06 Nisan 2020 00:55

Yüz binlerce genç ateşe atıldı, biyolojik silaha çevrildi: Bulaş-bulaştır özgürlüğü (!)

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Çin yaklaşık ‘3 kişi’ olarak açıkladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca çıktı dedi ki; ‘Bizde durum çok daha vahim’.

Vahim olan ne?

Bir kişinin virüsü bulaştırdığı toplam kişi sayısı.

İstanbul’da bir kişinin bulaştırdığı toplam kişi sayısı 16. Yani Çin’in açıkladığı rakamın 5-6 katı!

Veriyi paylaşan Sağlık Bakanı Koca özelikle gençlerin sokağa çıkmamasını istedi. 

Niye gençler?..

Cevap: Gençler virüsü kapmış olsa da hastalık belirtisi göstermiyor. Tehlikeli bir taşıcıya dönüşüyor. Etraflarındaki herkesi tehlikeye atıyor.

Virüs ortamında gençler adeta birer biyolojik silah!

Bilim Kurulunun tavsiyesi sonucu karar çıktı: 20 yaşın altındakilerin sokağa çıkması yasak!

Sonra...

Beklenen oldu!

İçişleri Bakanlığı bir genelge yayımladı. 20 yaş altı gençlerle ilgili ek bir genelge.

Buna göre...

18-20 yaş arasında olup, düzenli bir işte çalışan yasaktan muaf.

Kamu çalışanları gençler...

Özel sektörde çalışan gençler...

Mevsimlik tarım işçileri...

Hepsi ama hepsi sokağa çıkma yasağından muaf tutuldu.

Çalıştığını belgele sokağa çık. Özgürlüğe bak; virüs kapma ve yayabilme özgürlüğü(!)

Oysa...

Ne demişti bakan?..

Nüfusa göre en riskli illerimiz İstanbul, Ankara, İzmir, Konya’dır”. Kocaeli vaka sayısının yüksek göründüğü illerdendir.

Yani ‘Üretimin her ne şart altında olursa olsun sürdüğü’ iller. İşe gitmenin virüsü yaygınlaştırdığını gösteren iller.

Üretimin yoğun olduğu iller birer salgın üssüne dönüşmüş olsa da kaç yazar(!) Ne de olsa ‘Ekonominin çökmesindense insanların ölmesi ve hastalanması evladır’ mantığı devrede.

HER YASAKTA ‘ÇALIŞANLAR HARİÇ’ GEDİĞİ

‘Evde kal’ çağrısı geliyor; hemen yanına ekleniyor: ‘Çalışanlar hariç’.

İllere giriş çıkışlar yasaklanıyor fark etmiyor aynı mantık işliyor: Çalışanlar hariç.

Gebze’de çalışan bir işçi İstanbul’da oturuyorsa İstanbul’a giriş çıkışı serbest!

20 yaş altı gençlerin sokağa çıkması yasaklanıyor yine aynı mantık: Çalışanlar hariç. 

Peki bu kararla kaç genç riske atılıyor?

Kaç genç annesi babası, çoluğu çocuğu, ailesi, komşusu için ‘biyolojik silaha’ dönüştürülüyor? 

15-24 yaş grubu genç olarak kabul ediliyor. Bu yaş aralığında çalışanların sayısı 2 milyonu buluyor.

20-24 yaş arasında olanlar için sokağa çıkma yasağı zaten yoktu. 600 bin kadar gencin işe gidip gelmesi serbestti.

Genç emekçilerden 15-19 yaş grubunda olanların sayısı ise 1 milyon 380 bin.

720 bini çocuk yani 18 yaşın altında.

660 bini ise 18-20 yaş arasında (Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezine göre ise bu sayı 811 bin). İşte gençlerin bir bölümü yeni genelgenin verdiği yolla işe gidebilecek.

Bunların sayısına dair net bir veri mevcut değil. Ama yüz binler olduğunu basit bir hesapla ortaya koyabiliriz.

Sadece sanayide çalışan genç (15-24 yaş aralığı) sayısı yaklaşık 700 bin. Bunların en az 200 bini 18-20 yaş aralığında.

Tarımda ücretsiz aile işçiliği yapan 350 bin gencin hadi 100 bini 18-20 yaş arasında olsun.

Şimdiden sanayi artı tarımda 300 bin rakamını bulmuş olduk.

300 bin genç yasak kapsamı dışına çıkarılarak, adeta hem kendileri, hem çevreleri hem de toplum ateşe atıldı.

Hizmet sektörü virüs nedeniyle kapalı. Bu nedenle lokantada komi, otelde hizmetli, berberde çırak, kafede garson olan gençler işsiz. Gözüken o ki bu gençlerin dışında kalanlar organize sanayide, tarlada, kamu dairesinde işte!

2 milyon çalışan gencin (15-24 yaş aralığı) yarısı işte! Bilim Kurulu ne diyor bu işe?

ÇALIŞANSAN DERT ÇALIŞMASAN DERT

Çalışanı, ‘Maske tak işe devam et’ diyerek ateşe atan hükümet çalışmayanı da çaresiz bırakıyor.

Bu ülkede ailesi aç kaldığı, geçinemediği için kendisi çalışmak zorunda kalan 720 bin çocuk işçi var!

Sadece sanayide çalışan çocuk sayısı 170 bin.

Bu çocukların işe gitmesine göz mü yumulacak? Yoksa bu çocuklar yoksulluklarıyla baş başa mı bırakılacak?

Hizmet sektöründe ücretsiz izne gönderilen yüz binlerce gencin yanında eve gönderilen çocuklar da var. Hizmet sektöründe çalışan çocuk işçi sayısı 320 bin.

Yapılması gereken çocukları ve gençleri bir genelge ile işe göndermek değil!

İşe göndermeyip çaresizliği ile baş başa bırakmak da değil.

Çalışan gençler ve çocuklar derhal evlerine gönderilmeli. Tabii ki hiç koşulsuz işsizlik maaşı bağlanarak.

Aksi yani çalıştırılarak zaten mağdur edilen çocuklara hiçbir ekonomik önlem alınmadan, sosyal güvence sunulmadan, tazminat hakkı tanınmadan ‘evde oturun’ denmesi...

Açlıktan kırılmaya itmek demek!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...