Deprem sadece deprem değildir!
Fotoğraf: Envato
Hayat işte, mucizelerle dolu!
Gün geliyor, Bahçeli bile az çok dikkate değer sözler edebiliyor. İnsanın aklını başından alan denklemleriyle, ‘Püskevit’li açılımıyla, fren tutmaz hakaretleriyle ve elbette tekçi rejimin ortağı olduğundan beri bütün bir muhalefeti ‘vatan haini bedbahtlar’ diye hesaptan düşen o ünlü ‘beka’ ajitasyonuyla oldukça bereketli(!) bir siyasal dağarcığa sahip Bahçeli... İstanbul’u sarsan depremi “beka meselesi” olarak değerlendirmiş. Önemli bir gelişme bu. Elbette iktidarla birlikte, siyaseti “Terör-Bölücülük-Vatan hainliği” bağlamında bloke etme amaçlı ‘beka’ argümanı, ilk kez daha makul bir konuya dair ifade edilmiş böylelikle.
Ekonomi politiğiyle, sosyal sonuçlarıyla gerçekten de Türkiye açısından ‘beka’ ya da gelecek sorunu kapsamında değerlendirilebilecek ağırlıkta bir durum var ortada. Bu bakımdan, evet, Bahçeli konuya isabetli bir başlık atabilmiş. Sadece bir başlık ama. Bağlamlarıyla birlikte değerlendirmek gerek; deprem sadece deprem değil çünkü. Yoksa, jeolojik bir gerçeklik olarak depremin İstanbul’a, Türkiye’ye, insanlara düşmanlıkla yanıp kavrulduğunu söylemek abesle iştigal olur. İstanbulluya ders vermek, Türkiye’nin ‘bekasına’ kastetmek gibi gizli emelleri de yoktur herhalde.
Ama varsa ortada bir ‘beka’ meselesi, bu, İstanbul’u 20 yıldır depreme hazırlama sorumluluğunu üstlenmiş siyasal iktidarın sorumluluğundan yalıtık olarak ele alınamaz. 17 yıldır merkezi olarak, 25 yıl da yerelde bu sorumluluğu almış olan AKP iktidarının en hafif deyimle ‘sorumsuzluğu’ es geçilerek deprem konuşulabilir mi? Deprem bir ‘beka meselesi’yse eğer, iktidar da bu meselenin en önemli parçasıdır yani.
***
20 yılda ne yapılmış?
Bir arpa boyu yol gidilmemiş diyeceğiz ama haklarını yemeyelim, geriye doğru gidilmiş! Ekonomideki küçülmeye ‘eksi büyüme’ diyorlar ya, bu da öyle, depreme karşı ‘eksi yürünmüş’ 20 yıl!
5.8’lik son depremin açıkça faş ettiği bu gerçeği bir de Cumhurbaşkanı’nın başyardımcısından dinleyin:
“Ne kadar sağlıklı bir sistem kurduğumuzu gördük.”!
Hangi sistemmiş bu, sağlıklı yürüyen?
20 yıldır Özel İletişim Vergisi adıyla toplanılan 36 milyar dolarlık deprem salmasının, bir dönemin Maliye Nazırı M. Şimşek’in itirafıyla, “duble yola” ve ez cümle betona gömen sistem mi?
Fakir fukaranın kursağından çekilmiş lokmalarını, 20 yıl önceki ‘toplanma alanları’nı imara açıp AVM’lerle, rezidanslarla dolduran müteahhitlere kredi olarak sunan ya da “bir merminin kaça mal olduğunu biliyor musunuz?” diye başımıza kakılan savaş ekonomisine gömen sistem mi?
Bütün boyutlarıyla ‘kamu’nun, kamu hizmeti ve kamu yararı perspektifiyle realize edilmesi gereken ‘kentsel dönüşüm’ü, tamamen özel sektörün, yandaş sermayenin birikim ve rant mekanizmasına dönüştüren sistem mi?
Betondan kutular kompleksine dönüşmüş eserine bakarak “Onbinlerce toplanma alanımız var” diyen, ama “İstanbul’a ihanet ettik” itirafındaki o katı gerçeği bir madalyon gibi hep boynunda taşıyacak olan sistem mi?...
İnsanları kurbanlık koyunlar misali kaderleriyle başbaşa bırakan ve hiç kuşkunuz olmasın deprem gerçeğini rant ve kâr kanallarına tahvil etmekten asla vazgeçmeyecek bu sistemdir işte güzel işlediği söylenen.
Kendisi bir ‘beka’ sorununa dönüşmüştür artık.
Depremle birlikte sözkonusu ‘ihanetin’ yıkımını da onarabilecek bir ‘sosyal(izan) devlet’ de en az bu sistem kadar ‘beka’ meselesidir aslında.
Ve yine, herşeye karşın iktidarı zorlamak, bütün ayrımcılık ve ‘ötekileştirme’ çabalarına karşın dili, dini, ulusal aidiyeti ne olursa olsun halkın dayanışmasını örgütlemeye çalışmaktır aslolan...
İktidarın ‘eksi yürüdüğü’ 20 yılın ve olası depremin ağır ve acı sonuçlarını halkın dayanışma bilincini yükselterek karşılamaya çalışmak dışında bir yol yok önümüzde...
O yolda yürümeye çalışalım.
Becerebileceksek o yolda yürüyelim.
- Solun ayarını seçimler mi bozuyor, yoksa ayarlar bozuk mu zaten? 09 Temmuz 2023 04:40
- Sosyalistlerin muaf olma hali ya da kaybeden sadece "Burjuva muhalefeti" mi?! 25 Haziran 2023 01:55
- Yenilmek de direnerek olsun, teslim olarak değil! 21 Mayıs 2023 04:40
- 1 Mayıs notları ve 14 Mayıs imkânı 07 Mayıs 2023 02:19
- Tarihi seçimler ve solda sekterlik halleri 30 Nisan 2023 04:17
- ‘Ayşe Teyze’ler, Mahirler varken, seccade konsolidasyonu yeter mi? 09 Nisan 2023 04:56
- Ayhan Bilgen’in ‘yapıcı muhalifliği’ ve bir tür ‘itirafçılık’ hali! 02 Nisan 2023 04:48
- Şapkadan çıkan Erbakan ile ‘bize pusu kurdular’ diyen pusucu nereye koşuyor? 26 Mart 2023 04:40
- 20 Mart’a denk düşen ‘tesadüfler’ ve bir zorunluluk 22 Mart 2023 04:49
- Değişim enerjisi, kuyudaki Akşener ve ‘kazanacak aday’a ilişmek! 12 Mart 2023 10:16
- Yarattığı enkazın altında kalan Akşener’in tarih bile olamama hali! 05 Mart 2023 04:53
- Ferit Demir’e sallanan çekiç ve çekiçci! 26 Şubat 2023 04:40