16 Nisan 2019 19:58

İstanbul’da seçim yenilenirse faturayı kim öder?

İstanbul’da seçim yenilenirse faturayı kim öder?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Biz söylesek “Kötü niyetli muhalifler uyduruyor. İşler tıkırında” derlerdi ama TÜİK açıkladı: Son bir yılda işsiz sayısı 1 milyon 259 bin artmış. İşsiz sayısı 4 milyon 668 bini bulurken işsizlik oranı de yüzde 14.7 ile son 10 yılın zirvesine varmış!

TÜİK’in verileri bile böyle olunca, gerçek işsizliğin de artık 8 milyona dayandığı artık apaçık.

Sadece işsizlik de değil, çarşı-pazarda yaş meyve sebze fiyatlarındaki yükseliş de cep ve can yakmaya devam ediyor. Öyle ki dün “5 lira oldu!” diye feryat edilen patates ve soğan fiyatları, onca “ithalat” ve “tanzim satışları”, “market baskınları”ndan sonra 10 liraya dayanmış bulunuyor! Şimdi de “Yeni ürün çıkınca ucuzlayacak” mavalı okunuyor. Ama, izlenen ekonomik politikalar dikkate alındığında soğan ve patates başta olmak üzere gıda fiyatlarında kayda değer bir ucuzlama beklenmesinin hayal olduğu da artık gelişmeleri az çok izleyen herkesin ortak kanısı.

İŞSİZLİK, YOKSULLUK ÖNEMLİ DEĞİL; VARSA YOKSA İSTANBUL SEÇİMİ!

Bu arada, “Ekonomik programımızın bütün hedeflerini gerçekleştirdik” diye “büyüklere trajikomik masallar” anlatan Hazine Bakanı da IMF ve Dünya Bankasının toplantılarında bu masalların bu uluslararası finans çevreleri ve onların şeytanın yattığı yerde ikamet eden temsilcilerine benzer masallar anlatmış! Yandaş medyaya bakarsanız, uluslararası finans kuruluşlarının temsilcilerini ikna etmiş Bakan Albayrak! Öyle ki, Erdoğan’ın mesajını iletirken yaptığı kısa görüşmede, Trump’ı bile Türkiye’nin tezlerine inandırmış!

Ne diyelim, sonumuz hayırlı olsun!

Tabii, izlenen ekonomi politikalarının halka çıkardığı en acılı fatura olan işsizlik böyle zirve yapınca, yandaş medya ve AKP’nin sözcüleri bu ağır faturayı görmezden gelerek, geçiştirmeyi tercih ettiler, edecekler de!

Ama öte yandan Erdoğan hükümeti ve AKP üst yönetiminin, “seçim derdi”  öylesine büyük ki, halk geçinemiyormuş, işsizlik tavan yapmış... Bunlar umurlarında değil. Çünkü İstanbul’la birlikte, “en büyük aşklarını, sevdalarını”, bu ifadelerin gerçekte karşılığı olan “en büyük rantları”nın merkezini ellerinden kaçırıyorlar!

AKP-YILDIRIM İDDİALARI HİÇBİR KANITA DAYANMIYOR

Öyle ki bazı muhalif gazeteler ve muhalefet sözcüleri, işsizlik rakamlarının böylesi yüksek çıkması karşısında “İşte AKP, ekonomideki bu çöküşün üstünü örtmek için İstanbul seçimi üstünden fırtınalar koparıyor” değerlendirmesini öne çıkardılar.

Hiç kuşkusuz ki, AKP’nin seçim üstünden kopardığı gürültünün içinde ekonomideki “kötü gidiş”in üstünün örtülmesi, halkın dikkatinden kaçırılması da var. Ama AKP’nin girişimlerini böyle tek bir güncel nedene bağlamak, AKP ve “Fikriyle iktidarda olan” ortağı MHP’nin amacını aşırı basite indirgemek olur. Dün bu köşede bu konuyu ele almıştık.

Seçim gecesi daha oy sayımı sürerken, “Seçimleri ben kazandım” dedikten sonra ortadan kaybolan AKP’nin İBB Başkan Adayı Binali Yıldırım, önceki gün kameraların karşısına çıkarak (“İte kaka çıkarıldı” demek daha doğru) “İstanbul seçiminin yenilenmesini” istedi!

İki saat boyunca havuz medyasının bütün haber kanalları tarafından canlı yayımlanan basın açıklamasında “Oylar sandıkta iç edilmiştir, bu kadar açıktır. Bizim oylarımız karşı adaya yazılmıştır. Seçimde yapılan usulsüzlükler, yanlışlıklar, şaibeler, oy hırsızlıklarıyla sınırlı değil. Organize bir kötülük var. Daha birçok yanlışlar var”  iddialarında bulunan Yıldırım, bu seçimdeki organizasyonun bir yıl önceden başladığını ve seçim gecesi boyunca hayata geçirildiğini iddia etti.

İSTANBUL’DA SEÇİMİN YENİLENMESİ KARARI VERİLİR Mİ?

Yıldırım ve AKP; bir organizasyon (bir örgüt), bir yıl önce seçimin sonuçlarını değiştirmek için harekete geçiyor ve seçim gecesi bütün sandıklarda “küçük hileler” yaparak, ilçe ve il seçim kurullarında tutanakların kayda geçirilip birleştirilmesi sırasında “Küçük oy miktarlarını AKP’den diğer partilere kaydırarak”, koca İstanbul’da seçimin sonucunu değiştiriyor!

Hem de kimsenin adını sanını bilmediği bu örgüt bunları, Soylu’nun başında olduğu emniyet ve jandarma istihbaratını, Erdoğan’a bağlı MİT’i uyutarak yapıyor!

Eğer böyle bir örgüt varsa, bu tarihteki en önemli örgüt olduğu gibi en gizli örgüt olmayı da hak etmiş bir örgüttür! Çünkü MOSSAD, KGB, CIA, MI6... Hiçbir organizasyon böyle komplike, 31 bin sandığa dağılmış seçmen kayıtlarıyla oynayarak, oyları birer ikişer değiştirerek... seçim sonucunu değiştirecek yetenek ve güçte değildir. Ve bu örgütün varlığına dair, AKP’nin uydurduğu iddialar ötesinde tek bir kanıt gösterilememiştir!

Bütün bu gerçeklere karşın eğer YSK, AKP’nin iddialarını “gerçek” sayarak İstanbul’da “Seçimlerin yenilenmesi”ne karar verirse, herhalde bu karar Türkiye için yasalara uygunluk ve az çok meşruiyet kaygısı duyulan seçimler döneminin de sonu olacaktır.

Böyle bir kararın, bir yandan Türkiye’nin uluslararası imajı öte yandan da ekonomik çöküşün üstünden çıkacak faturası da hiç kuşkusuz çok ağır olacaktır!

Bu ağır faturayı kimin ödeyeceği ise önümüzdeki dönemde ekonomik ve siyasi alanda çok sert olacağı kaçınılmaz görünen mücadeleler tarafından belirlenecektir.

Herkes hesabını buna göre yapmalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...