01 Aralık 2019 00:13

Onlar da çocuk!

Arşiv | Fotoğraf: UNICEF

Paylaş

Türkiye’nin hemen yanı başında, çocukları ilgilendiren sorunlar büyüdükçe büyüyor. Bunlardan biri, kamplardaki çocuklar. Yani, IŞİD üyelerinin çocukları. Sayıları ise akıl alır gibi değil. Ama sayılardan bağımsız olarak, bu çocukları nasıl bir gelecek beklediği önemli.

Dünyanın birçok yerinde çocuklara yönelik çalışmalar yürüten Save The Children, 9 Ekim öncesinde, daha önce IŞİD elinde olan Suriye topraklarında 8 bin 700 kadar “yabancı çocuk” bulunduğunu tahmin ediyordu. Burada sözü edilen çocuklar, ana babaları Suriyeli veya Iraklı olmayan çocuklar. Bu çocuklardan 300 kadarının, bu yıl içerisinde ana babalarının uyruğunu taşıdığı ülkelere gönderildiği biliniyor. 9 Ekim sonrasında 11 çocuğun öldüğü, çok sayıda çocuğun ise yaralandığı bildiriliyor.

Türkiye’de bu çocukların durumu ve gelecekleri üzerinde pek durulmuyor. Rejimin çocukları değer vermediği ve sürmekte olan savaş durumunun tartışılmasını istemediği düşünüldüğünde, var olan sessizlik çok da şaşırtıcı değil.

Başka ülkelerde ise konu daha fazla tartışılıyor çünkü bu çocukların ana babalarının uyruğunu taşıdığı toplam 40 kadar ülkeye gönderilmesi söz konusu. Bugüne dek 74 çocuk Kosova’ya, 17 çocuk Fransa’ya, 6 çocuk Belçika’ya, 5 çocuk Norveç’e, 2 çocuk Hollanda’ya, bir çocuk ise Danimarka’ya gönderildi.

Çocuklara ilişkin kararlar alınırken, yaşlarının ve gelişimsel gereksinimlerinin mutlaka göz önünde tutulması gerekiyor. IŞİD bağlantılı kişilerin tutulduğu üç kamptaki çocukların yüzde 85 kadarı 12 yaş altında. Yüzde 45 kadarı ise henüz 5 yaşında bile değil. Bu şu anlama geliyor: Kamplardaki çocukların neredeyse yarısı, Suriye’de savaş sürerken doğmuşlar.

Konunun en çok tartışıldığı ülkelerden İngiltere’de yayımlanan ve konuyu yakından takip eden The Guardian gazetesi 18 Kasım’da, “Onları geri getirin” başlığı ile görüşünü yayımladı. Konunun önemi ve yazının çocuk haklarına yaklaşımı nedeniyle özet çevirisini yapmakta yarar var:

Hükümetin, aralarında üç öksüz ve daha yeni yürümeye başlamış küçük çocukların da bulunduğu 60 kadar çocuğun kamplardan kurtarılmasına karşı çıkması büyük bir yanlıştı. Çocukların ekim sonunda İngiltere’ye getirilmesi planının iptali, hükümet ve ilgili bakanlar için büyük bir lekedir.

Şu an iki kampta sıkışmış durumda olan, henüz yürümeye başlamış bebekleri ve ilkokul çağındaki çocukları istemeden bir savaşa tanık olan masumlar olarak değil, onları ülkenin güvenliğini tehdit olarak gören bakanlar aldıkları kararın gerekçelerini açıklamak zorundadırlar.

Çocukların bulunduğu bölgedeki durum kaosu andırmaktadır ve tehlikelidir. Bölgede beyaz fosfor bombalarının kullanıldığı bildirilmektedir. Bölgenin yakın gelecekte ne durumda olacağı belirsiz olsa da, Suriye yönetiminin sözünün geçeceği tahmin edilebilir.

Kamplarda ve bölgede yaklaşık 80 bin kadın ve 9 bin çocuk olduğu tahmin edilmektedir. Kamplarda durumun kötü olduğu, büyük bir gerilimin yaşandığı ve bu yılın ilk altı ayında yaklaşık 250 çocuğun öldüğü bildirilmektedir. Yabancı uyruklular için ayrılan bölümde durumun çok kötü olduğu, çocukların yaklaşık yarısının 5 yaş altında olduğu da bildirilmektedir. Tam da bu nedenle, birçok Avrupa Birliği ülkesi ile Rusya ve Azerbaycan’ın hükümetleri kendi vatandaşlarını geri alacaklarını açıklamıştır. Britanya Dışişleri Bakanı ise ne öksüz kalmış, ne de annesi ile birlikte olan çocuklar hakkında hükümetinin ne yapmak istediğini açıklamıştır.

Bu çocuklar ve anneleri için hiçbir şey yapılmaması düpedüz yanlıştır. Kimi bakanlar, hem uluslararası, hem de ahlaki yükümlülükleri omuzlamak yerine, bunları atıp bırakmış gibiler. Kimi bakanlar IŞİD söz konusu olduğunda, vatandaşlıktan çıkarılan Shamima Begum örneğinde olduğu gibi, reşit olmayan bireylere uygulanması gereken normları çöpe atabileceklerini düşünmektedir.

IŞİD’e katılanlar, erkek ya da kadın, cezalandırılmalıdır. Onların çocukları değil. IŞİD’in çöküşünün korkunç bir sayfanın sonu anlamına gelmesi gerekirken, insani değerlerin sorgulanmasına yol açabilecek sert tutumların güçlenmesi hükümet için utanç vericidir. Masum Britanyalı çocukların zarar görmekten korunması hükümetin ilk görevlerinden biridir. Suriye’de kısılıp kalmış çocukların daha fazla gecikmeden geri getirilmeleri gereklidir.

Çocuklar, anaları babaları kim olursa olsun çocuktur. Etnik kimlikleri, dilleri vb. nedeniyle çocuklara ayrımcılık yapılamaz. Her çocuk, çocuktur. Çocuk hakları her çocuk için geçerlidir. Bunu hiçbir zaman akıldan çıkarmamak gerekir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...