24 Mart 2020 00:18

Nâzım Hikmet Stockholm’de

Nâzım Hikmet Stockholm’de

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sebuktay Kaan, 1980 darbesi sürgünlerinden bir şair. Bir devrimci. Bir Marksist. Dördü birleşince, Nâzım Hikmet’i İsveç diline kazandırması şaşırtıcı değil.

Nâzım Hikmet’in İsveç dilinde tercümelerini toplu olarak bulmak mümkün değildi. Gerçi Nâzım’ın yolu Stockhlolm’den de geçmişti.  1958 Yılı olmalı. Geldiğinde Lütfü Özkök ve büyük heykeltraş İlhan Koman ile de buluşmuşlar.  Zaten 1976’da Lütfü Özkök yayınladığı “Brödet och kärleken : Fem turkiska poeter” (Ekmek ve Sevgi) adlı derlemede 5 şair arasında Nâzım Hikmet’e de yer vermişti.

Dikter om nu och alltid (Şiirler/Şimdi ve Her Zaman, Fransızcadan çev. Arne Häggqvist 1970) ve Moskvasymfonin (Moskova Senfonisi, İngilizceden çev. Göran Tunström1974) daha önce çıkmıştı.

Lütfü Özkök’ün eşi Anne-Marie, Orhan Veli yanında Orhan Pamuk’u (Beyaz Kale) da ilk kez İsveç diline kazandıran harika bir insandı.

Zaten Sebüktay Kaan da Orhan Veli, Nâzım Hikmet damarından giden bir şair. 2002 yılında UNESCO Nâzım Hikmet yılı ilan ettiğinde, Sebüktay Kaan ondan yaptığı bir derlemeyi, De mångfärgade Kaprifolerna (Ebruli Hanımelleri) başlığı ile yayınlamıştı. Ferhat ile Şirin oyunundan bazı kısımlara iki dilli olarak yer vermişti.

Aynı yıl, Aftonbladet gazetesi de, John Berger’in Nâzım Hikmet üzerine yazdığı bir yazının İsveççe tercümesine yer vermişti.

Şimdi de Nâzım’dan yaptığı yeni tercümeleri “Människovyer från mitt hemland” (Memleketimden İnsan Manzaraları” başlığı ile yayınladı ve harika bir iş yaptı.

Kapağında Nâzım Hikmet ve Hikmet Kıvılcımlı ile birlikte Bulgaristan’da sürgünde ölen devrimci olağanüstü kadın Fatma Nudiye Yalçı da yer almakta. Bence iyi yapmış, bilirsiniz, Türkiye solu tarihinde kadının adı pek yoktur!

Zaten şu sıra, Latife Fegan’ın bu yıl Belge’den yayınlanacak olan “Yazmasam Olmazdı” başlıklı anılarını okurken Fatma Nudiye Yalçı’ya hak ettiği yeri vermesi ile denk düştü.

2016 yılında Dayanışma Derneğinde ne güzel bir Nâzım Hikmet/ Tomas Tranströmer okuması yapılmıştı. Sebüktay yapmıştı tercümeleri. Az şiir dinlemesi düzenlemedi Sebüktay Orhan Veli, Nâzım için.

Bu arada Sebüktay Kaan’ın bir Transtömer seçkisini tamamladığını da müjdeleyeyim. O da üretim bandına girecek.

2011 yılında Nobel Edebiyat ödülü alan Tranströmer’in, hapiste olduğum sırada desteği ile beni onurlandırmasını asla unutamam.

Belge Yayınları 2007 yılında, Sebüktay Kaan’ın “Az-Uz Dere-Tepe Sonra Düz / Bir Şiir Yolculuğu” adlı şiir kitabını yayınladı.

Kendisi de bir süre İsveç sürgünü olan Zülfü Livaneli şöyle değerlendirdi onun şiirlerini: “Sebüktay Kaan ister memleketi anlatsın ister sürgünü, ister sevinci ister hüznü, onun dizelerinde bizi usulca kavrayan, sonra da sarıp sarmalayan şey, bana öyle geliyor ki doğaya duyduğu büyük sevgi. Şairin yüzünü döndüğü, gönlünü, kalbini, uzaklardan da olsa açtığı doğa soyut bir mekan değil, doğup büyüdüğü yerler... Sebütkay Kaan memleketinin suyuna, ağacına, çiçeğine, göğüne, renklerine, meyvelerine, dağlarına, rüzgarlarına yeniden ve yeniden hayat veriyor dizelerinde, sevgiyle ve özlemle...”

İsveç’in 68 geleneğinden gelme ozanlarından Peter Curman da onun İsveç dilindeki şiirlerini şöyle yorumladı: “Sebüktay Kaan'ın yeni şiir kitabını (I nya farvatten/Yeni Sularda, 2007) ilk okuyuşum, bir eleştirmen gözüyleydi. Onun şiir kalitesini fark ettim; taze resim dilinin, canlı ironilerin, türküsel tınıların, yitirilen şeylere özlemin... Onun şiirlerini okumak benim için, İsveç'le yeni ve bir başka biçimde karşılaşmak gibi”.  Onun İsveç dilindeki ilk şiir kitabı Vid en vägkant (Bir Yol Kıyısı) ise 2001 yılında yayınlanmıştı. Sürgün/Anılar adlı şiir kitabı Türkçe olarak 1996 yılında İsveç’te yayınlandı. 2000 yılında çıkan Az Sevinç Biraz Hüzün gibi.

2002 yılında Sollentuna Kent Ödülünü aldı. Sollentuna benim İsveç’te ilk mahallem sayılır. 1995 yılı Martında Stockholm’e ilk kez geldiğimde, Mihri ve Sevim Belli’nin oradaki evinde epey uzun bir süre misafir kalmıştım. Daha sonraki gelişlerimde Huddinge’de Feyyaz Kerimo’ya misafir olacaktım.

19 yıl sonra Stockholm kentine yerleşeceğimi nasıl bilebilirdim!

Sebüktay Kaan aynı zamanda bir öğretmen, Türkçe ana dil öğretmeni Hudddinge’de, Ne şans öğrencileri için.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...