Korona günlerinde bilim
Fotoğraf: Envato
Türkiye’de ilk vakanın açıklanmasının üzerinden yaklaşık bir ay, Çin’deki ilk vakanın açıklanmasının üzerinden ise yaklaşık dört ay geçti. Bu süreçte bilim insanları COVID-19’a karşı ilaç ve aşı çalışmalarına başladılar. Dünya çapında şimdiye kadar görülmemiş bir hızla ilaç ve aşı çalışmaları başlatıldı. Yine bugüne kadar fazla görmediğimiz şekliyle, süreci daha da hızlandırmak üzere bilimsel bilgi açık kaynaklı olarak paylaşılıyor. Bilimsel bilgiye yayın tekelleri aracılığı ile yüksek meblağlar ödenerek ulaşılması ve açık bilim meselesi uzun süredir tartışılıyor ve açık bilim inisiyatifleri, açık kaynaklı yayımcılık pratiği uzunca bir süredir yapılmaktaydı. Salgın süreci, yayın tekellerinin büyük bir bölümünün COVID-19 ile ilgili yayımlarını ücretsiz erişilebilir hale getirmesine neden oldu.
Acil tıbbi ekipmanların ve parçalarının hızlıca ve ucuz maliyetlerle ülkelerde üretilebilmesi için patent süreçlerinin askıya alınması tartışılmaya başlandı. Birleşik Krallık’ta faaliyet gösteren bir solunum cihazı üreticisi, patentini üretici firmalara açarak daha fazla solunum cihazı üretilebilmesinin önünü açtı. Çok değil 4-5 ay önce bu konular tartışılsaydı, aksi görüşler ortaya atılırdı. Oysa yaşamın pratiği ve salgının ilerleyişi, bu gerçekliği dayattı.
Bu süreçte oluşturulan Crowdfight19 (@Crowdfightcovi1) bir kitle kaynak inisiyatifi (https://crowdfightcovid19.org/). Crowdfight19 bu alanda çalışan araştırmacıların ihtiyaçlarını, kendi alanlarında uzman gönüllüler ile araştırmacıları eşleştirerek karşılayan bir yapı olarak göze çarpıyor. Yine bu süreçte sosyal medyada farklı alanlardan bilimcilerin COVID-19 ile ilgili yeni-eski bilimsel yayımlar, aşı ve ilaç çalışmaları hakkındaki açık tartışmaları oldukça kafa açıcı ve meselenin pek çok farklı yönüyle bütünlüklü olarak ele alınmasını sağlıyor. Örneğin; dünyadaki ana akım aşı çalışmalarının büyük çoğunluğu, virüsün tacını oluşturan ve insan hücrelerine Ace-2 reseptörüne bağlanarak girişini sağlayan spike proteinine yönelmişken, Yale Üniversitesinden İmmunolog Prof. Akiko Iwasaki (@VirusesImmunity) 28 Mart tarihli twitter floodunda, spike proteinine karşı oluşacak antikorların (anti-spike IgG), makrofajları yara tamiri yapan bir fenotipden, enflamasyon öncesi bir fenotipe çevirerek hastalığı kötüleştirebileceğini yazdı. Bu tartışmanın dayanağı ise SARS-Spike MVA aşısı ile rhesus makaklarında daha önce yapılan bir çalışma ile MedrXhives’da bilimsel hakem sürecini henüz tamamlamamış bir çalışma idi. Prof. Akiko Spike proteinine dayalı aşıların başarılı olamayacağını öne sürmekte. Rhesus makaklarında yapılan çalışmada, makaklara SARS-Spike MVA aşısı veriliyor ve aşı sonrasında SARS virüsü verilen makaklar daha ağır hastalık geliştiriyorlar.
Bunun yanında SARS enfeksiyonundan yaşamını kaybeden hastaların kanlarında spike proteinine karşı üretilen antikor (antispike IgG) seviyelerinin, iyileşenlere oranla daha yüksek olduğu gösterilmiş. MedrXhives’ta yayımlanan hakem sürecini tamamlamamış araştırma ise COVID-19 hastalarında SARS-CoV-2 Spike proteinine karşı oluşturulan antikor seviyelerinin yaşla, hastalığın ağırlığı ve limfofeni ile birlikte arttığını gösteriyor. Yani meali şu: 2003 SARS hastalığına sebep olan virüsün Spike proteinine karşı gelişen antikor miktarı arttıkça, hastalık daha ağır geçiriliyor. Rekombinant aşılarda bu virüs proteinin tek başına kullanılması başarısızlıkla sonuçlanmakta. SARS-CoV-2 ve COVID-19 açısından konuştuğumuzda ise elimizdeki veriler spike proteinine karşı oluşan antikor miktarının yaşılılıkla arttığına, hastalığı daha ağır geçirenlerde benzer şekilde antikor miktarlarında artış olduğuna işaret ediyor. Dolayısıyla benzer şekilde yalnızca spike proteinini içerecek rekombinant aşıların başarı şansı düşük gözüküyor ve COVID-19’a karşı tasarlayacağımız aşılarda tüm bunları da dikkate almak durumundayız.
- Deprem ve salgın hastalıklar 12 Şubat 2023 04:55
- Modern tarım uygulamaları ve yabani otların evrimi 11 Aralık 2022 01:40
- Evcil retroviral elemanlar retrovirüslere karşı 06 Kasım 2022 04:58
- Proto-hücrelerden sentetik amipsi hücrelere 25 Eylül 2022 04:20
- İnsanlığın sivrisinek ile dansı 04 Eylül 2022 03:23
- Hapşıran süngerler 14 Ağustos 2022 02:08
- Tüp bebek başarısızlığının arkasında yatan sebep, erken dönem DNA çoğalması hataları olabilir mi? 24 Temmuz 2022 04:08
- Yer değiştiren genetik elemanlar ve ahtapotun bilişsel yeteneklerinin evrimi 10 Temmuz 2022 03:58
- Evrimsel ilişkiler kara ölümün kaynağının Orta Asya olduğunu ortaya çıkardı 19 Haziran 2022 04:49
- HIV ilacı ile orta yaş hafıza kayıpları engellenebilecek mi? 29 Mayıs 2022 04:15
- Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve mikrobiyom 08 Mayıs 2022 01:18
- Antik enzimlerin yeni çağı 24 Nisan 2022 00:07