18 Nisan 2020 00:15

Hafter’in Şam’daki temsilciliği

Libyalı General Halife Hafter

Libyalı General Halife Hafter | Fotoğraf: Magharebia/ Wikimedia Commons (CC BY 2.0)

Paylaş

Dünya gündemi hâlâ korona salgınına ve salgın sebebiyle alınan tedbirlerin ekonomi başta olmak üzere insanlara ve ülkelere olası etkilerine kilitlenmiş durumda. Ancak bizim bir gözümüz sahada olsa iyi olacak. Zira, Irak, Suriye ve Libya başta olmak üzere bölgede gerilim yeniden tırmanışta.

Önceki hafta Irak sahasında ABD-İran gerginliğinin ülkedeki hükümet krizine paralel olarak tırmanışa geçtiğini aktarmıştım. Bu duruma ek olarak bir de Musul kırsalı ve Suriye-Irak sınırındaki birkaç noktada IŞİD yeniden harekete geçti. Irak’ta örgüte bireysel katılımların yanı sıra büyük aşiretlerin de doğrudan katıldığı/destek verdiği biliniyordu. Musul örgütten geri alındıktan sonra IŞİD ile mücadele sona erdi sloganları atılsa da örgütün yıllarca militanı olan/propagandasına maruz kalmış/örgüte sempatisi olan/örgütü doğrudan veya dolaylı olarak destekleyen on binlerce insan evine döndü. Hücre tipi yapılanmalara geçildiği ve seyrek de olsa saldırılar yaptıkları da biliniyordu. Siyasi kaosla birlikte sosyal/ekonomik/siyasi/inanç temelli şartlar yeni IŞİD’lerin ortaya çıkışı için oldukça müsait bir zemin yaratıyor Irak’ta…

Suriye’de İdlip cephesi yavaş yavaş hareketlenmeye başladı. Yine korona salgınının gölgesinde kalan ve TSK’ye yönelik küfür ve tehditlerin yer aldığı görüntüler düştü sosyal medyaya. Görüntüleri çekenler, görüntülerde yer alanlar, küfür ve tehditleri sıralayanlar İdlip’teki cihatçı grupların militanları…

Diğer taraftan Türkiye'nin ve karşı cephede Rusya desteği ile Suriye ordusunun yığınağı da sürüyor. Şam’da “İdlip operasyonunun son aşamasının başlayacağı” konuşuluyor.

İdlip’teki silahlı ve bir kısmı cihatçı militanların Libya’ya transferine ilişkin iddialar da sürüyor. Burada iddia olan kısım transfer yapıldığı değil. Nitekim, Libya’da Türkiye’nin terörist olarak tanımladığı Libya Ulusal Ordusu tarafından yakalanan ve görüntüleri yayımlanan çok sayıda Suriyeli militan ve ‘itirafları’ var. Ayrıca bu militanların kendi yayımladıkları görüntüler, selfiler, yazdıkları mesajlar sosyal medyada kolaylıkla bulunabilir.

İddia olan kısım, militan sayısı… LUO cephesi “Türkiye üzerinden 5 bine yakın militanın/cihatçının Libya’ya transfer edildiğini” savunuyor. Zaman zaman Rus basınında da bu iddiaları destekleyen yorumlar, görüntüler ve resmi açıklamalar yer alıyor.

Bu arada Libya’da savaş fiilen devam ediyor. Korona salgını öncesi dönemdeki kadar yoğun değil ancak Hafter ve Tobruk merkezli Temsilciler Meclisi Cephesi Türkiye’nin desteklediği Misrata Güçleri ve Trablus merkezli Sarraj yönetimine karşı ilerleyişi sürdürüyor.

Libya bir aşiretler ülkesi… Türkiye’nin sürece ‘heyecanlı’ bir şekilde dahil olmasının ardından Hafter cephesi bunu lehine çevirip aşiretleri kendi etrafında toplamaya başlamıştı. LUO’ya katılımını/desteğini açıklayan aşiretlerin sayısı giderek artıyor.

Hafter’i destekleyen bölge ülkeleri arasında Suudi Arabistan ve Mısır yer alıyor. Rusya da, çok tarafgir bir şekilde öne çıkmıyor ve Trablus merkezli Sarraj yönetimi ile ilişkilerini sürdürüyor ancak sahada Hafter tarafına desteğini arttırdığını söylemek yanlış olmaz.

Gelelim Türkiye’yi de yakından ilgilendiren önemli gelişmeye…

Hafter tarafı Şam’da bir temsilcilik açtı. Birkaç hafta önce bir temsilci Şam’a geldi. Resmi temaslarda bulundu, karşılıklı dostluk mesajları verildi ve bir temsilcilik açılışı yapıldı. Salgının gölgesinde kalan bu açılışın ardından temsilcilik henüz aktif olarak çalışmaya başlamadı. Ancak Türkiye ve Rusya’nın Suriye ve Libya’da karşı karşı cephelerde olduğu açıkken, Türkiye’nin Suudi Arabistan ve Mısır gibi Hafter’i doğrudan destekleyen ülkelerle yaşadığı krizler sürüyorken, Akdeniz’deki enerji yatakları meselesinde tansiyon yükseliyorken ve Libya bu çekişmenin anahtarlarından biriyken bu temsilcilik açılışı oldukça önemli hale geliyor.

Temsilciliğin Türkiye’nin bölgedeki hamleleri açısından nasıl bir etkisi olacağını bekleyip göreceğiz ancak Suriye’nin bölge siyasetindeki durumu açısından çok önemli gelişmelerin ilk sinyallerinden sayılabilir.

Suriye’deki ayaklanma dönemine doğrudan dahil olan, sahadaki silahlı grupları doğrudan destekleyen, Suriye’nin Arap Ligi üyeliğini askıya aldıran ve sonrasında dönüşüne engel olan bölge ülkeleri ile Suriye arasında bir süredir temaslar sürüyor. Bu çerçevede Birleşik Arap Emirlikleri öne çıkıyor. Şam’daki elçiliğini tekrar açan BAE’nin Suriye’ye maddi kaynak aktarmaya başladığı konuşuluyor. Yine salgın sebebiyle “Suriye’ye gerekli her türlü desteği verme” vaadinde bulunan BAE ile Rusya’nın ilişkilerinin de giderek yakınlaştığı yönünde yorumlar var.

Birkaç ay önce vefat eden Umman Sultanı Kabus döneminde bölge içindeki bu tip ara buluculuk ve normalleşme dönemlerinin mimarlığını Sultan yapardı. Arap Ayaklanması döneminde bu sorumluluğu (en azından bu aralar) BAE üstlenmiş gibi görünüyor.

Velhasıl Hafter cenahının Şam’da temsilcilik açmasının Rusya’nın, Suudi Arabistan’ın ve Mısır’ın bilgisi ve onayı dışında gerçekleşmesi pek olası değil. BAE de bu süreçlerin ara bulucusu olarak öne çıkıyor.

Suriye’nin de Akdeniz’e kıyısı ve karasularında gaz yatakları var. Rus şirketleri bu parsellere ek olarak Lübnan karasularındaki parsellerin bir kısmını da aldı. Türkiye’nin aksine sessiz sedasız Akdeniz’deki enerji çekişmesinin en önemli aktörlerinden biri durumunda.

Şam’da açılan Hafter cenahının temsilciliği de önümüzdeki günlerde enerji meselesinin yeniden ısınacağını gösterdiği gibi Libya içinde hangi tarafa destek verileceğini de açıkça ortaya koyuyor. Bu gelişmeleri sadece Türkiye eksenli değerlendirip “Türkiye’ye karşı hamleler” olarak yorumlayanlar çıkabilir ancak Arap Ayaklanması sonrası dönem bölgede yepyeni bir dönemi tetikledi. Enerji meselesi bu dönemin belirleyici konusu. Yeni dönemin çok sayıda aktörü olduğu gibi enerji meselesine bölge ülkeleri başta olmak üzere birçok ülke dahil…

Türkiye, son dönem politikalarla kendi kalesine gol atmaktan yorulmayan ve yıldız olduğunu iddia eden oyuncu gibi… Salgının etkileri hafifleme başladığında son yılların dış politikalarının acı meyveleri Türkiye’nin önüne dökülmeye başlayabilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...