garantisi olduğunu anlatmaya çalışıyor. Emek ve demokrasi güçleri için demokratlara çağrının içeriği bir halk iktidarı programı olmalı. Ama, Tek Adam İktidarına son verilmesi çağrısı da, eğer bu çağrının gerekleri yapılacaksa, yabana atılmamalı elbette. Çünkü, Tek Adam İktidarı her geçen gün baskı ve zulmünü arttırıyor. Giderek, tarihte görülmüş o uğursuz faşist rejimlere dönüşüyor. Pazartesi günü Erdoğan’ın yaptığı konuşma tehditler içeren ve mevcut zayıf muhalefete dahi tahammül etmeyeceklerini ilan ettiği bir içerikteydi. İktidar, ekonomik ve siyasi kriz derinleştikçe daha da sertleşme, din ve milliyetçilik unsurunu daha da öne çıkarma eğiliminde. Göstermelik bir muhalefete dahi tahammül edemiyor. CHP’yi tasfiye etmekle tehdit ediyor.

Kılıçdaroğlu’nun demokrasi programı yeterli değil ama mevcut Tek Adam İktidarının değiştirilmesi için demokrasi güçleri, CHP ve Tek Adam Rejimini değiştirmek isteyen diğer politik güçlerle iş birliği yapabilir. Yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara’da belediye başkanlarının değiştirilmesi için yaptığı gibi. O zaman, bu iş birliğinin ete kemiğe bürünmesi için önümüzdeki seçimlerde bize oy verin demek dışında somut yol ve yöntemler önermek gerekir. Birleşmesi için çağrı yapılan demokratlarla yerellerden başlayarak iş birliği ve güç birliğinin adımlarını atmak gerekir. Yerel birlikler oluşturmak gerekir. Medya olanaklarının güçlendirilmesi ve paylaşılması gerekir. Tabii, demokratlara birlik çağrısının emekçilerin birleşmesi çağrısı ile genişlemesi gerekir. Sendikalar, meslek odaları, köylü örgütleri, gençlik ve kadın örgütleri böyle bir birliğin içinde yer almalıdır.

Kılıçdaroğlu’nun çağrısı sadece bir yıl dönümü için yazılmış bir protokol metni mi, yoksa gerçek bir eylem programı mı? CHP’nin bundan sonra atacağı adımlar bunu gösterecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa