23 Şubat 2019 23:05

Bir dostluk, dayanışma ve cesaret öyküsü Güneşe Yolculuk

Bir dostluk, dayanışma ve cesaret öyküsü Güneşe Yolculuk

Güneşe Yolculuk film afişi

PAZAR
Paylaş

Yeşim Ustaoğlu’nun bol ödüllü Güneşe Yolculuk filminde saf bir gencin Türkiye'nin gerçeklerinden haberdar biri haline dönüşmesinin, dostluğun, dayanışmanın ve cesaretin öyküsü anlatılır.

Mehmet, sular idaresinde çalışmaktadır. Milli maçı izlemeye giden Mehmet maç sonrasında fanatiklerin bir arabayı parçaladığını, içindeki adamı dövdüğünü görür ve adamlarla kavga etmeye başlar. Ancak adamların sayısı fazladır ve Mehmet dayak yemeğe başlar, bu sırada kalabalığın içinden biri gelip Mehmet’e yardım eder, beraber kaçarlar. Böylece Mehmet seyyar arabasında müzik kasetleri satan Berzan ile tanışır ve arkadaş olur. Mehmet Tireli olmasına rağmen, koyu teni nedeniyle herkes tarafından doğulu sanılmaktadır. Mehmet Berzan’a bir çamaşırhanede çalışmakta olan kız arkadaşı Arzu ile ilgili gelecek hayallerini, Berzan ise ona günün birinde Irak sınırındaki köyü Zorduç’taki sevgilisine geri dönme arzusunu anlatır. Berzan sık sık sokak gösterilerine katılmakta ve sık sık karakola götürülmektedir.

Deniz kenarında oturup martıları sayarlarken aralarında şu konuşma geçer:

Mehmet: Niye geldin İstanbul’a?
Berzan: Martıları saymaya geldim
Mehmet: Nerden geldin peki?
Berzan: Eminim hayatında hiç duymamışsındır
Mehmet: Nerden biliyorsun, belki duymuşumdur.
Berzan: Zorduç’tan geldim
Mehmet: Zorduç mu?
Berzan: Gördün mü?
Mehmet: Peki nerede bu Zorduç denen yer?
Berzan: Irak sınırına yakın bir yerde.
Mehmet: Hâlâ bana İstanbul’a neden geldiğini söylemedin.
Berzan: Babamı vurdular Mehmet.
Mehmet: Kim vurdu babanı?
Berzan: Bir gece eve baskın yapıldı. Alıp bunu götürdüler ve bir daha da geri getirmediler.
Mehmet: Peki geri gelmediyse vurulduğunu nerden biliyorsun?
Berzan: Biliyorum Mehmet, biliyorum. Çünkü bizim oralarda bir sürü insan böyle gitti. Alıp götürüyorlar da, bir daha geri getirmiyorlar. Kesin vurulmuştur, yoksa şimdiye kadar niye gelmesin?

Bir akşam Mehmet sevgilisi Arzu’nun yanından ayrıldıktan sonra kaldığı yere gitmek için minibüse biner ve yanına biri oturur. Bir süre sonra yanındaki adam ilerde polis çevirmesi olduğunu fark ederek arabadan iner, ancak çantasını Mehmet’in yanında bırakır. Polisler minibüsü durdurarak içeriyi ararlar ve Mehmet’in yanında duran çantayı görerek onun sanırlar ve Mehmet’i karakola götürürler. Çantanın içinde pek çok yasa dışı faaliyette kullanılmış bir tabanca vardır. Mehmet karakolda çeşitli işkenceler görür bu sırada polis bir yandan da Berzan’ı aramaktadır. Berzan Mehmet’in kız arkadaşı Arzu’nun yanına gelir ve Mehmet’i aramaya başlarlar. Arzu karakola giderek erkek arkadaşının orada olup olmadığını sorar ve onun gözaltında olduğunu öğrenirler.

Polis sonunda Mehmet’i bırakır ve Mehmet kaldığı yere arkadaşlarının yanına gider fakat arkadaşları onun artık yanlarında kalmasını istemezler. Eşyalarını toplayarak oradan ayrılan Mehmet işe gider ama olanlardan sonra işten de çıkarılmıştır. Berzan ise artık otobüslerde muavinlik yapmaya başlamış ve Arzu’ya Mehmet’in kendisini otogarda bulabileceğini söylemiştir. Berzan Urfa’ya doğru yola çıkmış ancak otobüs polis tarafından aranırken aranan kişilerden birinin kimliğini polisten saklamıştır. Urfa’dan İstanbul’a dönen Berzan Mehmet’le buluşur ve onu evine götürür, ayrıca bir otoparkta ona iş ayarlar. Arzu bu durumdan memnun değildir çünkü başlarına gelenlerin sorumlusu olarak Berzan’ı görmektedir. Mehmet’in otoparkta kaldığı ilk gece kapısına yeniden kırmızı bir çarpı işareti konmuştur. Bunun üzerine Mehmet oradan ayrılarak çöplüklerden çöp toplamaya başlar. Bir gün sabah Berzan erkenden kalkarak arkadaşıyla beraber aceleyle evden çıkar ve Mehmet’e Urfa’ya gitmesi gerektiğini söyler. Fakat Berzan o gün yasa dışı bir sokak gösterisine katılmış polisler tarafından yakalanmış ve öldürülmüştür. Bunu duyan Mehmet Berzan’ın cesedini görmeye morga gider, cesedi orda bırakmak istemez ve Arzu’yla beraber cesedi alırlar. Ancak çıkışta Arzu’nun ailesi gelir ve kızlarını götürürler. Mehmet geceleyin eskiden çalıştığı otoparktan bir araba çalarak Berzan’ın cesedini arabaya yükler ve arkadaşının köyüne doğru yola çıkar. Yolda araba bozulur ve pek çok aksilik olur. Mehmet önce bir otele gider, ardından yolculuğuna trenle devam etmeye başlar. Uzun bir yolculuğun ardından Mehmet Zorduç’a gelir; ancak köy sular altında kalmıştır. Mehmet Berzan’ın cesedini köyü tamamen kaplayan sulara bırakır.

1998 yapımı filmin başlıca rollerinde Nazmi Kirik, Mizgin Kapazan, Lucia Marano, Ara Güler, Ercüment Balakoğlu yer alır.

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi alan Yeşim Ustaoğlu sinemaya kısa filmlerle başlar. İlk uzun filmi olan ‘İz’i 1994’te çeker. 4. Köln Türk Filmleri Festivali'nde ve 14. Uluslararası İstanbul Film Festivali’nde “En İyi Film” ödüllerini alan ‘İz’in ardından 1999’da yönettiği ‘Güneşe Yolculuk’ İstanbul ve Ankara film festivallerinde “En İyi Film” başta olmak üzere pek çok ödül alırken, Berlin Film Festivali’nden de “Mavi Melek ve Barış Ödülleri”ni kazanır. 2003’te çektiği ‘Bulutları Beklerken’ filmiyle Sundance Film Festivali’nden “En İyi Senaryo Ödülü”nü alan Ustaoğlu, ‘Pandora'nın Kutusu’yla da San Sebastian Uluslararası Film Festivali’nde en iyi film ödülünün sahibi olur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa