25 Aralık 2019 00:01

Şehir hastaneleri, aşı karşıtlığı ve SGK

Enjektörle kola ilaç veriliyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Toplum olarak mutlak bir bedensel, ruhsal ve sosyal iyilik hali ile mi ömrümüz uzuyor, yoksa salt hastalık ve marazların gölgesinde sağ kalım yaşımız mı artmakta? Sorunun cevabını on yıllardır halk bulmuştu: “Eski toprak, ona bir şey olmaz”. Boşuna değil bu tespitin sohbetlerde son on yıldır daha az duyulması. Peki, yeni kuşak eski toprağa şimdilerde ne oldu?

Hasılı, bir toplumda ortalama ömrün görece uzaması, geçmişten daha sağlıklı olunduğu anlamına gelmiyor. Sağlıklı kalmanın toplumsal dayanaklarını güçlendirmek yerine, hastalıkları tıbbi teknolojinin olanakları ile buluşturmayı ‘marifet’ belleyen bir kamusal girdap ile ziyadesiyle muhatabız artık.

Bir o kadar da koruyucu sağlık uygulamaları bağlamında modern tıbbın olanaklarını reddetmeyi ironik olarak iliklerimize kadar hissediyoruz. Misal, aşı karşıtlığı...

Kamusal sağlık hizmetlerinin temel iki ayağından gerek tedavi edici sağlık hizmetleri gerekse bağışıklama sorunlu bir kulvara hapsedildi son yıllarda.

Misal, şehir hastaneleri...

Aşı karşıtlığının gelişimi ile AKP’ anlayışının ‘Şehir hastaneleri düşünün’ hayata geçirilmesi arasında en azından zamansal koşutluk mevcut. Bir hükümet eyleme anlayışı düşünün ki, gelecek 20 yılda toplumda mevcut hastalıkları azaltmayı hedeflemek yerine artarak devamını resmi belgelerde adeta ‘hedef’ olarak sunsun: Şehir hastaneleri işletmecilerine devlet tarafından yüzde 70 doluluk garantisi verilmesinin başka bir izahı var mı?

İtham etmeden şu çıkarımı tartışmaya açmak kaçınılmaz olsa gerek: Aşı karşıtlığının sonucu ne olacak? Kazananı kim olacak? Elbette kızamıktan çocuk felcine, bulaşıcı sarılıktan boğmacaya önlenebilir birçok hastalık hortlayacak. Hasılı hastaneler on yıllar içinde daha bir dolup taşacak. Gel de şimdi Sağlık Bakanlığının şehir hastanesi işletmecisi patronlara otoban misali doluluk garantisi vermesini hatırlama!

Giderek ülkenin kurumları görece özerkliklerini yitirmeye başladı: Misal, SGK ( Sosyal Güvenlik Kurumu). Bugüne değin SGK’den gerek aşı karşıtlığı gerekse hükümetin özel işletmeci şehir hastanesi patronlarına yüzde 70 doluluk garantisine dair tek söz duyamadık. Oysa her ikisinin de olumsuz sonuçları SGK için bir çöküş öyküsüne evrilebilir.

Bu ülke bizim, bu halk, bu SGK bizim. Ortak itiraz yollarını en geniş kesimlerle buluşturmamız gerekiyor.

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...