06 Eylül 2019 19:20

Efsaneyi hatırlayalım!

Efsaneyi hatırlayalım!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İki yıl önce bir döneme damga vuran Müzisyenler Yavuz Çetin ve Kerim Çaplı’nın hikayelerini anlattığı “Blue” belgeseliyle adından söz ettiren Sertan Ünver bu kez bir futbol filmi ile çıkıyor seyircinin karşısına. Bu hafta vizyona giren “Kolej Havası”, Metin- Ali- Feyyaz ile özdeşleşen ve ’90’lı yılların ilk yarısına damga vuran efsanevi Beşiktaş takımını anlatıyor.

Benim gibi futbolseverler açısından 1989-92 yılları arasında üst üste 3 şampiyonluk kazanan Gordon Milne yönetimindeki o takım hem oyun olarak hem de karakter olarak akıllara kazınacak bir ekipti. Belgesel, takımın başarılı olduğu döneme odaklanmıyor açılışta. Beşiktaş’ın ’70’li yıllarda başlayan oyuncu/başarı kriziyle açıyor perdesini ve Türkiye’de futbol algısını değiştiren önemli bir isme götürüyor seyirciyi: Serpil Hamdi Tüzün. Kendi değimiyle ‘öz kaynak düzeni’ olarak tarif ettiği alt yapı yatırımları ve okulları daha sonra başarıya koşacak takımın temellerini de atıyor. Tüzün’ün mahalle aralarından, amatör takımlardan bulup çıkardığı ve futbol okuluna getirdiği gençlerin başarısı diğer takımlara da örnek oluşturuyor kuşkusuz.

Metin Tekin, Feyyaz Uçar, Rıza Çalımbay, Mehmet Özdilek gibi efsane futbolcuların yanı sıra filmde Zafer Algöz ve Feridun Düzağaç gibi sanatçılar da Beşiktaş taraftar ilişkisine ve dönemin atmosferine dair anılarıyla yer alıyorlar. Özellikle Metin Tekin ve Feyyaz Uçar’ın o müthiş takımın ‘özel’ anlarına dair anlattığı ayrıntılar, Rıza Çalımbay’ın kaptanlık kavramına yaklaşımı filmi izlenir kılıyor. Geçmişin kötü hatıralarına ve kayıplarına sıra geldiğinde ise hikaye biraz daha duygusallaşıyor. “Kolej Havası”, Türkiye futboluna samimi ve içeriden bakış olarak izlenmeyi hak eden çalışma. Film ekibi “Blue” belgeselinde yaşadıkları materyal sıkıntısını en azından burada yaşamadıklarını hissettiriyorlar. Hem gazete haberleri hem de görsel malzemeyle zenginleştirilen film bu açıdan da renkleniyor. Örneğin Metin bir maçı anlatırken görüntü akabiliyor, Rıza bir durumdan bahsederken dönemin haberlerine göz atma fırsatımız oluyor.

Ancak bütün bunlarla birlikte bizce ciddi eksiklikler de barındırıyor film. Öncelikle teknik bir detaydan bahsetmek gerek. Film boyunca görüşme yapılan insanların büyük kısmının kamera karşısındaki konumlanışı ve kameranın durduğu yer amatörce bir görüntü oluşturuyor. Ziya’nın kapının önüne bir sandalyede oturtulması, Attila Gökçe’nin koca bir salonun ortasında konuşması gibi detaylar filmin görsel tutarlılığına zarar verdiği gibi sinemanın basit ‘görüşme kadrajları’ kurallarına da aykırı. Kuşkusuz bunların ‘olanaksızlıkla’ ilgisi vardır ama merakla bekleyeceğimiz bir sonraki yapım için not olarak düşmekte yarar var.

Ama filmin bütününe dair asıl sıkıntı çok fazla ‘Beşiktaş filmi’ olması. Sanki Beşiktaş taraftarı için yapılmış ‘resmi’ bir yapım hissi bırakması. Kuşkusuz böyle bir belgeselde dönemin içeriden tanıklarına mikrofon uzatmak ana unsurlardan birisi olmak durumunda. Ancak, dönemin tanığı başka insanların da o takıma dair söyleyecekleri vardır kuşkusuz. Örneğin başka takımın futbolcularının, bilinen taraftarlarının o muhteşem takıma dair tribün ve saha anıları, fikirleri filmi daha da zenginleştirebilirdi. Yazının başında da ifade ettiğim gibi, ben başka bir takımın taraftarı olmama rağmen Metin-Ali Feyyaz’da kimliğini bulan o takımı izlerken büyük zevk alırdım ve imrenerek bakardım.

Bununla bağlantılı olarak dönemin futbol iklimini, başka takımların içinde bulunduğu durumu da anlatının içine dahil etmek belgeselin konu edindiği takımın aslında ne kadar özel olduğunu göstermek açısından ayrı bir olanak yaratabilirdi. Bu fırsat da tepiliyor.

“Kolej Havası”, Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi takımlarından birisinin iç duygusunu, dinamiklerini ve tarihsel gelişimini anlatırken başarılı; ancak bu anlatıya Beşiktaş’ın dışına çıkarıp futbol ile bağlarken zayıf kalıyor. “Bu oyunu neden bu kadar seviyoruz”un yanıtlarını ararken, merceğini “futbol aşkına” değil de daha çok “Beşiktaş aşkına” odaklıyor.

YÖNETMEN: Sertan Ünver
YAPIM: 2019 Türkiye
SÜRE: 105 dk.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa