12 Nisan 2020 00:11

Bir Norveç değiliz sonuçta

Bir Norveç değiliz sonuçta

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Anayasa’da öyle yazıyor olması devleti sosyal devlet yapmaya yetmediği için milyonlarca insan salgın koşullarında toplu taşıma araçlarını birden fazla kez kullanarak, alınan önlemlerin işverenin inisiyatifine bırakıldığı ortamlarda çalışmaya devam ediyor. Pınar Öğünç’ün Gazete Duvar röportajlarında defaatle okuduğumuz üzere temel soru “Evde kal diyorlar, nasıl kalayım, kirayı, faturaları, borçları kim ödeyecek?” Gazetecilerin bir kısmı da evde kalamayanlardan; çoğunluğu sokak sokak gezip insanlara neden evde kalmadıklarını soruyor, polisle birlikte ‘Gizlice çalışan berber baskınları’na katılıyor. Hükümete yakın medyada örneğin zora düşen çalışanın, esnafın ne düşündüğünü soran yok. Bir kısmı, iki günde bire inen Sağlık Bakanı’nın basın toplantılarına katılıyor. Oradaki medya çeşitliliği belki sizlerin de dikkatini çekmiştir. Bilgilendirme kısmı bittiğinde soru sorabilenler arasında alışık olmadığımız üzere Sözcü gazetesi muhabiri de var, FOX da, Tele1 de ve hatta Medyascope da. Ne mutlu bize, Koca, kabinenin diğer üyelerinden çok daha demokrat bir görüntü veriyor. Her sorunun ardından mutlaka teşekkür ediyor, herkese söz vermeye gayret ediyor heyhat lakin bugüne dek sorulan soruların birine dahi yanıt verdiğine rastlamadık. Hep bir laf kalabalığı, sadece söylemek istediğini, elindeki metnin çerçevesinden çıkmamaya gayret göstererek söylüyor. “Bilim Kurulunun aldığı kararlar şeffaf olacak mı?” diye soran muhabire örneğin “Bilim Kurulunun aldığı kararları uygulamadığımız olmuş mu ki şimdiye kadar” minvalinde bir cevap geliyor. Bilmiyoruz ki, soru zaten o, ama cevabı yok.

Şu sıralar görünür olan bir başka kabine üyesi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, basın toplantısı yapmak yerine televizyon programlarına katılmayı tercih ediyor. Demokrat görünmek gibi bir iddiası yok, zaten demokrasiyle ilgili soruların cevabına Norveç olmadığımızın altını çizerek başlıyor, Anayasa Mahkemesi kararları için “Bizi gönülsüzleştirmektedir, iştahımızı kapatıyor” diyor. Son olarak kendisine TV100’de bir programda denk geldim. Türkiye sınırları içinde olmak kaydıyla her sosyal medya kullanıcısına en fazla yarım saatte ulaşabildikleriyle övündükten sonra terörle mücadelenin istikrarlı bir şekilde sürdürüldüğünün altını çizdi, bu arada “38 terör örgütü üyesinin Covid-19 salgınına yakalandığı” bilgisini verdi. Tahmin edeceğiniz üzere kimse bu bilgiyi nereden edindiğini sormadı, zaten karşısında gazeteci yoktu, akademisyenlerse neredeyse aynı anda ağız birliği etmişçesine “Terör örgütü faaliyetlerinin sosyal medyada yoğunlaşmış olabileceği” konusunda değerlendirmelerini merak etti. Soylu’nun karşısında soru soramadıktan sonra gazeteci olmuş akademisyen olmuş çok fark etmiyor açıkçası. “Sayın Bakanım” diye ezilen bir gazeteci ya da “İstanbul ve Ankara belediyelerinin yapacağı yardım kampanyası ile bir HDP’li belediyenin bir terörist için yapacağı kampanya aynı kefeye koyulabilir mi” diyen Ahmet Hakan yerine şahsen, başını sallayarak her cümleyi onayladığını gösteren Ahmet Kasım Han’ı tercih edebilirim. Programın üzerinden bir-iki gün geçti ki (bingo!) Covid-19’la mücadele kapsamındaki alınan ek tedbirleri içeren torba yasa teklifinden sosyal medyaya sansür çıktı.  

Bu satırları yazıp tam da evde kalanların çalışma koşullarına geçecektim ki 30 büyükşehir ve Zonguldak’ta hafta sonu sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Cuma gecesi saat 22.00 civarı haber kanallarından duyurulan yasak sonrasında insanlar, son iki saatte hafta sonu ihtiyaçlarını karşılayabilmek için sokaklara döküldü. Sosyal mesafe için alınan önlemlerin hemen tümü yalan oldu. Market ve fırınların önündeki izdihamı görüntülemek isteyen haberciler ve “Kıtlık varmış gibi alışveriş yapılmasını anlamıyorum” diyen program sunucuları…

Sağlık Bakanı’nın “Norveç’mişiz” gibi yaptığı basın toplantılarındansa Soylu’nun yarım saatte ensemize ulaşacağını duyurduğu soluğu daha gerçekçi. Şu iki saatte dip dibe alışveriş yapmak zorunda kalanlar ve onları haberleştirenler birazdan eve dönüp, 48 saati sevdikleriyle geçirecek, sonra da pazartesi sabah işlerinin yolunu tutacak. “Bilim Kurulunun aldığı kararları uygulamadığımız olmuş mu?” sorusunu soran Sağlık Bakanı’na cevap bir iki saatte İçişleri Bakanı’ndan geldi. Covid-19’la mücadelede gazeteciliğin durumu, evden çalışma koşulları, küresel düzeyde ortaklaşan etik sorunlar ve birlikte üretim arayışlarını tartışmaya niyetlenen bu yazı da böyle sonlandı. Bir Norveç değiliz sonuçta…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...