26 Eylül 2019 19:21

İslamcılık, eprimiş AKP ile arasına çit çekerek kendini aklama, geleceğini temize çekme hesabında

İslamcılık, eprimiş AKP ile arasına çit çekerek kendini aklama, geleceğini temize çekme hesabında

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP gidici mi?..

Cevap muhtelif…

Tartışma berdevam… da…

Ortalamasını almak mümkün… Galiba.

Menşei farklı iddiaların ekseriyetinin şimdilik el sıkıştığı tespit:

AKP “İnişe geçti,” “Eriyor,” “Çözülme hızlanma trendine girdi”, “İrtifa kaybediyor,” “İktidar türbülansta”…

Bence mi?

İşlerin yolunda gitmediği aşikar…

Palyatif tedbirlerin miadı tükeniyor…

Patlayan dikiş öyle teyelleme ile halledilecek gibi durmuyor…

Tablo bu…

Vaziyet muhaliflerin ‘temennisi’ olarak görülemeyecek denli derinleşme/yarılma sinyalleri veriyor… olmalı ki…

‘YA GEMİ SAHİDEN BATARSA’ PLANI

AKP’nin İslamcı uleması da bence vaziyetin farkında…

“Şom ağızlıların” haklı çıkma ihtimali ürkütüyor…

Muhtemel tufana hazırlanılıyor:

Çeki düzen verilip de iktidarda toparlanma olmazsa, “çöküş” vak’i olursa yani… ne yapmalı?..

Sorunun hülasası bu…

Gözlem ve hissiyatım şu:

200 yıllık kadim “dava”nın bekçileri, İslamcılar, batacak AKP gemisinden İslamcılığın haysiyetini kurtarma paniğinde…

İLK KURTARILACAKLAR KOLİSİ

İslamcılar zaten epeydir batan gemide ilk kurtarılacaklar kolisine” dava”nın itibarını yerleştirmeye çalışıyor… idi.

AKP/Saray ve İktidar ile İslamcılığın, ya da mistik tanımıyla “dava”nın farkı çerçevelenerek sunulma gayreti dikkati çekiyor... idi.

Vaziyet sarpa sardıkça…

Sınır çekmeye -giderek- göstere göstere aleniyet kazandırılıyor:

Kimi AKP yöneticileri ve bazı iktidar uygulamalarını mahkum eden itirazi seslerin kapsam alanı genişliyor…

İktidar ile İslamcılık arasına çit çekme gayretleri gözleniyor…

Hayır, “içeriden” bilgiler değil…

Öyleyse iddiamın dayanakları?

AKP uleması intibaı veren bazı kalemlerin yazıp çizdikleri…

Çeşitli mecralarda yer alan, AKP’ye içeriden yükselen İslami temelli eleştirilerin niceliğindeki artış ile dozundaki sertleşmenin daha görünür kılınmasına dönük hassasiyet

Ve nihayet AKP ile zaten epeydir mesafeli görüntü veren İslamcı aydın ve “mütefekkir”ler cenahına yönelişin, yeni bir aidiyet/kimlik yaratma eğilimi…

Gördüğüm bu…

Şahidim Y. Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak

Daha doğrusu Dilapak’ın pozisyonunu deklare eden Y. Akit’teki yazıları…

DİLİPAK, İSLAMCILIK İLE AKP ARASINA KELİ TAŞI(*) DİKMEYE ÇALIŞIYOR

Üzerinden analiz ve sonuç üretme vadettiğimiz Abdurrahman Dilipak, İslamcı cenahın önde gelen fikir ve kalem adamı.

Camia içindeki ağırlığını, CIA’da fark etmiş olmalı ki, birlikte çalışmak istemiş.

Dilipak, Gazeteci Esra Elönü’ye anlatmıştı CIA’nın teklifini:

“Graham Fuller. Onlar Gülen’le çok önceden çalışıyorlardı, bu işin içinde benim de yer almamı istiyorlardı.”

Erdoğan’ın dahi Akit’teki eleştirilerine tahammül etmesi, bize Dilipak’ın camia içinde sahici “özgül ağırlığı” olduğunu düşündürtüyor.

Erdoğan’ın tolerans limitinin neresinde Dilipak, bilemeyiz…

Abdurrahman Beyin sık sık söylendiğini duyarız hep…

İslamcı militan bir yazar olarak Dilipak’ın “Ah bu siyaset, ah bu siyasetçiler” yakınması zaman zaman nüksetse de…

Dilipak’ın AKP eleştirisi tırmanıyor…

İTİRAZIN DOZU DA KAPSAMA SAHASI DA ARTIYOR

Dikkat çeken:

Artış sadece dozda değil, hedefteki sıklet merkezlerinin çapındaki tırmanışta da..

Misal mi?

Alın:

Dilipak, 19 Eylül 2019 günlü köşesinde:

“FETÖ’cülere kafayı taktık” ama, diyerek söz aldı...

Uyardı:

“Buna dikkat edelim. Kamuda ve iş dünyasında itibar gören bazı isimler, hapse atılan FETÖ’cülerden daha tehlikeli.”

Nereden icap etmiş olabilir?

Fettah Tamince’nin ayrıcalıklı “FETÖ’cü” iddiaları ayyuka çıkmışken, Saray’ın taltif ve terfilerine mazhar olmasının tepkilere tavan yaptırması olabilir mi?..

Dilipak’ın çıkışmalarına, Saray lehine tabanın gazını alma, iktidarın muhalefet argümanlarını temellük ederek, tepkileri evcilleştirip etkisizleştirme misyonu biçilebilir mi?

Mümkün ama…

Vaziyet “AKP’nin içinin kaynadığı” konjonktür ötesini işaret ediyor…

Ötesi:

Dilipak’ın AKP’yi hedef tahtasına yerleştirmesi münferit ve tekil hadiselerin teşhirinin ötesine geçme, İktidar etme çizgisine itiraz etme işaretleri veriyor…

Dilipak’ın eleştirilerini besleyen itirazların giderek ‘esas’tan hâl almaya başlamasını nasıl yorumlamalı?..

‘USUL VE FÜRU AÇIDAN BU BİR GÖREV’

Yazdıkları, her şey “dava”nın bekası için der gibi:

Dilipak, bir yazısında Zalimler için yaşasın cehennem” (20 Ağustos 2019) nidası atarak AKP’lileri uyarırken, eleştirel pozisyonunun sebebini “füru açısından [nesillere karşı] görev” ile izah etmişti:

“Ben kendi fikrim yanında toplumsal talebi dile getirmem, bu konuda yaşadığım zamana ve mekana olan şahidliğimi muhataplarına taşımam gerek. Usul ve füru açısından bu bir görev.”

Görevin gayesi?

Şu:

Yerel yönetimleri sayarsak çeyrek asırlık ve 18 yıllık AKP iktidarını Siyasal İslamcılıkla özdeşleşmesinin önüne geçmek…

Siyasal İslam’ın senelerdir İktidar olduğu gerçeğini, İktidarın tüm nimetlerinden faydalanmasına rağmen görünmez kılmak…

İslamcılığın neoliberal kapitalizm rahminden doğurttuğu AKP iktidarının günahlarından İslamcılığı kurtarmak…

Dilipak nevi kalemler, AKP’nin İslamcı referanslı eleştirileri ile İslamcılığın 19 yıllık Türkiye İktidarını aklayarak, İslamcılığın geleceğini temize çekme telaşındalar…

İstiyorlar ki, İslamcılık, Türkiye’nin 19 yıllık geçmişinin değil, geleceğin siyasal toplumsal İktidar iddiasının sahibi olsun…

İslamcılığın, cismani hali AKP ile gideni/geçmişi temsil ettiği hakikatini karartma operasyonlarına feda ettirmeyecek muhalif dirayet ancak, Dili-Pak efelenmeleri boşa çıkarabilir…

------

(**) Keli: Taş ve toprak yığarak yapılan bağ, bahçe ve tarlaların sınırı.

SATIR ALTINDAN NOTLAR…

BİNAENALEYH BUDUR DEMİRELCİ TOTOLOJİNİN REANKARNASYONU

Totoloji:

Aynı içeriği aynı anlamda türlü sözcüklerle anlatma (Prf. Dr. Bedia Akarsu, Felsefe Terimleri Sözlüğü, İnkılap Yay., 11 Baskı)

Süleyman Demirel:

Eskiden biz Bulgaristan’dan elektrik alıyorduk. Artık Bulgaristan bize elektrik verecek.

RT Erdoğan:

Biz pazar olmaktan çıkıp pazar aramaya giden bir ülke olmak istiyoruz. (31 Ağustos 2019)

HEPİMİZ GOOGLE’UN PALTOSUNDAN ÇIKIYORUZ

Dostoyevski’ye atfedilir:

“Hepimiz Gogol’ün paltosundan çıktık”…

Dostoyevski midir müellifi ‘palto’nun; tartışmalı..

Fakat şu tartışma götürmez sanırım:

Gogol ile Googol’u karıştıracak zamane sanal gençler “tabii ki de” vardır…

Değil mi?

“Aynen”… 

Google’un yol işaretlerini verdiği linklerde yaşıyoruz…

YENİ ŞAFAK AYNASINDAKİ O GÖRÜNTÜ  

Yeni Şafak, Özlem Albayrak’ın Canan Kaftancıoğlu’na reva görülen “yargılama” ve cezai hükmü eleştirdiği yazısını yayımlamadı…

Albayrak’ı gazeteden ayrılmaya mecbur bıraktı…

Gerekçe:

Özlem Albayrak’ın yazısının gazetenin yayın politikasına aykırı olması…

Saray’ın salt propaganda aygıtı olmayıp, argüman üreticisi de olan Yeni Şafak’ın yayın politikasına uygun yazı nasıl olur?

Misal?

Ömer Lekesiz, Yeni Şafak’taki (12 Nisan 2019) köşesinden bildirmişti:

“…Ben de demokrasiye inanan, ona itibar eden biri değilim.” 

Bunlar da aynı yazıdan:

“Bekamızı demokrasiye feda etmeyelim ve yanlışlıklar bataklığında çırpınıp durmayalım.” (*) (12 Nisan 2019)

Soru:

“Demokrasiye inanmayan, ona itibar etmeyen” Lekesiz, yazmaya devam ettiğine göre…

Yeni Şafak’ın “Demokrasiye itibar etmeyen” bir yayın çizgisi mi var?

Bakmıyor musun yayınlarımıza, daha ne soruyorsun, denirse, ayıplamam…

Haklı, der geçerim. de…

Yeni Şafak’ın yayın çizgisini belirleyen, Saray rejimini nereye koyarım?

Onu da siz deyiverin gariii.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...