09 Nisan 2020 23:49

Ücretsiz izin yasallaştırılıyor; her şey ‘çalışma hürriyeti’ için!

İnşaat alanı ve inceleme yapan İMO üyeleri

Fotoğraf: MA

Paylaş

Korona salgını dünyaya bir ayna tuttu. Bugüne kadar “ayna ayna söyle bana, benden güzeli var mı?” diye böbürlenenler, şimdi korona aynası karşısında boylarının ölçüsünü görüyorlar: Kral çıplak!

Dünya kapitalizmi şaşkınlık içinde, ‘sosyal devlet’in çöküşünün sonuçlarıyla yüzleşiyor. Palyatif tedbirlerle yılların sistematik açığını ikame etmeye, krizini hafifletmeye, ötelemeye çalışıyor. En az çeyrek yüzyıldır neoliberal birikim rejimiyle zıvanadan çıkmış düzeyde semirerek ‘güçlenmiş’ kapitalist sistemin insanlığı nasıl bir acziyetin eşiğine getirdiği ortada ama. Piyasayanın insafına terk edilmiş toplum sağlığı, korona karşısında dirençsiz, kitlesel ölümler rutin haberlere konu olmaya başladı artık...

İngiltere ve ABD örneklerinde olduğu gibi, önce “ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” yaklaşımı ile ‘sürü bağışıklığı’ stratejisi uygulamaya kalkanlar, pabucun pahalı olduğunu görünce, ‘sosyal yardımlarla’ gidişatı kurtarmaya çalışıyorlar. Karantina ve ‘devlet yardımı’ başlıca önlem durumunda...

Peki Türkiye?

Bu yangın karşısında bile azıcık ‘sosyal’ olmak konusunda taviz vermemeye kararlı bir iktidarla birlikte adeta istikrar abidesi gibi!

Halkın en büyük talihsizliği de bu değil mi zaten. Böylesi bir felakete böylesi bir devri iktidarda yakalanmış olmak!

Gelmiş geçmiş en patron sevici iktidar bu. “Bakıyorum neşen yerinde” denmişti ya patron temsilcisine; atılan her adım, her ekonomik tedbir bu neşelen(dir)meye devam babından devam etmekte! “Tilkinin 40 tane hesabı vardır, kırkı da tavuk üzerinedir” denir ya, o hesap işte.

“Ekonomik çarkın dönmesi hayatidir” söylemiyle rasyonalize edilen devlet politikasıyla salgının pençesine itilen milyonların hayatı, patron sevici bir sınıfsal ısrarın kurbanı durumunda. Daha önceden de söylemiştik; vatandaşlarına ‘sosyal mesafe’ öneren devletin, işçilere, çalışanlarla arasına koyduğu açık ‘sınıfsal mesafe’dir bu. Akşam, 20 yaşından küçükler genel karantina kapsamına alan karar, ertesi gün revize ediliyor ve 20 yaşından küçük olup da düzenli bir işte çalışanlar kapsam dışı bırakılıyor mesela...

Açık olduğu kadar keskin bir şekilde ortalıkta salınan bu ‘sınıfsal mesafe’ için çokça örnek verilebilir elbette. Gazetemizde yayınlanan işçi mektupları, işyeri haberleri bu ‘mesafe’ye dairdir aslında. Şimdilik sonuncu örnek ise dünden başlayan ve “işten atmalar yasaklandı” şeklinde reklamı yapılan ‘torba yasa’ taslağındaki  ‘önlem’ oldu. Gerçekten böyle mi peki? Patronlara “kimseyi işten atamazsınız” mı deniliyor?

Yapılan reklamların aksine, işten atmak yerine haftalardır başvurulan ‘ücretsiz izin’ yasal dayanağa kavuşturulmuş oluyor aslında. Günde (Asgari ücretin yarısına denk gelen) 39 liraya ‘zorunlu izne’ çıkarmak yasal bir hakkı oluyor artık patronun. O 39 lira da kendi cebinden çıkmayacak, işçilerden yapılan kesintilerle oluşmuş işsizlik fonundan karşılanacak.

Sonuçta, patron açısından düzenleme, bir nevi yasallaştırılmış ‘ücretsiz izin’ getirecek. İşçi ise kendi oluşturduğu fondan patronun ‘ücretli izin’ yükünü üstlenmiş olacak. İktidar da işten atılmaları yasaklamış olarak (!) reklam yapacak; sınıfsal mesafesini itinayla koruduğu işçilere, çalışanlara sureti haktan görünme imkânı kazanacak...

Sorsan, “Çalışma hürriyetinin teminat altına alınması” derler.

Korona salgınının çarklarında ölümün soluğunu hisseden milyonların, patronların çarkı dönsün diye “güvenceye alınmış çalışma hürriyeti”!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...