AKP'nin Ankara Dükalığı'ndaki "Pandora'nın Kutusu" açıldı

Görsel: Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi
Eski İTO Başkanı Sinan Aygün’ün, Ankara-Eskişehir yolunda, eski Togo ayakkabı fabrikasının arsasına inşa ettiği “Togo Kuleleri” inşaatının mühürlenmesini, “32 kısım tekmili birden” bir skandala dönüşerek, günlerdir izliyoruz.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin (ABB) mahkeme kararını uygulayarak inşaatı mühürlemesine, Aygün “Belediyenin görevlileri benden 25 milyon TL rüşvet istedi” diyerek karşı atağa geçti. Ancak Ankara Büyükşehir Belediyesi de Sinan Aygün’ün bu inşaatta ‘FETÖ’ firarisi bir zatla (ağabeyi üstünden) ortak olduğunu ve Aygün’ün FETÖ’cü ortağının hisseleri karşılığında para yatırdığını öne sürerek, “terör finansörlüğü” ve “Terör örgütüne yardım”la suçlayarak savcılığa başvurdu.
TOGO KULELERİNİN AYNASINDA GÖRÜNENLER
Evet Aygün ve belediyenin karşılıklı suçlamalarının özeti böyle ama biraz daha yakından bakıldığında inşaat rantının ve arkasındaki organize işlerin nasıl yürüdüğü de kanıtlarıyla ve itiraflarla ortaya saçıldı!
“Togo Kuleleri” rant vurgununda;
- 12 bin metrekarelik arsanın üstüne 18 bin metrekarelik bir inşaat izni alınmasından sonra adım adım “kot farkı”, inşaat hakkının 1.5’ten 2.1’e çıkarılması ve “Sonra hallederiz” denilerek katlar çıkıldığı ve bunun 125 bin metrekareye kadar çıkarıldığı anlaşıldı.
- Sinan Aygün’ün, Togo Kulelerinin inşaatını yapan firmanın ve Ankara Büyükşehir Belediyesinin avukatının aynı kişi olduğu, (Avukat bunu doğruladı) anlaşıldı.
- Mahkemenin inşaatı durdurma kararının avukat tarafından sümen altı edildiği, dolayısıyla böyle bir mahkeme kararının olduğunu Mansur Yavaş’ın belediye başkanı seçilmesinden dört ay sonra öğrendiği öğrenilmiş oldu.
- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığının kendisiyle görüşmeye gelen yetkililer için “Benden 25 milyon TL rüşvet istediler” iddiasını ortaya atan Sinan Aygün’ün, pazartesi günü yaptığı basın açıklamasında, “Benden kimse rüşvet istemedi” diyerek suç duyurusundan vazgeçtiği belgelendi.
- Ankara Büyükşehir Belediyesi, “Togo Kuleleri” inşaatında 975 milyon TL’ye varan yolsuzluğun, Arınç’ın Melih Gökçek’e yönelik “Ankara’yı parsel parsel FETÖ’ye peşkeş çektiniz” suçlamasıyla bağlantılı olduğu görüldü.
- Sinan Aygün’ün “Benden 25 milyon TL rüşvet istendi” iddiasını yıldırım hızıyla değerlendiren İçişleri Bakanlığının, kayyumlar ve AKP belediyelerinde ayyuka çıkan yolsuzluk ve rant suçlamalarını umursamadığı halde Aygün’ün iddiasının incelenmesi için derhal bir müfettiş görevlendirdiği hayretle ve açıkça görüldü.
ZENGİN ARABASINI DAĞDAN AŞIRIYOR YOKSULUNKİ DÜZ YOLDA ŞAŞIRIYOR
“Togo Kuleleri” böylece; kentlerin merkezinde ya da yeni değer kazanan bölgelerinde mantar gibi yükselen gökdelenlerin nasıl yükseldiğini, kimlerin elinin kimlerin cebinde olduğunu, yerel yönetimlerin ve AKP hükümetlerinin 17 yılda ihale yasasını neden 160 kez değiştirdiğini de göstermiş oldu. Bu arada merkezi hükümet ve belediye meclislerinin, büyük inşaat firmalarına rant bağlamak için AKP’nin sistemi nasıl emme basma tulumba gibi çalıştırdığını gördük.
Ve tabii “Togo Kuleleri” skandalı ile büyük inşaat firmalarına yasa, hak-hukuk tanımadan, adım adım milyarlık rantlar sağlanırken, gecekondusuna tapu almak için on yıllardır uğraşan ve “Bana oy verin tapular cebinizde” diyen yerel ve merkezi siyaset erbabının her seçimde yeniden istismar ettiği vatandaşın bir türlü tapusuna ulaşamadığını da hatırlattı hepimize!
Dahası bütün bu rant peşkeşinin, hiçbir yasa ve hak-hukuk kaygısı gözetilmeden yapıldığını da gösterdi “Togo Kuleleri” skandalı.
PANDORA’NIN KUTUSU’NDAN YENİ SORULAR DA ORTALIĞA SAÇILDI
“Togo Kuleleri” skandalıyla, AKP’nin ABB”deki marifetlerinin içinde olduğu “Pandora’nın Kutusu” açılmıştır.
Ortaya çıkan gerçekler ışığında şu sorular da cevaplanmaya muhtaçtır:
- ABB, Melih Gökçek’in ve AKP’nin yaklaşık çeyrek yüzyıllık "Ankara Dükalığı"nın, “FETÖ’ye parsel parsel peşkeş çekilen araziler” suçlaması başta olmak üzere “Togo Kuleleri” benzeri 79 dosyayı (Sinan Aygün kendisini korumak için de olsa benzer 79 dosya daha olduğunu hatırlattı) da açacak mıdır?
- Sinan Aygün, elindeki son koz olan “Benden rüşvet istediler” iddiasından vazgeçip kendisini “Çevre ve Şehircilik Bakanlığına emanet ettiği”ni söyledi. Peki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının ABB’nin yetkilerini çiğneyerek Aygün’ü (ve onun gibi rantçıları) koruyan bir karar alması ya da düzenleme yapılmasını istemesi karşısında hükümet ne adım atacak?
Gelinen yerde İçişleri Bakanlığı, Sinan Aygün’ün “Benden rüşvet istediler” iddiasını ciddiye alarak, alelacele müfettiş görevlendirmiştir. Dolayısıyla İçişleri Bakanlığı bunun muhalif belediyelere müdahale etme, belediyelere kayyum atama hevesiyle bağlantılı olup olmadığı gibi önemli sorunları da ortaya atmış bulunmaktadır.
Öyle anlaşılıyor ki, önümüzdeki dönemde muhalif yerel yönetimlerin; AKP’nin son çeyrek yüzyıla dayanan büyük kentlerdeki belediyelerde yaptıkları yolsuzluk, rüşvet, yandaşlara rant paylaşımıyla hesaplaşmadan ilerleme şansı yoktur.
Bu da önümüzdeki dönemde yerel yönetimlerin siyasi mücadelenin önemli alanlarından birisi olacağı anlamına gelmektedir.

Evrensel'i Takip Et