02 Eylül 2019 20:30

İngiltere: Burjuva liberalizminin çözümsüzlüğü!..

İngiltere: Burjuva liberalizminin çözümsüzlüğü!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İngiltere’de aristokrasiyle burjuvazi ilk kez “Şanlı Devrim” denen 1689 uzlaşmasıyla birbirlerinin kollarına atılıp halka karşı el ele vermişlerdi. Burjuvazinin çıkarlarını gözeterek aristokrasi siyasal pozisyonunu koruyacak, ülke içinde düzeni koruyan orduyla dışarıda sömürgeler ve pazarlar sağlayan donanmaya subaylar yetiştirecekti. Burjuvazi onlar ve sundukları olmadan yönetmekte zorlanıyor, üstelik kendisini emniyette hissetmiyordu. Ancak bir kez kapitalizm ortaya çıkıp gelişmeye başladıktan sonra, aristokrasi de görmüştü ki, artık iktisaden burjuvaziye muhtaçtı, iktisadi geleceği ve mutluluğu onunkine bağlanmış ve onsuz edemez olmuştu.

Ancak köprülerin altından çok sular aktı, kapitalist tekeller ve mali sermaye egemenliği koşullarında aristokrasi giderek gelenekleriyle övünenler için bile neredeyse tamamen süse dönüştü.

Ağustosun son günlerinde Osmanlı torunu Boris Johnson İngiliz parlamentosunun tatil edilmesini istemiş, Kraliçe onaylamıştı.

2016 haziran referandumundan beri Birleşik Krallık Brexit’le yatıp Brexit’le kalkmaktaydı. Hükümetler defalarca planlar hazırlayıp Avrupalılarla tartışmış, parlamentoda üst üste oylamalar yapılmıştı. Ancak işin içinden çıkılamıyordu. Son iki Muhafazakar başbakan bu nedenle istifa etmiş, sonuncusu olan May’in yerine Johnson gelmişti. Sadece partinin lideri seçilmiş, bir seçim kazanmamış ve parlamentodan güven oyu almamıştı. Kısaca kayyum türünden birisiydi. Bağırıp çağıran bir gericiydi.

Tatil isteğini onaylayan Kraliçe, görünüşte devletin en üst kademesi. Gerçekte pek bir yetkisi yok. Onun yok, ama genelkurmay ve üst bürokrasinin, yani burjuvazinin uzun vadeli genel çıkarlarını gözeterek genel gidişatın çerçevesi çizen iki temel kurumu ordu ve bürokrasi olan burjuva devletin yetkisiz olduğunu kim ileri sürebilir? İmzası atılan, devletin onayıdır.

Ama İngiltere, herkesin dilinde “demokrasinin beşiği” değil midir? Ve “beşik”in en önde gelen aletinin parlamento olduğu söylenmez miydi? İngiltere, “parlamenter demokrasi”nin örneği sayılmıyor muydu? İddia, parlamenter demokrasinin halkın egemenliği ve parlamentonun da halkın iradesinin tecelli ettiği kurum olduğu değil miydi?

Peki parlamentoya karşı darbe neyle açıklanacak? İşin içinden çıkılamadığında parlamentonun, yani yasamanın kenara çekilmesi ve Brexit sürecinin tek yetkilisi olarak yürütmenin öne sürülmesi darbe değil de nedir? Üstelik daha işçi ve emekçiler burjuvazi için “yakın tehdit” durumunda da değildir ve henüz kendi aralarında anlaşamayıp tepişenler -en çok küçük burjuvazinin de katılımıyla- üst sınıflardır.

Burjuva devlet, etkili ve yetkilileriyle, tabii ki Bonapartizmin bir gösterisi olarak değil, ama mali sermaye ve kapitalist tekeller adına, gerileme halindeki İngiltere’nin AB ile ilişkilerinden zararlı çıktığını öngörerek müdahale etmiştir.

Johnson’un kimliği tayin edici önemde olmadan, Muhafazakar Parti tekelci burjuvazinin has partisidir. T. May gibi beceriksiz çıkıp eline yüzüne bulaştırdığında, Johnson’ın da yerini bir başkası alabilir. Lakin başlıca kurumlarıyla burjuva devlet ve tekeller kalıcıdırlar ve dara düştüklerinde, tarihteki örneklerinde olduğu gibi İşçi Partisini kullanmaktan kaçınmayacak olsalar bile, Muhafazakar Parti devlet “gemisi” Muhafazakar Parti ile yürütülmektedir. Gerçi bir siyasal ve anayasal kriz de baş göstermiyor değildir ki, iş darbeye kadar vardırılmıştır.

İki sonuçtan biri; İngiltere işçi ve emekçileri bakımından artık hızla gereksizleşmekte olan krallık, ağırlaşan bir yük ve atılacak safraya dönüşmektedir. Ve ikincisi, kendi elleriyle “incir yaprağı”nı kaldırıp atarak işlevsizliğini itiraf etmekten kaçınmayan, kendi “demokrasisi”ni çiğnemekte olan İngiliz burjuvazisi, demokrasisiyle birlikte kendisinin ikiyüzlülüğünün altını çizmektedir.

Bir üçüncüsü eklenebilir: Burjuva demokrasisinin güdüklüğü Türkiye gibi ülkelerle sınırlı değildir ancak demokrasiyle ilgisiz Türkiye rejimi İngiltere’de olan-biteni kendisini aklama malzemesi yapamaz. Sadece, son İngiltere deneyinin, tek-adam rejimine karşı mücadelede burjuva liberalizminin yürünecek yol olmadığını bir kez daha gösterdiği söylenebilir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...