31 Ekim 2019 00:30

2020 bütçesi ne getiriyor?-2

2020 bütçesi ne getiriyor?-2

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kapitalist sistem içinde kaynakların toplanması ve bölüşümünün nasıl olacağı, merkezi bütçe başta olmak üzere, hükümet programları, ‘yeni ekonomik program’ (YEP) gibi orta vadeli ekonomik programlarla belirlenen hedefler üzerinden sağlanır. Türkiye’de kamu gelirleri ve kamu harcamalarının ayrıntılı olarak yer aldığı merkezi yönetim bütçeleri, her dönem yerli ve yabancı sermayenin ve onların hizmetkarı olan iktidarın çıkarları ve ihtiyaçları doğrultusunda düzenlendi. 

Ekonomik göstergeler her şeyi açıkça göstermesine rağmen, iktidarın ülke ekonomisinin temel gerçekleri ile bağdaşmayan gerçek dışı söylemleri ile halkın giderek ağırlaşan ekonomik sorunları arasındaki uçurum giderek derinleşiyor. Bu durumun eylül sonunda açıklanan ‘yeni ekonomik program’da olduğu gibi, 2020 bütçesine de somut olarak yansıdığı görülüyor. 

2020 bütçe tasarısında yer alan bütçe ödenekleri içinde en fazla pay 468 milyar TL (yüzde 43) ile Hazine ve Maliye Bakanlığına ayrılmış. 1 milyonun üzerinde eğitim emekçisi, 18 milyona yakın öğrenciye hizmet veren Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) 125 milyar 397 milyon TL ayrılırken, MEB bütçesinin yüzde 84’ünü personel harcamaları oluşturuyor. İktidar temsilcileri her yıl bütçeden en çok payı eğitime ayırdıklarını iddia etseler de, bu durum önümüzdeki yıl MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan payın 4.65’e düşürülmesi gerçeğini değiştirmiyor. 

OECD ülkelerinde doğrudan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki ağırlığı yüzde 70’ler civarındayken, bu oran Türkiye’de tam tersi. 2020’de toplam vergi gelirlerinin yüzde 67’sini dolaylı vergiler (Gelir durumuna bakmaksızın herkesten eşit olarak alınan KDV, ÖTV gibi tüketim vergileri, damga ve harç vergileri vb.), yüzde 33’ünü ise doğrudan vergiler (Gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi kazanç üzerinden alınan vergiler) oluşturacak. 

2020 bütçesinin 451 milyar TL’sini (yüzde 41) cari transferler (Sosyal güvenlik kurumlarına yapılan transferler, görev zararları, sosyal amaçlı transferler, fonlara yapılan ödemeler vb.) oluşturuyor. 2019’da cari transferlerin 391 milyar TL olduğu dikkate alındığında, önümüzdeki yıl cari transfer kaleminde 60 milyar TL’lik bir artış yapıldığı anlaşılıyor. 

2020 yılında bütçeden toplam 139 milyar lira faiz ödenmesi hedefleniyor. Başka bir ifadeyle toplanan her 100 liralık verginin 17.7 lirası faiz ödemelerine gidecek. Bu durum, Türkiye’de zaten bozuk olan gelir dağılımının alt gelir grupları aleyhine daha da bozulması anlamına geliyor. 2019’da vergi tahsilatının beklenenin çok altında kalması, temel tüketim ürünlerine yüksek oranlı zamlar olarak geri dönmüştü. 2020’de bu durumun devam etmesi şaşırtıcı olmaz.   

2020 bütçe tasarısının dikkat çeken bir diğer kalemini savunma ve güvenlik harcamaları oluşturuyor. 2019’da 111 milyar TL olan savunma ve güvenlik harcamaları yüzde 27’lik artışla 141.1 milyar TL’ye çıkarılmış. Cumhurbaşkanlığına bağlı tüm örtülü ödenekler, Savunma Sanayii Destekleme Fonu kaynakları, iç ve dış güvenliğe ilişkin bazı kalemler ve kayıtlara geçmeyen tüm ‘gizli harcamalar’ bu rakamlara dahil değil. 

İktidarın kamu hizmetlerine yeterince kaynak ayırmak, gerçek anlamda istihdam arttırıcı politikalar benimsemek, dolaylı vergileri azaltmak, ücretli emekçilerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak ücret politikaları (Asgari ücreti vergi dışı bırakmak, vergi dilimi soygununa son vermek, ek ödemelerin temel ücrete yansıtılması vb.) uygulamak gibi bir derdinin olmadığı anlaşılıyor. 

2020 merkezi yönetim bütçesinde yer alan harcama kalemlerini, vergi gelirlerine ilişkin düzenlemeler ve olası zamlarla birlikte değerlendirdiğimizde, 2020 yılının başta ücretli emekçiler olmak üzere, geniş halk kesimleri açısından çok ama çok zor bir yıl olacağı bugünden görülebiliyor. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...