03 Ağustos 2019 23:27

Seçimler, çocuk ve umut

Seçimler, çocuk ve umut

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yunanistan’da hükümet artık Yeni Demokrasi (YD) Partisi’nde. 7 Temmuz tarihinde yapılan seçimlerde yüzde kırka yakın oy alan YD’nin daha bir ay dolmadan yaptıkları, Yunanistan’ı oldukça zor bir dönemin beklediğini gösteriyor.

Bu partinin nasıl olup da bu denli yüksek oy alabildiğini açıklamak için birden fazla etkenden söz etmek gerekir. Bu etkenlerin arasında, hiç kuşkusuz, reklamlar yer alıyor. 2019 yılı içerisinde YD’nin reklam kampanyasına harcadığı para bilinmiyor ama çok büyük bir harcama yapıldığı kesin. Öyle ki, YouTube gibi özellikle gençler tarafından çok kullanılan yayın mecralarında YD reklamlarından geçilmiyordu.

Bu reklamlarda öne çıkarılan temaların başında, ülkenin içinde bulunduğu tehlike ve bu tehlikeye karşı çıkacağı inceden inceden işlenen askerler ve polisler vardı. Reklamlarda yer alan görüntüler, seçim vaatleri ile desteklendi ve 1500 yeni polis memuru alınacağı vaad edildi. Yani, YD cephesinde aslında yeni bir şey yok: Demokrasi lafta. Yürürlüğe konulacak ve topluma ağır gelecek uygulamaları savunmak için yine polis gücü gerekecek. Bütün bunları yutturmak için de bol bol bayrak sallanacak. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi...

YD seçim kampanyasında çocuklar da kullanıldı. Tipik sağcı bir parti için çocuklar pek önem taşıyamayacağına göre reklamlarda çocuk öğesinin kullanılması, çocukların toplumun yumuşak karnı olarak görülmesinden kaynaklanıyordu. Öte yandan, reklamlarda çocuklar dışında umudu simgeleyen başka hiçbir öğe yoktu.

Yunanistan’da YD tarafından kullanılan çocuk imgesi, hem 31 Mart, hem de 23 Haziran seçimleri öncesinde Türkiye’de de kullanıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen ancak YSK oyunuyla mazbatası elinden alınan Ekrem İmamoğlu’nun yürüttüğü kampanyada ise çocuk ve umut vurgusu çok daha güçlü olarak öne çıkarıldı.

Türkiye’nin içine itildiği bataklıkta, tek adam rejiminin geri itilmesi, belediyelerde yaptıklarının ortaya çıkarılması, İstanbul gibi büyük kentlerde tek adam rejiminin beslendiği mali işleyişinin gözler önüne serilmesi ve bu işleyişe çomak sokulması büyük önem taşıyordu. Bu nedenle İmamoğlu’na destek vermemek söz konusu olamazdı. Ama verilen desteğin İmamoğlu’nun dokunulmaz kılınması anlamına gelmemesi gerekir. İmamoğlu’nun kampanyasında sevimli ve güzel çocukların malzeme yapılması doğru değildi. Ama Türkiye’de diyalog kanalları rejim tarafından teker teker yok edildiği için çocuk öğesine yönelinmesi aslında şaşırtı değil.

İmamoğlu’nun kampanyasında kullanılan, “Her şey çok güzel olacak!” sloganı Türkiye için önemli bir umut kaynağı oldu. Seçim bittikten sonra da, “#herşeyçokgüzelolacak” kullanıldı ve hâlâ da kullanılıyor. Bu sloganın kaynağının, seçim sürecine içten heyecanını katan bir genç olması aslında çok önemli. Büyüklerin düşünemediği çok güçlü bir sloganı, 14 yaşında bir genç üretti!

Peki bu genç ne arıyordu? Söylediklerine kulak verelim: “Farkında olmadan İncirli’den Bakırköy’e kadar koşmuşum onu görebilmek için. Koşarken ona sevgimi gösterebilmek isterken ağzımdan öyle çıktı: ‘Her şey çok güzel olacak’. Heyecan, sevinç, mutluluk karışık, hepsini aynı anda hissettim. Umut görüyorum. Çalışma görüyorum, boş vaatler vermediğini görüyorum. Söylediklerini yapacak gibi görünüyor. Uğraşıyor, çaba sarf ediyor, sandıkların başından hiç ayrılmadı, çok emek veriyor. Onun imajı bende tek kelimeyle: Umut! Pek düşünülerek söylenmiş bir şey değil ama çok fazla anlam ifade eden bir söz: Her şey çok güzel olacak!”

Türkiye’de umudun çoğalmasını isteyen, umudu arayanların hiç unutmaması gereken tam da bu. Her şeyin çok güzel olması için toplumun çocuk ve gençlere yer açması, siyasi çalışmaların çocukların ve gençlerin taleplerinden ve enerjisinden güç alması gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa