11 Nisan 2020 00:26

Torba yasadan Internet’e sansür torbası çıktı

Paylaş

Hükümetin “koronavirüs ile mücadele” kapsamında hazırladığı ve daha çok iş yasasında yaptığı değişikliklerle gündeme gelen yeni torba yasa taslağında sosyal medya ve şebekeler üstü hizmetlere ilişkin sansüre yol açabilecek maddeler de mevcut.

Yasa taslağındaki sosyal medya ile ilgili kısım 53. maddede, 5651 sayılı yasaya fazlasıyla muğlak bir “Sosyal ağ sağlayıcı” tanımı ekleyerek başlıyor. “Sosyal ağ sağlayıcı” taslaktaki tanıma göre “sosyal etkileşim amacıyla kullanıcıların internet ortamında metin, görüntü, ses, konum gibi verileri oluşturmalarına, görüntülemelerine veya paylaşmalarına imkan sağlayan gerçek veya tüzel kişileri” anlatıyor. Tanım bu haliyle sosyal medya dediğimizde bizim anladığımız klasik sosyal ağ sitelerinden çok daha fazlasını kapsama potansiyeline sahip. Basitçe örnekleyecek olursak konum verilerini oluşturmanıza, görüntülemenize ve paylaşmanıza olanak tanıyan Google Maps ya da benzer harita servisleri, pek çok şeyi oluşturmanıza, görüntülemenize ve paylaşmanıza olanak tanıyan klasik forumlar ve herkesin metin vb. yazabildiği bir yorum sistemine sahip pek çok sitenin bu değişiklik ile “sosyal ağ sağlayıcı” olarak tanımlanmasının önünde pek bir engel kalmıyor. Yasa taslağını hazırlayanların niyetlerinden bağımsız olarak istendiğinde bu tanıma pek çok sitenin sokulabileceği açık.

Pek çok site ve servisi içine atabileceğimiz bir torba tanımın ardından taslağın 56. maddesinde bu torba tanıma uyan sitelerden “Türkiye’den günlük erişimi bir milyondan fazla olanlarına” tebligatların, taleplerin ve bildirimlerin yapılması ve başvuruların cevaplandırılması için Türkiye’de temsilci atama zorunluluğu getiriliyor. “Bir milyon” alt sınırının ise tekil ziyaretçi mi yoksa sayfa gösterimi mi yoksa başka bir şey mi olduğu ve bunun nasıl ve kim tarafından ölçülüp karar verileceği gibi detaylar ise belli değil. Bu temsilci belirleme yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için ise önce yüzde 50 devamında ise yüzde 95 oranında bant genişliği kısıtlaması getiriliyor. Throttling olarak da bilinen bu bant genişliği kısıtlaması uygulamaları ile yasanın uygulanmak istediği site ve servislerden temsilci atamayanlara erişim zorlaştırılarak siteleri tümden engellemenin politik sonuçlarından kaçınmaya çalışılan bir sansür mekanizması getiriliyor. Temsilci atayanlar için ise yeni yeni yükümlülükler belirleniyor:

  • Kişilik haklarının ihlali (5651 Md. 9) ya da özel hayatın gizliliği (5651 Md. 9/A) kapsamındaki kişisel başvuruları 72 saat içinde yanıtlamak
  • Erişim engelleme kararlarının ve kişisel başvuruların uygulanmasına dair istatistiki bilgileri vermek
  • Türkiye’deki kullanıcıların verilerini ülke içinde barındırmak

Türkiye’den günlük erişimi 1 milyondan fazla olmak koşuluyla; 5651/9 ve 5651/9/A kapsamındaki kişisel başvuruları zamanında yanıtlamayan site ve servisler için 100 bin liradan 1 milyon liraya, istatistiki bilgileri vermeyen ya da kullanıcı verilerini Türkiye’de tutmayan site ve servisler için ise 1 milyon liradan 5 milyon liraya para cezası konuluyor. Bunlara ek olarak da hâkim ya da mahkeme kararının bildirimine rağmen 24 saat içinde kaldırılmayan içeriklerden doğacak zararların tazmininden “sosyal ağ sağlayıcı” sorumlu tutuluyor.

Tanımları ve dolayısıyla kapsama alanı fazlasıyla esnek bırakılmış olan bu yasa taslağı temsilci atamayanlar için fiili sansür getirirken temsilci atayanlar için ise içerik kaldırma, erişim engelleme ve bilgi isteme taleplerinin uygulanmasını pratikte zorunlu hale getiriyor. Google şeffaflık raporuna göre 2019’un ilk altı ayı içinde Türkiye’den 660 kullanıcı/hesap için 529 kullanıcı verilerini ifşa etme talebi geldi. Google hiçbir talebe olumlu yanıt vermedi. Aynı zaman aralığında Türkiye’den adli ve idari makamlarca yapılan 1001 içerik kaldırma talebinden ise yüzde 28’i içeriğin yayından kaldırılmasıyla sonuçlandı. Twitter şeffaflık raporuna göre ise 2019’un ilk altı ayında Türkiye’den toplam 596 hesap için kullanıcı verilerini ifşa talebi geldi. Twitter bu taleplerin tümünü olumsuz yanıtladı. Aynı zaman aralığında 8993 hesap için yapılan yasal içerik kaldırma taleplerinden ise sadece yüzde 5’ini uyguladı Twitter. Eğer taslak bu haliyle yasalaşırsa sadece Twitter ve Google’la da sınırlı olmayan bir şekilde ya bu oranlar yüzde 100’lere yaklaşacak, ya da ilgili site ve servislere erişim fazlasıyla zorlaşacak.

Taslakta pek dikkat çekmeyen bir diğer değişiklik de 57’den 60’a kadar olan maddelerle 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nda yapılması önerilen değişiklik. Kanuna “İnternet erişimine sahip abone ve kullanıcılara, işletmecilerden veya sağlanan internet hizmetinden bağımsız olarak bir yazılım vasıtası ile sunulan; sesli, yazılı, görsel iletişim kapsamındaki kamuya açık elektronik haberleşme hizmetleri veya yazılım platformu vasıtasıyla sunulan uygulama hizmetleri” olarak açıklanan “Şebekeler üstü hizmet” adında yine oldukça muğlak bir tanım ekleniyor. “Şebekeler üstü hizmet” derken kasıt Netflix, Amazon Prime, Puhu TV ve Blue TV gibi “over-the-top” (OTT) olarak da anılan servisler. Ancak yine tanımın ucu fazlasıyla açık bırakılmış. Ve “kamu yararı gereklerini göz önünde bulundurarak şebekeler üstü hizmet sunumuna ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmaya, yetkilendirilmeksizin şebekeler üstü hizmet sunumunun engellenmesine ilişkin tedbirleri almaya” da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) yetkili kılınmış.

Taslakta 5651 ve 5809 sayılı kanunlara yapılması önerilen değişikliklerin daha fazla sansür olarak kullanıcılara dönmeme olasılığı oldukça düşük. Üstelik ucu açık bırakılmış tanımlar ile bu sansürün alanı kolayca ilk bakışta görünenden çok daha geniş bir hâle gelebilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...