17 Haziran 2019 23:20

Başakşehir’den geriye kalan

Başakşehir’den geriye kalan

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu yazının yayımlanmasından beş gün sonra, İstanbul çok kritik bir seçime gidecek. Mevzunun “demokrasi”ye inanma değil; onu koruma olduğu gün gibi ortadayken işe biraz daha farklı bir noktadan da bakmak icap ediyor…

Yenilenmesine karar verilen, Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı 31 Mart yerel seçimleri öncesinde o dönem şampiyonluğa oynayan Başakşehir kulübü üzerinden de belediye destekleri gündeme gelmiş, bu köşede de yer verdiğim adı tecavüz skandallarına karışan yabancı bir futbolcuyu dâhi bünyesinde barındırabilen bu kulübün şampiyonluktan uzaklaşması üzerine tartışmalar bir nebze dinmişti. Ancak tam da şimdi, kritik bir viraj öncesi mevzuya bakış açımızı biraz değiştirmeye ihtiyacımız var.

Başakşehir’in, şimdiye dek en düşük seviyede oynadığı son sezon 1996-1997 sezonu. O sezon İstanbul temsilcisinin grubunda Üsküdar Anadolu, Yalovaspor, Mustafakemalpaşa, Bursa Merinos, Sapanca, İzmitspor, Beykoz, Karamürsel ve Ortaçeşme gibi şu anda profesyonel liglerde yer almayan takımlar vardı.

Peki aynı sezonda 2. Lig’de dikkat çekici başka şampiyonlar olmadı mı? Örneğin 8. Grup’ta sezonu lider tamamlayan Kasımpaşa veya 5. Grup lideri Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin takımı olan şimdiki adıyla Osmanlıspor kulübü gibi, proje takımlarının yükselişinin ‘müjdelendiği’ bir sezon 1996-1997 sezonu. Bu kulüpler yükselişe geçerken diğer liderlerin gruplarındaki Petrol Ofisi, Seramikspor, Side Gençlik, Seydişehir, Tarımspor, Çanspor, Dikilitaş, Kepezspor, Gönenspor gibi takımlar da bir daha dönmemezcesine düşüşe geçecekti.

Sonrasındaki tablo ise malumunuz. Bu köşede daha önce de birkaç kez yazdığım gibi artık bilhassa Bölgesel Amatör Lig başta olmak üzere alt lig olarak tabir edilen ligler belediye takımlarının oyun parkından öteye gidemez oldu. Kamuoyunu elinde bulundurabilecek, karşıt veya en azından muhalif bir anlayışı tribünden başlayacak bir dalga ile geliştirebilecek hiçbir kurumu ortada bırakmamaya çalıştılar. Bunu büyük ölçüde de başardılar. Şehirlerin kimlikleriyle örtüşen kulüplerin yerine artık belediyelerin desteklediği, stadyumlarında bazı malum siyasilerin fotoğraflarının asıldığı ve geçmişinin geçer akçesi bulunmayan sunî kulüpler ile futbol ortamını doldurdular.

Her ne kadar Binali Yıldırım 16 Haziran akşamı Ekrem İmamoğlu ile ortak programda İstanbul’da 900 amatör spor kulübü olduğunu iddia etse de şehirde lisanslı 724 amatör spor kulübü bulunmakta. Sayıları günden güne artan veya en azından bir şekilde mücadelenin içine dahil olmaya çalışan bu kulüplerin ileride profesyonel liglerde yer almaması için bir sebep yok. Fakat âdil şartlarda bir mücadele ile, bu kulüplere yardım yapma anlayışından çıkılarak kulüplerin kalıcı gelirlerini oluşturacak girişimlerine destek vererek bunun adımları atılmalı. Aksi takdirde kulüpler hep başa gelecek olan bir “paralı” kurtarıcının bekçisi hâlini alır. O kurtarıcı geldiği takdirde ise, bir de bakmışsınız kulübün tarihi stadyumu belediye ile protokol imzalanarak bir rezidans projesine peşkeş çekilmiş…

Başakşehir’den geriye, dönemin ligini baz alırsak, 1996’dan bu yana bir enkaz kaldı. İstanbul için çok geç değil, neden her şey çok güzel olmasın ki?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...