26 Nisan 2019 20:45

1 Mayıs, işçi sınıfı ve hafıza...

1 Mayıs, işçi sınıfı ve hafıza...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşçi sınıfının birlik dayanışma ve mücadele günü yaklaşıyor. Kapitalist dünyanın ayakta kalma nedeni olan işçi sınıfı ve emekçiler için 1 Mayıs önemli bir gündür. Ayakta tutan ve yıkabilecek güçtür işçi sınıfı... 1889’da, 2. Enternasyonal kararından bu yana 1 Mayıs kutlanmaktadır. Sömürü ve baskı sitemine karşı süren mücadeledir ki kapitalizmde dönem dönem önemli gedikler açmıştır. En büyük yarılma 1917 Ekim devrimi ile açılmış ve sonrasında süren mücadeleler dünyaya yeni bir sistem armağan edebilmiştir.

Bir halklar hapishanesi olan Rus İmparatorluğu’nda çarlığın yıkılışı ve Sosyalist SSCB’nin kuruluşu 1871 Paris Komünü’nden sonraki en büyük çığır olmuştur. Eski kapitalist dünyanın yıkılabileceği fikri bir kez daha somutluk kazanmıştı. Büyük Ekim Devrimiyle, işçi sınıfı ve emekçilerin dişe diş mücadele vererek büyük bedeller ödeyerek elde ettiği hak ve özgürlükler adeta taçlanmış oldu. 72 gün süren Paris Komünü, işçi devleti deneyimi artık on yıllarca sürecek ve dünyayı sarsacak bir işçi devrimiyle ilerlemişti. İşçi sınıfı sömürü ve baskıyı ortadan kaldıracak yeni sistemin bayrağını burçlara dikmişti ve bayrak dünya işçi sınıfına ilham vererek dalgalanıyordu. Çok sürmeden dünyanın dört bir yanında işçi sınıfı örgütleri, işçi sınıfı partileri doğdu büyüdü. Ezilen ve sömürülen halkların ulusal ve sosyal kurtuluş mücadeleleri güçlü bir dayanak edindiler. SSCB, sadece manevi olarak değil pratik tutumuyla, desteğiyle de işçi sınıfın ve ezilen halkların kurtuluş mücadelelerini ilerletmiş oldu.

Türkiye’nin işgal edilmiş topraklarından emperyalistlere karşı vermiş olduğu mücadele de SSCB’nin büyük desteğine mazhar oldu. Türkiye Komünist Partisi de bu yankılamalar süreci içinde doğru.

Dünya kapitalizmi daha ilk andan itibaren Rus Çarının imdadına koşsa da büyük bir parçanın kopuşunu engelleyememiş, SSCB her geçen gün parlayan bir güneş olarak dünya işçi sınıfı ve ezilen halklarının içini ısıtmış, kutup yıldızı olarak yol göstermişti. Alman devrimi beklentisi içinde olan Lenin ve SSCB işçi ve emekçileri o dönem kapitalist dünyanın topyekün desteğiyle Alman devrimini boğdular. Buradan aldıkları güçle SSCB’yi daha ilk yıllarında boğup, Paris Komünü gibi sadece tarihe düşülmüş bir nottan ibaret hale getirmek istediler.

1917’den sonra iç savaşla, Beyaz Ordu’yla, Denikin, Vrangel, Kolçak vd kuklalarıyla devrimi yıkmaya yönelik büyük destekleri sürse de Rusya işçi sınıfı, emekçileri, ezilen ve sömürülen halkları yeni düzenin tadına varmıştı. Beyaz Ordu’ya karşı süren iç savaş 1922’de başarıya ulaşmıştı. Köleliğe dönüş artık mümkün olmayacaktı.

Lenin’in önderliğindeki SBKP’nin bu ilk deneyimi başarıyla sürdürme çabası günlük, hatta anlık taktiklerle, güçlü kararlarla ve her aşamasında işçi sınıfı, emekçiler ve ezilen halklara dayanarak ilerletilebildi. SBKP, Lenin’in ölümünden sonra da bu yolda kararlıca yürüdü. Öyle ki kapitalizmin yeni kuklası olarak sahneye sürülen Hitler faşizminin durdurulması da SSCB işçi sınıfı, emekçileri ve ezilen halklarının büyük bedeller ödeyerek mümkün olabildi.

Birinci Dünya Savaşı devasa bir devrime yol açmış, Rus İmparatorluğu yıkılıp yeni bir çığır açılmışken, bu defa İkinci Dünya Savaşı’nda Avrupa’yı neredeyse baştan başa işgal etmiş Hitler faşizminin yıkılışıyla birlikte yeni sosyalizm dalgası etkili olmuştu. Sosyalist ülkeler ve demokratik halk cumhuriyetleri kapitalizme, sömürüye, faşizme karşı devasa bir adım atmıştı.

Balkanlardan, Kafkasya’dan, Avrupa’dan esen sosyalizm ve demokratikleşme rüzgarı kapitalizmin kendisine “şekil, düzen” vermesine neden olmuştu. Hak ve özgürlükler, “sosyal devlet” olgusunun gelişiminde nefesi kapitalizmin ensesinde olan sosyalizmin, sosyalist ülkelerin, demokratik halk cumhuriyetlerinin etkisi büyüktür. Çin Devrimi, Afrika’daki Asya’daki ulusal ve sosyal kurtuluş hareketleri SSCB’den ilham alarak gelişip başarılı oldular. Köleliğin alt edilmesi yerine insanlığın kurtuluşu mücadelesinin ikame edilmesinde tüm bu tarihsel mücadelenin güçlü işçi damarı etkili olmuştur.

Tüm bu tarihsel sürecin esas mimarı başta Rusya olmak üzere dünya içi sınıfıdır. 1 Mayıs yaklaşırken bu tarihsel hatırlatmanın ne denli önemli olduğunu söylemeye gerek yoktur! Bugün SSCB yıkılmıştır. Kapitalizmin restorasyonu, revizyonist güçlerin işbirliğiyle başarılmıştır. Ancak dünya işçi sınıfının, emekçilerinin, ezilen ve sömürülen halklarının bilincinde koca bir deneyim vardır.

Türkiye gibi kapitalist sömürü cenderesinde olan bir ülkede de işçi sınıfıdır sömürüsüz, baskısız geleceği kuracak olan. Başta Kürt halkı olmak üzere tüm halkların baskı ve sömürü altında inim inim inletildiği durumu değiştirmek için işçi sınıfının tarihsel rolünü oynamaya bugün her zamankinden çok ihtiyaç bulunmaktadır.

1 Mayıs kutlu olsun!

Bijî Yek Gulan!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...