04 Ocak 2020 23:35

Silikozis hastası bir işçinin doğum günü: Ciğerleri yorulmasın diye yakınları söndürdü mumları

Şenol Girgin doğum gününde ailesiyle

Fotoğraf: İlyas Tekin

PAZAR
Paylaş

Özer AKDEMİR

Cuma günü Şenol Girgin’in doğum günüydü. Perşembe gecesi Fox Tv’nin ana haber bülteninde, bir maden işletmesinin önünde “42 yaşındayım ama ihtiyar insanlar gibi gösteriyorum” dedi. Bir deri bir kemik kalmıştı gerçekten. Üzerindeki kabanın içinde adeta küçülmüş, derisi büzülmüş, rengi solmuştu. “Ailemizi geçindirmek için çalışıyoruz. İşveren önlem almayıp biz bu hale getiriyor” diye konuştu mikrofona. Başka şeyler de söyledi. Yürek dayanmayan sözcükler döküldü ağzından. Televizyon kanalı zaten haberi de “böyle vicdansızlık görülmedi” diye vermişti.

Şenol, aylardır çektiği acıların ve sanki rüzgarlara fısıldamış gibi hiçbir geri dönüşü olmayan konuşmaların ağırlığını kaldıramadı daha fazla. Sesi titredi, gözleri doldu çocuklarından bahsederken. “İki küçük çocuğum var. Biri 12 diğeri 3 yaşında!.. Maden sektörü bizi bu hale getirip kapının önüne koydu. Şimdi ölümü bekliyorum!..”

CİĞERLERİ HASTA İŞÇİLER KENTİ!

Aylardır işsiz Şenol. Çine’de hemen her madene emeğini, alın terini akıtmış. On sekiz senesini ve ciğerlerini vermiş maden patronlarına. Onlar ise üç kuruş daha çok kâr elde edebilmek için üç liralık maskelerle sokmuşlar Şenol’u ve diğer işçileri tozdan dumandan göz gözü görmeyen maden işletmelerine. Sonucu da yıllardır hep aynı. Ciğerleri silikozis hastalığına yakalanan işçiler bir bahane ile kapı önüne konmuşlar. Tazminatını alabilen kendini şanslı saymış. 

Şenol gibi yüzlerce işçi var Çine ve köylerinde. Kimi çoktan öldü, kimi ölümü bekliyor! Kurtuluşu, tedavisi yok çünkü hastalıklarının. 

Çine ciğerleri hasta işçiler kentine döndü adeta. Ciğerinden yaralı, umutları ve yarınları çalınmış, genç yaşta işsizlik, açlık ve hastalıkla yüzleşmek zorunda bırakılmış işçiler kenti!..

TELEVİZYONA KONUŞTU DİYE İŞTEN ÇIKARILDI

Uğur Aydoğdu perşembe akşamı yayınlanan televizyon programında konuştu diye ertesi gün işten çıkarıldı. Şenol gibi o da haberlerde madende çalışırken “ekonomik kriz var” diyerek işten çıkarıldığını anlattı. Başka bir işe girmek istediğinde çektirdiği filmin ortaya çıkardığını söyledi silikozis hastası olduğunu. “Şimdi, hangi işe başvursak hastasınız diye işe almıyorlar” dediği için bugün işinden oldu!..

Aylardır işsiz gezmişti oysa. En son bir lojistik firmasında forklift şoförü olarak iş bulabilmişti. Sigortasını dahi yapmayan patron, Uğur’un televizyon haberlerinde söylediklerinin hemen ertesi günü telefon açıp “işe gelme” dedi. İşçilerin haber çekimi sırasında önünde konuştukları Polat Maden şirketi müdürünün telkinleri etkili olmuş bunda. Uğur’un çalıştığı firma bu şirkete iş yapıyormuş. 

İşten çıkarıldığı gün öğleyin iş yerine çağırdılar Uğur’u. Polat Maden şirketinin müdürü de oradaydı. Önce “asarım, keserim, döverimli” efelenmeler, ardından “sizi oraya kim getirdi, bu işin arkasında kim var?” türünden ispiyonculuk tekliflerine maruz kaldı. “Bir şey bilmiyorum, tehdit de edemezsiniz” çıkışı üzerine, “şimdilik git, ortalık sakinleşince durumuna bakacağız” diye gönderildi Uğur. 

Uğur silikozis hastası işçiler içerisinde durumu ciddi olanlardan. Vereme çevirme olasılığından bahsetmiş Uğur’u muayene eden Prof. Dr. Arif Hikmet Çımrın. Dokuz Eylül Üniversitesi Meslek Hastalıkları Bölümü Başkanı Çımrın, vicdanlı bir bilim insanı olarak Çineli işçilerin hastalıkları ile yakından ilgileniyor. 

İlyas Tekin, çalıştığı büfeden izin alamadığı için katılamadı televizyon çekimlerine. Yine de sosyal medya hesabından maden işletmelerinin yeni görüntülerini paylaştı haberin yayımlandığı gün. Fotoları gönderen arkadaşı da daha o gün işten çıkarılmıştı, silikozis hastası olduğu için! Haber programında yayınlanan ve birkaç ay öncesini gösteren görüntülerin hemen hemen aynısı olan, tozdan göz gözü görmeyene işletme içi görüntülerini “değişen hiçbir şey yok” diye göndermişti. İlyas da silikozis hastası olduğu için işten çıkarılan işçilerden birisi. 

Sayım Ünal da silikozis hastası olduktan sonra işten çıkarılan işçilerden. Kendini şanslı sayıyor diğer arkadaşlarına göre. “Sağ olsun belediye bana iş verdi” diyerek temizlik işini bulabildiğine şükrediyor. Bir de şiirler yazıyor Sayım. Özellikle kendi yaşadıklarına ve Çineli silikozis hastası arkadaşlarına dair şiirler. 

Çine de yüzlerce silikozis hastası işçi var. Kimi bilmiyor bile hâlâ hasta olduğunu ve ancak işten çıkarıldığında öğrenebiliyorlar bunu!.. Kimi konuşuyor hakkını arıyor, çoğunluğu ise bir daha iş bulamam kaygısıyla derin bir sessizliğe bürünüp kaderine razı geliyor. Adları farklı, öyküleri aynı Çineli maden işçilerinin. İlyas, Sayım, Uğur, Şenol... 

Önceki gün Şenol’un doğum günüydü. Kendisi gibi silikozis hastası işçi arkadaşları, Çine Yaşam Platformu üyeleri ile birlikte ben de katıldım Çine’nin birkaç kilometre uzağında bulunan Çaltı köyündeki evinde, akşam vakti yapılan doğum gününe. Boruları ince ince tüten bir kömür sobası yanıyordu duvarlarında rutubet izleri bulunan küçük odanın köşesinde. İçinde yanan kömürden ara sıra sobanın kapağını yerinden fırlatacak derecede patlamalar meydana geliyor, bu ani patlamalar odadaki herkesi korkuyla yerinden fırlatıyordu. Ciğerleri sağlıklı bir insanı bile rahatsız edecek hale geliyordu bir süre sonra içerinin dumanı. Bu nedenle sık sık pencereyi açmak zorunda kalıyorduk. Dışarıdan ise temiz hava ile birlikte keskin bir kış soğuğu doluyordu içeriye. 

Üzerinde dört tane mum bulunan küçük bir doğum günü pastası kondu odanın ortasına. Çocukları, eşi ile birlikte bizler de “iyi ki doğdun, nice yıllara” dedik kırk üç yaşına giren arkadaşımıza. 

Ve o küçük doğum günü pastasındaki mumları onun hasta ciğerleri daha fazla yorulmasın diye ondan daha çok üfleyerek söndürdük!..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...