Fotoğraf ve yorum
Fotoğraf: Envato
Yıllar önce Sevgili Sennur Sezer, Evrensel’de ve Evrensel Kültür dergisinde yayımlanan fotoğraflarıma kısa yorumlar yazmıştı. ‘‘İzler ve Sözler’’ adıyla sergi açtım, video sunum hazırlayıp paylaştım. (Merak edenler youtube kanalından izleyebilir)
Hakkı Özdal ‘‘Bir sanat dalı başka bir saat dalının platosu olabilir’’ demişti. Bazen fotoğraflarımızı çekerken bir öykü veya şiir öncülük eder, bazen bir fotoğraf bir öyküye veya şiire öncülük edebilir. Hatta bir fotoğraf bir ressama ilham kaynağı olabilir. Üreten ve paylaşan sanatçı bir başka sanat alanıyla birleşince mutlu olur her halde. Ben de mutlu oldum. Yazar, Öykücü Taner Demir arkadaşım da iki fotoğrafıma kısa yorum/öykü yazınca sizlerle paylaşmak istedim.
GÖLGENİN DİLİ
Yaşlı bir kadın geçiyor önümden,
Elinde torbası, ayağında terlik.
Sakınan adımları kaldırımda aydınlığı arıyor,
Dikkatli bakışlarıyla başı öne eğik.
Biraz gönülden bakınca,
Hemen anlaşılıyor telaşı,
Kendi de bir gölgeden ötesi değil ya bu dünyada,
Bu yüzden onlara basmaya kıyamayışı.
Adaleti hayatın kendinde aramak boşuna,
Kimileri işte böyle gölge insanlar olur.
En küçük, en masum detayları,
Gölgelerin karanlığında kaybolur.
(TANER DEMİR 29 Haziran 2019)
ÇOCUKLUK ARKADAŞIM
Geçenlerde rastladım ona. Çocukluk arkadaşıma… Ne kadar da çok olmuş görüşmeyeli, ne kadar özlemişim… Oysa ki hiç ayrılmayız sanmıştım birbirimizden. Hep beraber gezer, dolaşır, kendimizi yapışık ikizler sayardık. Hele elektrik kesintilerinin sık olduğu o yıllarda, gaz lambasının ışığında ne oyunlar oynardık. Bir hayli değişmiş, kilo almış. Zaman, kattığı olgunluğun yanında onu bir hayli hırpalamış. Geçen yıllar ona da aynı acımasızlığı yapmış ama en azından bana yaptığının tersine, saçlarına tek bir beyaz kondurmamış. Geçmişten gelen samimiyetle, bir kafeye geçmeye ihtiyaç duymadık. Hemen oradaki bir duvarın üstüne oturup, sohbete daldık. Tıpkı çocukluğumuzda kaçış yerimiz olan o incir ağacının altındaki duvarda oturur gibi omuz omuza, yan yanaydık. Sonradan edinilen arkadaşlıklardaki güvensizlik ve yapmacıklıklardan uzak, kalbimizi birbirine açtık. Ne de olsa biz, çocukluk arkadaşıydık… Beraber birer sigara yaktık. O da üniversitede başlamış…
Sigaraların dumanında o yılları andık. Daha çok ben konuştum, o dinledi. Oldum olası yapısı hep böyle sakin, sessizdi. Ayrılma zamanı geldiğinde, ikimiz de arkadaşlığımıza verdiğimiz aranın mahcupluğu içinde birbirimize sarıldık. En kısa zamanda buluşmak sözüyle, birbirimizden ayrıldık. Uzaklaşırken ara ara birbirimize dönüp, kalabalıklar arasında kayboluşumuza baktık. Çocukluğumun en iyi oyun arkadaşı, gölgem, biz ne iyi arkadaştık.
(TANER DEMİR, 18 Temmuz 2019)
- Bir sabahın üç kapısı var göğe 29 Mart 2024 04:15
- Türkiye vatandaşlığına kabul edilmeyen fotoğrafçı Othmar Pferschy’nin dramı 01 Mart 2024 04:20
- Emirgan Sanat Evinden kültür merkezlerine… 16 Şubat 2024 04:20
- ‘Adalet-sizlik’ 02 Şubat 2024 04:13
- ‘Öyle bir yere geldik ki… hiçbir sokağın adı yok’ 19 Ocak 2024 04:11
- Yeni yıla başladık 12 Ocak 2024 04:36
- Ruh ve beden üzerine … 22 Aralık 2023 04:12
- Hatırla... 01 Aralık 2023 04:13
- Sözlerin izlerinden cennetin güzelliklerine… 24 Kasım 2023 04:10
- Ölümsüz bir çocuk: Hanzala! 03 Kasım 2023 04:00
- Hangi demokrasi, nasıl bir cumhuriyet? 27 Ekim 2023 04:00
- Fotoğrafçılar 13 Ekim 2023 04:25