29 Şubat 2020 23:40

Ganimet/hamle

Çok namlulu roketatar

Fotoğraf: DHA (Arşiv)

Paylaş

Savaş siyasetin bir başka boyutta sürdürülen biçimidir.

Savaşın nedenini anlamak için izlenilen siyaseti gerçeğiyle irdelemek gerekir.

Sürdürülen savaşa, savaşa her durumda karşı olduğunuz için karşı çıkarsınız.

Sürdürülen savaşa, izlenilen siyasete karşı olduğunuz için karşı çıkarsınız.

Sürdürülen savaşa, savaş askeri açıdan stratejik ve taktik yanlışlar üzerinden kurgulandığı için karşı çıkarsınız.

Savaşa iktidar karar verir. İktidar toplumsal ilişkilerde güç odaklarını sorunsuz kullanabilecek, yönlendirebilecek ve denetimini sağlayabilecek ölçüde muktedirse, savaşa karşı olanlar savaşı durdurabilecek özgün bir siyaset oluşturamadıkça yenilmişlik duygusuyla içe kapanırlar.

Savaş hukuk tanımaz, adaleti takmaz, vicdanı yok sayar, insana insan olarak değer vermez. Kendini evrenin merkezinde değerlendirmeye alışmış/alıştırılmış insanın savaş ortamındaki hali, yerli-yabancı avcıların iktidar/öldürme güdüsüne meşruiyet kazandıran av turizmi ortamındaki uzun boynuzlu geyiklerin haliyle eşitlenir.

Avrupa’ya (Bir ülkeye değil de Türkiye’nin sınırları dışında kalan kısmıyla bir kıtaya) gidebilme umudu taşıyan ve insan kaçakçılarının insafına, becerisine bırakılmaksızın şimdilik Yunanistan sınırına yönlendirilmiş, göçmen-mülteci-sığınmacı, nasıl tanımlarsanız tanımlayın yüzlerce insanın televizyonlarda istenilen şekilde kaydedilmiş görüntü ve önceden yazılmış yorumlarla söze aktarılmış anlatı halleri bana bunları düşündürttü.

Yıllar önce, ‘Ganimet’ başlığı altında şunları yazmışım: “Sabah oldu. Sahile sığınmacı botu yanaştı. İçinde kadın, çocuk, erkek kırka yakın sığınmacı var. Bizim sahillerimizden hareketle Midilli’ye gitmişler, adaya yaklaştıklarında Yunan sahil güvenliği sığınmacı botuna ateş açmış. Onlar da geri dönüp bizim olduğumuz koya girmişler. Sahile yanaştılar, botu terk ettiler, çoluk çocuk hızla kayboldular. Bottan indiklerinde orada bulunan zengin bir İstanbullunun kızıyla damadına botu ve takma motoru bir paket sigara karşılığı ‘vermişler’. İçim burkularak, hüzünle olup biteni izliyorum; Sığınmacıların yakalanma kaygısıyla (Yakalanmamaları olası değil) kaçmaya çalışırken onların bıraktıkları botu ve takma motoru itinayla söküp kendi araçlarına taşıyan insanlar… İnsanlar yollarda, başka insanlar yollardaki o insanların bıraktıkları eşyaları ‘kendininleştiriyorlar’. Ganimet. İnsanın doğaya, kendi türünden başkalarına, kendine zarar veren ve verdiği zarardan ganimet uman evrendeki tek canlı varlıktır.”

O günlerde Avrupa’ya gitmek isteyen o sığınmacıların hali öyleymiş, hallerini bir paket sigara karşılığı İstanbullu zenginin kızıyla damadına ‘bıraktıkları’ bot ve takma motor simgesiyle algılamışım, öyle olan hallerini ‘Ganimet’ başlığıyla yazmışım.

Şimdi ise Avrupa’ya gitmek isteyen sığınmacıların televizyonlardaki görüntü ve anlatı hallerini savaş ortamında destek vermesi istenen devletlerin destekten kaçınır tutumlarına yönelik bir siyasi hamle olarak algılıyorum. 

Bu hamleyi ne simgeleyebilir diye bir an düşünüyorum; gözlerimin önüne av turizminin bu yılki gözdesi uzun boynuzlu geyiğin bakışı geliyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...