14 Eylül 2019 20:45

HDP'nin kuşatılma girişimleri bir 'erken seçim hazırlığı mı'dır?

HDP'nin kuşatılma girişimleri bir 'erken seçim hazırlığı mı'dır?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisi, bütün gücünü HDP’yi legal siyaset alanının dışına itmek için kullanan bir çizgiye yöneldi.

Uzunca bir zamandan beri güvenlik güçleri ve mahkemeler üstünden HDP‘ye yönelik operasyonların yanı sıra, “çocuklarının dağa çıkarıldığı”nı iddia ederek “Diyarbakır HDP il binası önünde oturma eylemi” başlatan ailelere verilen resmi destek, “HDP’ye karşı mücadele”de yeni bir safhaya geçildiğine işaret ediyor.

Öte yandan Erdoğan (Soylu ve AKP-MHP İttifakı), Kulp’ta, bir minibüsün geçişi sırasında patlatılan bomba olayında “Şu anda da HDP İlçe Başkanı, Belediye Fen İşleri Müdürü alındı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha başkaları da alınıyor, alınacak diye düşünüyorum” diyerek, HDP’yi doğrudan hedef gösterdi.

HDP BU SİYASİ DÜZENDE MEŞRU BİR PARTİ DEĞİL Mİ?

Diyarbakır HDP il binası önündeki eyleme Hükümet, AKP ve MHP tam destek verip, bundan HDP’yi halktan tecrit edip çökertecek sonuçlar bekliyor.

CHP ve İyi Parti ise, aralarındaki kimi farklılıklara karşın, bu eyleme verdikleri destekle, devletin görevi olan bir konuda halkı HDP’nin kapısına göndererek devletin itibarının ayaklar altına alındığını söyleyerek, konunun Meclis gündemine alınmasını istiyorlar.

HDP de bu sorunun, “Meclis çatısı altında çözülmesi gereken bir sorun” olduğunda ısrarlı ve il binaları önünde eylem yapanları da TBMM önünde oturmaya çağırıyor.

Ama Cumhurbaşkanı konunun Meclisin gündemine alınmasına karşı çıkıyor. Çünkü ona göre, konunun Meclise getirilmesi, “HDP’nin kendisini meşrulaştırmak isteğinin ifadesi”ymiş!

Cumhurbaşkanı böylece HDP’nin sadece vekilleri ya da diğer partilileri şöyle ya da böyle “teröre bulaşmış bir parti” olmaktan öte “meşru bir parti olamadığını” da iddia ediyor. Ve “çocuklarının dağa çıkarıldığını” söyleyen ailelerle kamuoyunda “Bu çocukları HDP dağa çıkardı” diye bir algı oluşturulmaya çalışılıyor.

Böylece Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı; bir yandan bu propagandayla etkiledikleri kamuoyunu HDP ile karşı karşıya getirirken, HDP’yi legal siyaset alanında Kürt sorununun demokratik çözümünün partisi değil de “PKK’nin uzantısı” olan “siyaset alanında meşruiyeti olmayan” (olmaması gereken) bir parti olarak göstermeyi amaçlıyor.

Kulp olayını da daha olayın üstünden 24 saat geçmeden HDP’ye yıkarak, kamuoyunda yaratmak istediği “HDP meşru değil” algısı için malzeme olarak kullanıyor.

GELİŞMELER BİR ARADA DEĞERLENDİRİLDİĞİNDE...

Aslına bakılırsa; HDP gibi 60 dolayında milletvekiline sahip, Meclisin üçüncü büyük partisinin, böylesi bel altı vuruşlarla hedefe konup “gayrimeşru” ilan edilmesinin hiçbir akılcı açıklaması yoktur.

Eğer ki, arkasında yeni ve “gizli amaçlar” yoksa!

Son günlerde kendi başına pek önemli görünmeyen gelişmeleri bir arada dikkate alırsak, Erdoğan ve yakın ekibinin henüz açıklamadıkları  birtakım ipuçları bulmak mümkündür.

Şöyle ki;

1) HDP hedefe kondu: HDP Diyarbakır il örgütü önünde yapılan oturma eyleminin ilk kez açıkça desteklenen, hem bölgede, hem Türkiye’de operasyonel amaçları olan bir eylem olarak organize edilmesi ve Kulp saldırısını HDP’lilerin yaptığının en üst makamlardan ilan edilerek HDP’nin hedefe konması son dönemin en önemli gelişmelerinden birisidir.

2) Büyükşehir belediye başkanlarına ‘Saray’la uzlaşın’ mesajı: Cumhurbaşkanı Erdoğan büyükşehir belediye başkanlarını Saray’da toplayıp bir yandan onları “kayyum valilerle el sıkıştırıp kayyuma meşruiyet kazandırır”ken, verilen uzlaşı mesajıyla da CHP’li başkanlara “Bir gözünüz bizde olursa siz de rahat edersiniz ben de” demiştir. Özellikle de parasızlıktan yakınan CHP’li başkanlara “havuç” göstermiştir. “Kırık sandalye vakası” da, bir rastlantı değil, en büyük kentin en başarılı seçim sonucuna mesaj niteliğinde olduğunu söylemek yanlış olmaz.

3) Akşener Erdoğan’a göz mü kırpıyor: 30 Ağustos Resepsiyonu’nda Meral Akşener’e Erdoğan “barış eli” uzattı. Bu samimi “el sıkışma” üstünden yapılan “İyi parti ile AKP gizlice görüşüyor” yorumlarına karşı Akşener, “Böyle bir şey yok” dese de, 11 Eylül’de de gazetecilere sohbetinde, “bir şeyler olmadıysa da bir şeyler olabileceğine” dair değerlendirmeler yaptı. Bu sohbette, 2023’te Tayyip Erdoğan’ın seçilmesinin imkansız olduğunu öne süren Akşener, “Kendisinin de bunu gördüğünü biliyorum, yetmiyor oyları” diyerek, bu uzun sohbette çeşitli vesilelerle yeniden Erdoğan’ın kazanmak için İyi Parti’ye ihtiyacı olduğunu ima etti.

4) AKP’de yeni ‘kardeş partileri’ telaşı: Davutoğlu ve Gül-Babacan’ın partileri kuruluş süreci hızla ilerlemektedir ve bu süreç ilerledikçe AKP içinde, Erdoğan yönetimine hoşnutsuzluk ifadesi olan kaynaşma büyümektedir. Erdoğan’ın telaşı, bu “kardeşlerin” kuracağı partilerin AKP içindeki etkisinin dışarıdan görünenden fazla olacağını göstermektedir.   

ERDOĞAN VE EKİBİ BİR ERKEN SEÇİMİ Mİ ZORLUYOR?

Bu dört yeni gelişme bir arada düşüldüğünde, Erdoğan’ın ve ekibinin bir erken seçim hazırlığı yaptığını söylemek, diğer olasılıklara göre daha güçlü görünüyor.

Ancak AKP bir erken seçime;

HDP’nin seçime katılmasını bir biçimde engellendiği ve CHP’nin de HDP ile seçime girmemesi için kuşatılıp sindirildiği, İyi Parti-CHP ittifakının bozulup İyi Parti’nin Erdoğan’a yanaştığı, koşullarda bir “erken seçim”in AKP için “gizli gündem” olduğunu söylemek yanılış olmaz.

Son günlerde ortaya çıkan siyasetteki gelişmeler böyle bir girişimin işaretleri olarak anlamlanmaktadır.

AKP bir erken seçim zaferiyle hem yerel seçim bozgunun yaralarını sarıp hem de karşısında birleşen muhalefeti dağıtmayı hesaplıyor olabilir. Ama bir erken seçimin Erdoğan ve partisi için açıkça gündem haline gelmesi AKP’nin girişimlerinde sonuç alabileceğine inanmasıyla olanaklı olacaktır.

Ne var ki, gerek Türkiye ve gerekse bölgedeki gelişmeler Erdoğan ve yakın çevresinin “siyasi mühendislik” girişimlerine destek vermekten çok tersini işaret etmektedir.

Ekonomiden dış politikaya, iç politikadan AKP içindeki kaynamalara, dahası halkın seçimlerde sermaye partilerinden daha ileri tutum takınmaya başlamış olması, bunun son seçimlerde açıkça görülmesi, Erdoğan ve AKP’nin amaçlarına varmasını çok zorlayacak etkenlerdir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...