04 Şubat 2020 00:09

Unutulan savaş

Unutulan savaş

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Erdem Kaşıkçıoğlu’nun “ÜÇ ALTIN GÜN- Her Yerde Ölüm Vardı” (*) adlı romanı, Türk edebiyatında Nâzım Hikmet’in birkaç şiiri yanında ele alınmamış bir konu olan Kore Savaşı’nı değerlendiriyor. Özellikle Orta Doğu savaşlarına balıklama dalındığı şu günlerde okunması gereken başarılı, harika bir roman örneği sergiliyor Kaşıkçıoğlu.

Nedim, 1950 yılı sonbaharında İskenderun Limanında, bir tugay askerin içinde 23 yaşında yedek subay bir doktor olarak kendini bulur. Bir Amerikan askerî gemisinde, dört hafta kadar sürecek yolculuğunun son durağı Kore’dir. Bu yolculukla, aynı beden içinde iki yaşam sürüklenir: Canlı bir şekilde hatırlayacağı artık geride kalmış olan çocukluk ve ergenlik dönemine ait hatıralar ve belirsizlikle dolu geleceğinin yarattığı kaygı.

İkinci Dünya Savaşı’nın en karanlık sayfalarından biri açılmak üzeredir. Türkiye, Kore’ye asker göndermeye karar vermiştir. Ekmek karneye bağlanmış, siyasi baskı hat safhaya çıkmıştır. Nedim, İstanbul’un Balat semtinde yaşamakta, tüm olumsuzluklara rağmen kendi dar dünyası içinde mutlu olmaya çalışmaktadır. Balat’taki çok kültürlü yoksul hayat Nedim’de derin izler bırakmıştır.

Kore topraklarındaki bilinmez yolculuğunda beraberinde taşıdığı en çaresiz ve masum duygularını ise Yahudi güzeli Raşel’e karşı beslediği ve yitip gitmeyen aşkıdır. Nedim, hislerini cesaretle dile getiremeden, Raşel, Nedimin en yakın arkadaşı olan Yasef’le birlikte 1947’de Filistin’e göç eder. Raşel’in bu yolculuğu, Nedim için savaş gibi bir yıkım olacaktır. Nedim, ailesinin son ferdi olan annesini de kaybetmesiyle tam bir yıkıma sürüklenirken tutunabildiği en önemli destek noktası olan Zehra’ya duyduğu karmaşık duygularını da tam olarak adlandıramadan Kore Savaşı’nın içinde bulur kendini.

Başlangıçta bir gezi gibi başlayan sürecin sonunda, varlığının farkına vardığından beri en çok duyduğu oyunun içindedir artık: Savaş. Bu oyunda, en kahredici manzaralara tanıklık eder. Kürtçe dışında başkaca bir dil bilmediği için emirleri anlamayan askerlerin o savaşta yaralanıp öldüklerine şahitlik edecektir. Yaralanan ve hayatta kalma mücadelesini gözlemlediği askerlerden birisidir Er Rıza. Rıza, en yakın arkadaşına acılarını ve duygularını dile getirirken insanlığın ortak dilindeki isyan haykırışını hissettirerek onbaşı rütbesinde ölür. Anadolu’nun farklı noktalarından gelmiş askerleri inceleyen

Nedim hepsinde ortak olan bazı noktaları tespit etmiştir: Yoksulluk, eğitimsizlik, temel askerî becerilerden bile uzak olma ve neden Kore’de oldukları konusundaki şaşkınlık.

Kore’de geçirdiği birkaç aydan sonra uyanamadığı bir kabusunun içinde kıvranır durur. Doktor Nedim, en yakın arkadaşı olan Teğmen Hikmet’le Anadolu’daki yaşamları ile kendilerine ait olmayan topraklardaki ölümcül kaygıları arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışır. Artık her birisi kendi ölümleri üstüne kurulu bir oyunun içinde sıkışıp kaldıklarını hissedecektir. Savaşın seyrettiği çoğu anlarında mesleğiyle çelişkiye düşen ve hiçbir anlam yükleyemediği ölümlere sadece şahitlik ettiğini düşünen bir doktordur. Ya da bir hasta? Sağlıklı düşünme yeteneğini giderek kaybeden birisidir artık.

İçine düştüğü durumdan kurtulmak için kendi içinde bir arayışa girer. Doktor Nedim’in İstanbul’dan geriye kalan tek canlı anısıyla konuşmaya başlar ve ona yazar. Kore topraklarında, Zehra’nın neden bu savaşa gidiyorsun sorusu Nedim’in kulaklarında yanıtsız bir şekilde çınlayıp durur. Savaş yıkımları, kısa sürede Doktor Nedim’de ağır ruhi buhran ve açmazlara yol açar. Hayatını kurtarmakla yükümlü olduğu askeri öldürerek kahraman olabileceği hissiyatına kapılır. Zehra’nın hayalidir artık onu giderek kötüleşen durumdan kurtarabilecek. Duyduğu sevginin derinliğini ve gücünü o anda daha berrak ve yalın bir şekilde anlar. Kurtulması gerektiğini düşünür, o kabuslar içinde dönüp duran o oyundan. Ne yazık ki kurtulamaz ve intihara sürüklenir. Unutulmuş bir savaşın unutulmuş bir kahramanıdır artık.

(*) Erdem Kaşıkçıoğlu, Üç Altın Gün- Her Yerde Ölüm Vardı, Belge Yayınları 2015.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...