10 Nisan 2020 00:54

İktidar bir ‘işçi hakları gasbı’ yasası daha çıkarma peşinde!

kaynak yapan bir işçi

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

İki günden beri, sermaye medyası, “İşten atmalar yasaklanıyor” propagandası yapıyor.

Çünkü, işten çıkarmaları da yeniden düzenleyen 62 maddelik bir “torba yasa taslağı”nı Hükümet, konfederasyonlara ve patron örgütlerine sunmuş bulunuyor!

AKP iktidarının son iki yılında, “İşten çıkarmaların ve ücretsiz izinlerin yasaklanması” talepleri, işçilerin ve sendikaların en önemli iki talebi olarak öne çıkmıştı. Çünkü patronlar, yaklaşık iki yıldır süren ekonomik krizin yükünü işçilere yıkmak için “İşten çıkarma” ve “Ücretsiz izne çıkarma”yı önemli bir araç olarak kullandı.

Son birkaç aydan beri ise patronlar, “İşten çıkarmaları” ve “ücretsiz izinleri” koronavirüs önlemlerinin faturasını işçilere çıkarmanın bir silahı olarak kullanmaya yöneldi. Bu da “İşten çıkarmaların ve ücretsiz izinlerin yasaklanması” taleplerini daha da yoğunlaştırdı.

İŞÇİYE KAYBETTİREN PATRONA KAZANDIRAN BİR TASARI

Erdoğan yönetimi, işçiler ve sendikaları tarafından olduğu kadar genel kamuoyunda da destek gören, “İşten çıkarmaların ve ücretsiz izinlerin yasaklanması” talepleri karşısında; “Bakın, biz işçilerin taleplerini de dikkate alıyoruz” diyecekleri bir düzenlemeyi “torba yasa taslağı”na koymuş bulunuyor.

Ancak bu girişimiyle AKP iktidarının; bırakalım bu taleplerin karşılanmasını, gerçekte işçilerin kazanılmış bazı haklarını gasbetmeyi, en azından talepleri iğdiş etmeyi amaçladığını görüyoruz.

Konunun ayrıntılarına ilişkin değerlendirmeler bugün gazetemizde haber ve uzman görüşleriyle açıklanmaktadır. Ama burada kısaca, tasarıdaki bazı düzenlemelere değinmek, söylenmek istenenlerin anlaşılmasını kolaylaştırmak bakımından önemli olacaktır.

Hükümetin “torba yasa taslağı”na göre; işten atmalar 3 ay süreyle yasaklanacak ancak bunun karşılığında işçiler ücretsiz izne çıkarılacak. Ücretsiz izne gönderilen işçilere İşsizlik Sigortası Fonu’ndan her gün için 39 lira 24 kuruş (ayda 1177 TL) ödenecek. Bu ücret 2 bin 334 lira olan asgari ücretin yarısına denk geldiği gibi, kısa çalışma ve işsizlik ödeneğinin de çok altındadır.

Yani hükümet bu düzenlemeyle ücretsiz izin ya da işten çıkarmaları yasaklamıyor, tersine işten çıkarmaları üç ay erteleyerek ve işçiye 1177 TL ücret ödeyerek tepkileri bastırmayı amaçlıyor. Ücretsiz izin verilenlere de 1177 TL ödeniyor ama böylece, mevcut yasada “rızaya bağlı” olan ücretsiz izni, patronların “yasal hakkı”na dönüştürüyor.

SALGIN KOŞULLARI  İŞÇİLERİN ALEYHİNE KULLANILIYOR

Tasarı patron örgütlerine ve konfederasyonlara iletildi.

Burada teorik amaç, tasarı hakkında patronların ve sendika konfederasyonlarının görüşlerini hükümete iletmesi, bu görüşlerin taslağa yansıtılarak Meclise gönderilmesidir.

Ne kadar demokratik görünüyor değil mi?

Ancak, AKP iktidarının hangi sınıfa hizmeti kendisi için görev saydığı dikkate alındığında, sendikaların görüşlerinin taslağa ne kadar yansıyacağı besbellidir.

Meclisteki AKP-MHP çoğunluğunun da sermaye yanlısı fikir ve amaçlarla motive olduğu düşünüldüğünde, emek cephesinin öneri ve isteklerinin taslağa geçmesi olanaklı olmadığı gibi, Mecliste görüşülmesi sırasında daha başka işçi düşmanı maddelerin taslağa sokulma ihtimali de az değildir.

Kısacası; sendikal cephedeki sefaleti, hükümetin yaptığı bu düzenlemeye alkış tutmaya hazır geniş bir sendikal bürokrasi kesiminin olduğunu, hiç hesaba katmasak bile, bugünkü koşullarda emek cephesinin taleplerinin bu taslağa yansıması olanaklı değildir. Çünkü, koronavirüse karşı mücadele önlemleri tüm gündemi bloke ettiği gibi, kitlelerin hak mücadelesinin tüm araçlarını da önemli ölçüde bloke etmiş bulunmaktadır ve bu sürecin daha ne kadar uzayacağı belirsizdir.

Elbette ki bu koşullarda da mücadelenin araçlarını geliştirmek, kullanmak ileri işçilerin ve mücadeleci sendikacıların, sınıf partisinin görevidir ama bu, tartışmanın diğer bir yönü olarak ayrıca ele alınmalıdır.

Böyle bir ortamda yapılacak yasadan işçiler lehine bir yasa çıkması elbette beklenemezdir.

İNFAZ YASASINDAKİ OYUNA GELMEYELİM!

Peki, o zaman bugün ne yapmalıdır?

1) Sendikalar ve konfederasyonlar başta olmak üzere emek cephesi bu yasanın geri çekilmesini talep ederken, geniş işçi yığınlarının da taleplerinin arkasına ağırlıklarını koymalarını sağlayacak bir çalışma yapmalıdır.

2) Bu yapıldığında, nasıl ki patronların isteği olan talepler, “Ekonomik İstikrar Kalkanı” paketi halinde hükümet kararı olarak devreye sokulmuşsa, “Önümüzdeki bir yıl süreyle işten çıkarmaların ve ücretsiz izinlerin yasaklanması” da bir hükümet kararı olarak ilan edilip uygulamaya sokulabilir.

Aksi halde Erdoğan-AKP yönetimi bu taslağı işçilerin hak gaspları yasasına dönüştürmekte bir sakınca görmeyecektir.

Nitekim “infaz yasası”nda da bunu yaptı:

Hırsızı haydudu, uyuşturucu tacirini, tacizciyi sokaklara salarken gazetecileri, siyasileri, aydınları cezaevinde tutan bir düzenlemeyi “yargı reformu” olarak dayattı. Sağlıkçıların uzun zamandır; savunduğu “Sağlıkta şiddete hayır” talebini kriminal bir suçu önleme talebine indirgeyip, bunu da infaz yasasına bir madde olarak ekledi.

Eğer emek cephesi sadece eleştirmekle yetinen bir çizgide kalırsa, “Hele bir Meclise gelsin, tartışalım” derse, bilinmelidir ki, Erdoğan yönetimi bu torba tasarıdan bir “işçi hakları gasbı yasası” daha çıkarma fırsatını kaçırmayacaktır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...