30 Haziran 2019 00:15

Olmayanın 'ritüeli'

Olmayanın 'ritüeli'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Milyonları heyecanlandırdı; milyonlar coştu. Milyonlar umutlandı.

Seçildi.

Göreve ‘makam odasında’ toplu dua okuyarak başladı; fotoğrafını yayımladı.

Ertesi günü ‘cumaydı’, cuma namazını Sultanahmet Camisi’nde kıldı; cami çıkışında çekilmiş fotoğrafını yayımladı.

Cumanın ertesi günü cumartesiydi, ben pazar günü yayımlanacak köşe yazısını yazdım. Yazımı aynı milyonlar okumayacaklar, aynı milyonlar heyecanlanmayacaklar, coşmayacaklar; ama o seçilsin diye heyecanlanan, coşan, umutlanan milyonların ben yazınca heyecanlanmayacak, coşmayacak, umutlanmayacak olmaları ‘olmayan’ üzerine, ‘olmayanın ritüeli hakkında yazmama engel olmadı.

‘Olmayan’, insan türünden birinin/birilerinin kurguladığı/tasarladığı bir yokluk tasvirinin toplumsallaştırılmış halidir. ‘Olmayan’ üzerine kurgulanmış toplumsal örgütlenmeyi şiddetle reddedenlerin bazen, hatta sıklıkla bu yokluk tasvirinin toplumsallaştırılmış haline binbir gerekçe ileri sürerek bel bağlamalarını; ‘olmayandan’ kendileri yararlanmak istediklerinde bunun o anın tek meşru siyaset biçimi olduğuna inanmalarını, hatta bizlerin de buna inanmamız gerektiğine inanmalarını kabullenemiyorum. Demek istiyorum ki, umutlarımızı, hayallerimizi, isteklerimizi, beklentilerimizi yaşadığımız zaman diliminde ve bulunduğumuz mekanın somutluğunda gerçekleştirmeye yönelik toplum tasarımları uğruna mücadeleyi bir süreliğine ertelemeyi gereklilik zannedenler; mücadelenin bilinmeyen başka zamanların hatta zamansızlığın, bilinmeyen başka mekanların hatta mekan dışılığın gizeminde sürdürülüyor olduğu sanısını reel gerçekliğimiz kabullenenler; bu kandırmacayı ‘herkesi kucaklayıcı’ ilan etmeyi kıvrak zeka, siyasi maharet, öfkesiz görünüm tanımlamalarıyla yere göğe sığdıramayanlar yarın kendilerinden başka herkesi suçlayarak günahsız gibi davranacaklar; siyasi öngörüleriyle ‘olmayanın’ sırrına eriştiklerini kanıtlamaya yönelik bir akıl yürütmesi tutturup, ‘olmayanın’ aslında o an var olanın bir varoluş biçimi olduğunu anlatan masumları oynayacaklar.

‘Olmayanın’ üzerine, ‘olmayan’ toplumsallaştırılarak inşa edilmiş toplumsal yapılanma fikriyatının girdabında oradan buraya savrulmayı siyasi maharet, ‘kucaklaşma’ sanan biri milyonları heyecanlandırabilir, coşturabilir, umutlandırabilir. O biri, ‘olmayanın’ ritüellerini herkesin gözü önünde, olmadı fotoğraflarını yayımlayarak gerçekleştirmeyi kucaklaşmanın kamusallaşması olarak tasavvur edebilir.

Öyle de oldu, öyle yapan seçildi.

Seçilenin heyecanlandırdığı, coşturduğu, umutlandırdığı milyonların ve okurlarımın ve de dinleyenlerimin hissiyatlarına tercüman olamam elbet. Ancak seçilenden, seçildiği yer bakımından ‘olmayanın’ toplumsallaştırılmasında oynadığı ve oynayacağı rolü işlevselleştirirken, en azından gerçekleştirdiği ritüelleri kamuoyunun gözüne sokarcasına tekrarlamamasını istiyorum. Çünkü, seçildiği yerin yaşayanı olduğumdan buna hakkım var ve ayrıca bireysel ya da toplu veya ailece ritüel gösterileri sinirimi bozuyor.

  

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...