21 Nisan 2020 00:00

Şova devam... İlle devam!

halı sahada topa vuran kramponlu ayak

Fotoğraf: pixabay

Paylaş

Ülkemizde koronavirüs salgını kaynaklı ilk resmi ölüm vakasının duyurulması ve ardından ciddi tedbirlerin (Kör-topal ilerleyerek zaman zaman skandallara sahne olmuş olsa da) alınmaya başlanmasının üzerinden bir ay geçti. TFF, bu sürecin başından itibaren günümüze varana dek gerçek bir Türkiye kurumu olduğunu gösterecek hamleleri gerçekleştirmekten çekinmedi.

Kısaca anımsayalım; vakaların korkutucu bir biçimde lanse edilmeye, ufak ufak fısıltılarla haber yapılmaya başlandığı hafta Galatasaray-Beşiktaş derbisi vardı ve TFF ilk yaptığı açıklamada tüm önlemleri aldıklarını, maçı tatil etmek bir yana seyircisiz dahi oynatmayacaklarını belirtmişti. Birkaç gün sonra Cumhurbaşkanlığı iletişim merkezinden yapılan bir diğer açıklamada ise maçları tatil etmeyeceklerini fakat görülen lüzum üzerine maçın seyircisiz oynanması kararı alındığını ifade etmişlerdi.

Öyle ki, maça birkaç gün daha kalsaydı muhtemelen bu git-gel hali ile maçı tatil de edebilirlerdi.

Hatta TFF Başkanı Nihat Özdemir, sanki bu kararı alması gereken kendileri değilmiş gibi maçların seyircisiz oynanması kararını olumlu bulduğunu ifade etmişti. 13 Mart 2020 Cuma günü yaptığı açıklamada, maçların seyircisiz oynanmaya devam etmesini tercih ettiklerini belirten Nihat Özdemir, tam bir hafta sonra yaptığı bir başka açıklamada ise liglerin tatil edilmesi kararını çok mantıklı bulduğunu beyan etti.

Bu kararı alan ise, Gençlik ve Spor Bakanı oldu. Nitekim 20 Mart Cuma günü TFF, TBF ve TVF başkanları ile bakanın yaptığı toplantı, basına ‘biraz’ garip bir şekilde servis edildi. Bakanın, federasyon başkanlarına koronavirüs sürecine dair eylem planları olup olmadığını sorduğu ve hiçbir başkanın bir planı olmaması üzerine başkanlara tepki gösterdiği ifade edildi.

Nitekim, tüm dünyada olduğu gibi bizde de ligler tatil edildi. Ancak bu süreç bize birkaç şeyi ayan beyan gösteriyor. Öncelikle, hemen hemen tüm kurumlarda bir yönetim zafiyeti var. Sanırım herkes, asıl yöneticinin kendisi olmadığına o kadar inandırılmış ve inanmış durumda ki, bu sorumlu tutulamayacak sorumluluk hali baştan aşağı sirayet etmiş durumda. Eh, bu da tıpkı koronavirüs sürecinde görüldüğü gibi ciddi ikilemlere ve kurumların kaderine başka kurumların karar vermesine, en nihayetinde ise takdirin hep tek bir mercide toplanmasına neden oluyor.

Maske dağıtım sürecinin provasının yapıldığını bu bir haftalık özetten de anlayabileceğimiz üzere, sonrasında da durumlar çok değişmedi. Henüz ne aşı bulundu ne de bir tedavi geliştirildi, yahut global çapta umut verici iyileşmeler, salgının ilerlemesinde duraksamalar görülmedi ancak şov devam etmeli düsturu birdenbire beliriverdi! İlk olarak, mırıltıyla karışık bir biçimde haziran ayı başında liglerin oynatılabileceği söylenmişken uluslararası liglerin pek çoğunun yavaş yavaş başlatılabileceklerine dair sinyaller vermesi üzerine bizim marka değerinin kendisine de pek hayrı olmayan, yayıncı kuruluşun ‘şak’ diye ödemeyi kesebileceği kadar gayriciddi ligimiz de geri kalmadı!

Spor Spikeri Ercan Taner’in yaptığı açıklamaya göre (Niye açıklamayı TFF’nin yapmadığını soracaksınız, inanın ben de bilmiyorum) haziran ayının üçüncü haftasında başlatılması planlanan ligler, ağustos ayına değin Türkiye Kupası da dahil 75 maçı oynatarak nihayete erdirilecek. Alanya ve Antalya’da oynatılması planlanan lig maçları için futbolcuların sakatlanması halinde özel hazırlanmış hastanelerde tedavi edilmeleri, futbol sektörünün bileşenlerine düzenli olarak Kovid-19 testi yapılması, maç öncesi ve sonrası röportajlarda maske zorunluluğu getirilmesi ve maçların seyircisiz oynatılması planlanıyor. Bilim Kurulu bu tavsiyede bulunursa, kabul edilecek (imiş).

Şov devam etmeli… İlle devam etmeli. Hem de bütün bu komedyaya yakışır biçimde, bilimsellikten uzak ‘Belli bir derecenin üstünde koronavirüsün yayılamadığı’ safsatasına sırt dayayıp yaz sıcağında Antalya ve Alanya’da maç yaptıracak biçimde devam etmeli.

Bir de futbolculara her maçta tuzlu suyla gargara yaptırın, tam olsun bari…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa