01 Şubat 2020 00:23

Devletten bir şey beklemeyin, çok meşgul

Devletten bir şey beklemeyin, çok meşgul

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kızılay’ı, mide bulandırıcı söylentilerin konusu haline getiren yöneticileri yapılanın bazılarının yanına kâr kalabildiği ortamda deprem fırsatçılığına da soyunabileceklerini düşündüler, biraz ters tepti.

Daha eylül ayında Kızılay’ın MÜSİAD’a ait hasarlı bir binayı düzmece raporla 110 bin liraya kiraladığı ve başkanlık ofisi olarak düzenlenen bu binaya taşınmak için, daha önce 12 bin dolara kiralamış olduğu boğaz manzaralı ve yüzme havuzlu köşkten çıktığı ortaya çıkmıştı. Aynı haber Kızılay’ın sadece İstanbul’da 500’e yakın mülkünün olduğunu duyuruyordu. BirGün’den İsmail Arı’nın haberine göre, MÜSİAD’dan kiralanan binaya 42 bin 500 lira fazla kira ödenecekti.

Başkanı 10’ar liralara göz dikince, vatandaşın ‘Yıllardır ödediğimiz deprem vergileri nerede’ tepkisiyle karşılaşan Kızılay’ın son marifetinin ise Ankara’da doğal gaz dağıtımı işini yapan Başkentgaz şirketinden Ensar Vakfına giden 8 milyon dolar civarındaki ‘bağış’ın, aracılığı olduğu ortaya çıktı. Kerem Kınık’a göre Kızılay bunu zaten hep yapmıştı; buna vergi kaçırmak değil vergiden kaçınmak deniyordu. Kınık gidiş yolunu şöyle izah ediyor: "Devlet size yasal olarak bir imtiyaz vermiş, mesela bir eğitim kurumu yapıyorsanız vergi vermek yerine bu yardımı yapan kuruluşlar üzerinden bu yatırımı yapabiliyorsunuz diyor devlet…"

Başkan’ın sözlerinden minareyi kılıfına uydurmanın onun şahsi becerisi olmadığını, onun ‘Yasal imtiyazlar dağıtan, bu yatırımı yapabilirsiniz’ diyen devletin fabrikasyon kılıflarını kullandığını anlamak zor değil. Kızılay gibi bir kurumu dejenere ederek ne yaptığı belirsiz kurumlara ve eş-dost akraba sermayedarına (Gaz dağıtım şirketinin Torunlar şirketine özelleştirildiği ortaya çıktı) bu imkanı tanıyanlar bir yandan vatandaşa her şeyi devletten beklemeyin nasihatinde bulunurken öte yandan vatandaştan her şeyi beklemeye devam ediyorlar ama. Kızılay Başkanının milletin cebindeki 10’ar liraya tamah etmesini geçtik, 1999 depreminden bu yana toplanan vergilerin havuza aktarıldığını, bu birikimin sadece ihtiyaç olduğu yere harcandığını devletin 1 numarası açıkladı. İhtiyaç duyulan yerlerin nereleri olduğunu tek tek bilemiyoruz ancak hazine parasının harcanma biçiminden tahmin edebiliyoruz. Kızılay’ın pratiği de bu konuda mastır vaka sayılabilir. Deprem adıyla toplanan vergi deprem dışında her şeye harcanmıştır. Nokta.

Bu durumda paranın ne olduğu sorulur. Zaten vergi mükellefleri de ‘vergilerimiz nerede’ diye kaç gündür soruyorlar. Fakat karşılaştıkları muamele depremi siyasete alet etmekle suçlanmak. Vatandaştan vergi adı altında para toplamak, sonra bu parayı alakasız başlıklara dağıtmak; yandaş şirketleri kurtarmaya harcamak, aile vakıflarına akıtabilmek için yasalar ve kararnameler çıkarmak, kanunun etrafından dolanmak, parayı aracılara taşıtmak, paravan rüşvet organizasyonları kurmak; kısacası Kınık’ın sözünü ettiği imkanları tesis etmek için adım başı düzenek kurmak siyasetten sayılmıyor ama paranın hesabını sormak depremi siyasete alet etmek olabiliyor.

“Siirt’in Tillo ilçesinde 255 yıl önce İbrahim hakkı Hazretleri’nin yaptırdığı düzenek sayesinde güneşin ilk ışıklarının hocası İsmail Fakirullah Hazretleri’nin başucunu aydınlattığı hadisenin ilgiyle izlendiği etkinlikte Siirt Vali’sinin Kızılay’ın çadırında vatandaşlara çorba dağıtması hiç siyasi sayılmıyor mesela! ‘Deprem küçük yaşta evlilikler engellendiği için oluyor’ diyen profesörün türediği vasatın oluşmasında, Meclisten küçük yaşta evliliklerle ilgili yasa çıkartmaya çalışan iktidar partisinin rolü olduğu da konu dışı bu arada. Çünkü iktidar bir parti konusu değil, milli dava işi olduğundan, deprem gibi olağanüstü dönemlerde bütün siyasi partiler mümkünse AKP’nin şubesine dönüşsün. Bu da siyasi sayılmaz.

Bu memleketin yönetenleri olayların arasında hiçbir bağlantı yokmuş gibi davranmayı seviyor. Fakat minareler artık o fabrikasyon kılıflara pek sığmıyor. Önümüzde kombine bir deprem vakası var. Küçük çocukların istismarı denilince adı akla ilk gelen bir vakıf, bu vakfa bağış adı altında yandaş bir firmadan transfer edilen paraya aracılık yapan bir yardım kuruluşu olarak Kızılay ve bu yardım kuruluşunun deprem fırsatçılığı yaparak vatandaştan para toplamaya kalkan bir başkanı; imkanlar, imtiyazlar sağlayarak bunları mümkün kılan organize bir işletim sistemi ile bu tablo eksik kalmasın diye türemiş entelektüel kontenjanı var.

Bu durumda devletten bir şey beklemeyin sahiden, görüldüğü üzere o çok meşgul.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...