16 Temmuz 2019 23:11

Eğer...

Eğer...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Adnan Özyalçıner bir yazın emekçisidir. Bir başka deyişle öykü ustasıdır. Ne zaman bir araya gelsek öğrencileri olduğumuz İstanbul Erkek Lisesi’nden ve oradaki anılarımızdan söz açmadan duramayız. Almanca öğrenim yapan kızlı erkekli İstanbul Lisesi bizim mezuniyetimizden sonraki halidir okulumuzun. Şimdilerde Türkiye Yazarlar Sendikası’nın Başkanlığını üstlenen Adnan Özyalçıner’le arkadaşlığımız bir hayli eskiye dayanır. İstanbul Erkek Lisesi’nde sonraları Sennur Sezer’le birlikte Yenikapı’da Kemalin kahvesinde ve Cağaloğlu yokuşunda süren içtenlikli bir dostluktur bizimki. Usta bir öykü yazarıdır Adnan. Özellikle İstanbul’u odağına alan öykülerini büyük bir keyifle okur çoğunda kendimden izler bulurum. Çocukluğumun o güzel günlerini anımsatır. Erdemin, ırk köken ayırmaksızın kurduğumuz kardeşliğin, o unutamadığım sevgiyle, özveriyle sarmallanan komşuluğun özlemini duyarım. Adnan katıksız bir edebiyat emekçisidir. Düzen çok değişti ama o hiç değişmedi. Hep düzenin yok saydığı emekçinin yanında oldu. Emek için mücadele verdi. Bilemiyorum, bunları yazdım diye kızacak mı bana Adnan. Çünkü o Babıali’de gördüğüm en alçak gönüllü insandır İçi boş şişkin egoların kol gezdiği bizim yazın dünyasında, bu haslet, kusur bile sayılabilir. Cenap Şahabettin’in özdeyişi unutulmamalı: “mütevazı olma sahi zannederler”.

İstanbul Erkek Lisesi’nden söz açmışken iz bırakan bir anımı anlatmak isterim. Görkemli binanın orta katında müdür odasına sapılan koridorun hemen başında çerçevelenmiş bir şiir dururdu. Şiirin iki özelliği vardı. Biri 1907’de Nobel ödülüne değer görülen İngiliz şair Rudyard Kipling’e (1865-1936) ait oluşu ikincisi de Lisenin İngilizce öğretmeni Ahmet Bağışgil tarafından Türkçeye çevrilmiş olması. “Eğer” şiiri delikanlı çağımızda bizi çok etkilemişti. Sanıyorum okulun Alman Lisesi kimliğine büründüğü yıllarda şiir de yerinden kaldırılmış. Yazıyı Kipling’in genç insana öğüdü diye niteleyebileceğim bu şiiri ile bitireceğim, Elbette hocamız Ahmet Bağışgil’in çevirisiyle. Ola ki birileri bu şiirden kimi dersler çıkarır.

Eğer

“Çevrendekiler soğukkanlılıklarını yitirdiği ve kusuru da / sana yüklediği zaman / Eğer sen soğukkanlılığını koruyabilirsen; / İnsanlar senden kuşkulandığı zaman sen kendine güvenebilir / ve onların kuşkularını da hoş görebilirsen; / Eğer sen bıkmadan, usanmadan bekleyebilir, / ya da sana yalan söylenildiği halde sen yalan söylemezsen; / Veya senden nefret edildiği halde, sen nefrete kapılmaz / bununla birlikte ne pek fazla doğruluk, ne de ukalalık / taslamazsan; / Eğer hülyalara dalabilir fakat kendini hülyalara kaptırmazsan, / Eğer düşünebilir ama düşünceleri amaç edinmezsen; / Eğer zafer ve yıkımla karşılaşabilir de / Bu iki sahtekara aynı biçimde davranabilirsen; / Eğer söylediğin gerçekleri, aşağılık kişiler budalaları tuzağa / düşürebilmek için çarpıttığında, / onu işitmeğe katlanabilirsen; / Ya da uğruna ömrünü harcadığın şeylerin yıkılışını seyredebilir, / Ve iki büklüm olup ‘aşınmış aletlerle’ onları yeniden / kurabilirsen; / Eğer tüm kazançlarını ortaya yığıp, şansını bir defalık / yazı-tura oyununa bağlayabilirsen; / Ve kaybedince ilk başladığın yerden yeniden başlayıp, / uğradığın kayıp hakkında ağzından tek bir söz kaçırmazsan; / Eğer sende kalp, sinir ve adale diyebileceğin bir şey / kalmamışken, / Onları işine yarasın diye zorlayabilirsen, / Ve içinde onlara “Dayan” diye seslenen kararlılığından / başka bir şey yokken, dayanabilirsen; / Eğer ayak takımı ile düşüp kalkıp erdemli kalabilirsen, / veya krallarla dolaşır da halkla bağlantını kesmezsen; / Eğer ne dostlar ne de düşmanlar seni incitip / gücendirmezse, / Bütün insanlara saygı gösterir de, hiçbiri için aşırıya kaçmazsan; / Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı, katledilen mesafeye / değer, / Altmış saniye ile doldurabilirsen, / Senin olur her şey, dünyayı senin olmuş bulursun? / Bundan daha fazlası da var oğlum adam olursun...”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...